İğrenç bir sabah. Başım fazlasıyla ağırıyor ve göz kapaklarım çok ağır
Bekle! Saat kaç?
Hassiktir... saat iki olmuş, bir saat önceden Denizle buluşmuş olmam gerekiyordu.
Hafta sonunu fırsat bilip bu kadar uyumamalıydım...
"Selam Deniz, özür dilerim uyuyakalmışım"
Deniz mesaj atmamı beklercesine dakikasında baktı:
"Selam Savaş, dert değil sadece buluşacaksak elinden geldiğince hızlı çıkabilir misin? Bizimkiler sorun yaratabilir."
"Tabi giyinip çıkıyorum."
Çık tabi aptal..."Nerdesin?"
"Okulun önündeki parkta bekliyorum"
Geliyorum Deniz. Bakalım ne yaşayacağız bugün.
- Selam
- Hoşgeldin yakışıklı.
Yakışıklı? Pekala.
Deniz beklemediğim şekilde benimle flörtöz konuşmaya başladı.
- Evet Deniz, nereye gidiyoruz?"
- Hmm. Yeşil alan sever misin?"
Ah Deniz. Bu kadar klasik olamazsın.
- Neden olmasın?
- Öyleyse seni gümüş vadiye götürüyorum
Bahsettiği yere yürümeye başladık. Yürürken bir anda düşünmeye başladım.
Konuştuğumuz süreç boyunca Denizin baskın taraf olma çabasına denk gelmiştim. Hoşuma gitmedi.
- Ne düşünüyorsun yakışıklı?
- Hiç. Sadece keyifli geçsin bugün.
Aslında kafamda tonlarca şey vardı fakat Deniz, sana bunları asla anlatamam.Bahsettiği yere gelip bir çardağa oturduk. Deniz yanında kart getirmişti.
- Pişti oynar mısın?
Ahahahahah komik bir soruydu çünkü onu çiğ çiğ yiyeceğimden haberi yoktu.
- Oynarım. Rakibin güçlü aklında bulunsun.
- Öyleyse iddiaya girelim. Kazanan kaybeden tarafa istediğini yapar.
Anlaştık.
Oynamaya başladık ilk üç turu ben kazandım. Fakat sonra Deniz yavaş yavaş kazanmaya başladı.
- Deniz şansın sonradan dönüyor.
- Ahahahahaha sadece şanslıyım evet.
Ve Deniz kazandı.
- peki yakışıklı, istediğim şeyi yapmaya hazır mısın?
- Gönder gelsin.
- öp beni.Ne
- Anlamadım?
- Duydun.
- Deniz b- be-
- Peki korkak.
Saatine baktı;
- Hava kararıyor bizimkiler sıkıntı çıkaracak gidelim mi artık?
- Gidelim.
Tamam flört ediyor olabilirdik. Evet ben flörtöz bir insandım ama Denize karşı ne tensel ne duygusal hiçbir şey hissetmiyorum.
- Savaş
- Hm?
- Kendinden bahsetsene biraz. Evet üstünkörü tanıştık ama ben gerçek savaşı hiçbir zaman tanımadım.
Peki yine başlıyoruz.
- hakkımdaki genel şeyleri biliyor olsan da açıklayayım ben Savaş Sayar. Beş senedir dövüşüyorum boksörüm yani. Resim çizmekten de hoşlanırım. Öyle resim yeteneğim var diyemem hoşuma gideni çizerim. Dünyaya çok büyük bir katkım da yok aslına bakarsan. Kendi halimde yaşanaya çalışıyorum sadece. Peki sen Deniz, sen neler yapıyorsun?
- Ben, ben...
Dili tutulmuş gibiydi.
- Ben de resim çizerim ben sanırım bu konuda yetenekliyim.
- Peki çizimlerine bakabilir miyim?
- Resim atölyesine çıkmadın mı sen hiç?
Hadi canım. O kadar yetenekli miydi gerçekten?
- Oradaki resimleri sen mi çizdin?
- Evet. Aslında hepsini değil fakat bir çoğu benim resmim.
Denizin çizmeyi sevdiğini biliyordum ama bu kadarını beklemezdim.
- Savaş aslında benim sorum bu değildi.
- Anlayamadım?
Ne saçmalıyorsun Deniz??
- Aile hayatın diyorum. Sakıncası yoksa bana ailenden bahseder misin?Gerçekten mi?
- Sakıncası var Deniz. O konuda konuşmayacağız.
- P- Peki. S- Sadece yeterince iyi tanımak istemiştim.
Kahretsin. Evin nerede senin?
- Bence gerek yok. Bu arada ne tarafta oturuyorsun? Biz yürüyoruz fakat nereye gittiğimizi bilmiyorum.
- Okula yakın oturuyorum merak etme. Tabi gelmek zorunda değilsin.
- Olmaz, hava karardı. Bu saatte tek gitmeni istemem.
Neyim ben özel koruma mı? Ah tanrım...
-yarım saatin sonunda-
- İşte geldik
- Burası mı?
- Evet. İstersen yürüyebilirsin, evin yakınlardaysa tabi.
Dalga mı geçiyorsun? Nerde olduğumu bile bilmiyorum.
- aslında bir taksi bulsam iyi olacak.
- Biraz ilerde durak var sana eşlik edeyim.
Sadece evine git Deniz.
- gerek yok aslında
- Lütfen.
- Peki gel bakalım.
5 dakikalık bir yürüyüşten sonra taksi durağına ulaştık. Sonunda vedalaşma vakti geldi. Denize yüzümü döndüm;
- öyleyse gid-
Deniz dudaklarıma yapıştı!
Peki, bu beklenmedikti. Ani bir refleks ile Denizi ittim.
- Rahatsız olduysan özür dilerim. S- sadece seni öpmek istedim.
- Görüşürüz Deniz.
Hızlıca taksiye bindim. Denizin hareketi midemi bulandırdı ve camı açtım. Tamam ben de çok fazla kişiyi öptüm fakat hepsi bir çekim hissettiğim insanlardı. Kafamda bunlar dönerken ani bir ses düşüncelerimi böldü;
- Ne tarafa gidiyoruz?Eve ulaştığımda mide bulantısı ve kafa karışıklığıyla iç içeydim. Denizden tek bir mesaj dahi gelmemişti. Beklemiyordum ama öptükten sonra bir mesaj yazar diye düşünmüştüm. Hızlıca soyunup duşa girdim. O anları hafızamdan silmeye çalışıyordum. Beni neyin bu kadar etkilediğini anlamamıştım.
Duştan çıkıp yatağa yattığımda aniden bir mesaj geldi. Bu Denizdi.
-iyi geceler
Cevap vermeli miyim? Boşversene belki de bir şeylerin bitmesi ikimiz için de daha iyi olur.
Uyuyana kadar Denizi kafamdan atamadım. Evet çok tatlıydı fakat beni ondan uzaklaştıran bir şey vardı. Belki de takıntılı olduğuna dair hislerimdi bu. Bilmiyorum...