Of Age

158 8 0
                                    

Zorluklar labirentinden bu ilk geçişim ya da boş bir odada çaresiz kalışım değildi. Ama hepsinde çıkış yolum bana el sallardı. Genellikle depresyon içerikli düşüncelere sürünme evrem de onun gibi ne zaman gelip ne zaman gideceği belliydi. Şimdi tek değişen şeyin çıkış kapımın birileri tarafından arkasına sandalye konup açılmamak şekilde kapanmasıydı. Bunun üzerine bende her 19 yaşındaki genç bir birey gibi bardayım. Açılışımı bir viskiyle yaptım ve ödenmesi gereken ev kirasını takmamaya çalıştım. Çevirmenlik işinden kazandığım para ev kirasını ve kendi ihiyaçlarımı ucu ucuna karşılıyordu ve şu anda yapmam gereken büyük ihtimalle ek bir iş aramaktı.

 Ama ben yüksek seste kendi sorunlarımın sesini bastırmayı insanları ve davranışlarını kıyafetlerini izlemeyi seçiyordum ve  bu cidden sinir bozucu şekilde iyi geliyordu, bar taburesinden yavaşça arkama doğrularak pis ve ücra köşedeki bir yerin keyfini ne kadar çıkarabilirsem o kadar çıkardım ve içki içip sarhoş olan birbirine sürtünen insanları izlemeye devam ettim sanırım bu bende çocukluktan kalma bir takıntıydı. İnsanların davranışlarını gözlemlemek ve ben de bunu yapmaya devam ettim. Ta ki kapıda işinin ne olduğunun belli olmayan bir adamın sarışın bir çocuğa kimliğini sorana kadar. Daha öncede buraya gelmiştim ama umursamaz insanlarla dolu olduğunu bildiğim için birine kimlik sorması bana cidden saçma gelmişti. Benim gibi işi olmayan bir iki meraklı kafasını oraya çevirirken çocuk cebinden kimliğini çıkardı ve adamın gözüne soktu adam çocuğu kapı dışarı etmeye yeltenicek zannederken telefonuna baktı ve çocuğu içeri aldı. Galiba çocuk yeni 18 olmuştu ve her barda olacağını bildiğim eziklenmeden nasibini almıştı. Daha fazla sarışın çocuğun ne yaptığına bakmadan bir bardak daha viski söyledim tahminimce 3. Ye param yetmeyecekti ama tüyebilirdim,en azından öyle umuyorum. 

Yanıma biri oturduğunda etrafa bakınmayı bırakıp ona döndüm, sarı saçlarını dikmişti ve Green day tişörtüyle tam bir liseli oğlan görüntüsü çiziyordu altına skinny Jean giymişti ve kollarına hoş görünün deri bilekliklerden birkaç tane takmıştı fakat bu sarışın çocukta dikkat çeken iki şey vardı biri mavi gözleri diğeri ise dudağındaki piercingiydi. Tekrar önüme dönünce çocuğun sıkıntıyla yanağını şişirdiğini fark ettim. Yeni reşit olmuş biri neye bu kadar çok sıkılmış olabilirdi ki? Lisede övülen özgürlüğüne ulaşmıştı, hayatı Simpsonlar'daki gibi dalgayla geçmeliydi bu sarışının. Yavaşça taburede ona doğru döndüm dönerken diz kapaklarımız çarptığı için artık tüm dikkati bendeydi

 " Seni bara almamaları gerek miyor mu?" dedim tabiki de yanıtım bir göz devirmeyle sonuçlandı ama o da konuşmaya ihtiyaç duyuyormuş gibi anlatmaya başladı, 

" Aslına bakarsan bu gün benim doğum günüm ve şapşal arkadaşlarımdan tek beklentim çılgın bir doğum günüydü, sonuçta bu her doğum günüm gibi değil reşit oluyorum. O aptallar ise annemi çağırmış ve annemin bu konulardan anladığını söyleyip tüm işi ona bırakmışlar ve sonuç ise koca bir hayal kırıklığı." dedi sinirle içkisini kafasına dikti ve bitince tezgaha sert bir şekilde çarptı. Bu basit problemini sanki dünyanın en büyük hatasını yapmış ve iflasın eşiğine gelmiş gibi anlatması iyi hissetirmişti.

 "Şahsen Simpsonlar'da ki bir sarışın olmanı istemezdim, fazla neşeli... Ama böyle olmanda sinir bozucu hem bu gün 18 oldun istediğin içkiden içebilir istediğinle birlikte olabilirsin saçma kanunlar yok saçma dertler yok." Dedikten sonra bende ikinci içkimi içmiştim ve parmaklarımı bardağa sarmıştım.

 "Cidden böyle mi düşünüyorsun? Karşıdan The Simpsons'da oynayan biri gibi mi görünüyorum? " 

"Sadece olduğun gibi görünmüyorsun."

"Sen de dövmeli ve barda içki içen bi kıza göre fazla bilgece konuşuyorsun." Söyledikler sinirimi bozmuyordu sadece sarışın genç,atarlı ve on beş yaşında bir çocuk gibi davranıyordu. 

Blurred Lines || m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin