0.2

410 13 7
                                    

"Abi affedersin ama ben niye soyunma odasında arkam dönük sizi bekliyorum acaba?" dedim. Yaklaşık on dakikadır arkam dönük bir şekilde soyunma odasında zorla tutuluyordum.

Tamam Alin. Dönebilirsin önüne abiciğim." dedi. Ve önüme döndüğüm anda herkes ortaya toplanmış bana bakıyordu, bir anda arkadan abim elinde çikolotalı bir pastayla "İyi ki doğdun Alin!" diye bağırarak yanıma geldi. Ne tepki vereceğimi anlık olarak unuttum çünkü şok olmuştum, hiç böyle bir şey beklemiyordum. Ayrıca şu sıralar işlerim çok yoğun olduğundan doğum günümü bile unutmuştum. Herkes alkışlarken önümde duran abime baktım, gözleri parlıyordu. Gözlerimi kapatıp nefesimi tuttum.

Tanrım, lütfen hayatıma beni gerçekten, bütün kalbiyle sevecek birisi girsin.

Dolan gözlerimi açıp pastayı üflediğimde bütün ekip bir anda alkışlamaya başladı. Ardından sıra sıra herkes bana sarılıp mutlu yıllar dileklerini iletti. İlk önce abim, pastayı maçtan sonra yemek için kutusunu kapatıp koltuklardan birine bıraktı ve yanıma geldi.

"İyi ki doğdun Alin, iyi ki benim kardeşimsin. Seni çok ama çok seviyorum, bunu sakın unutma. Çok değerlisin, her şeyimsin." alnımdan ve yanaklarımdan öpüp o kadar sıkı sarıldı ki kemiklerimin kırıldığını hissettim. Ardından Kaan abi geldi.

"İyi ki doğdun Alinciğim." deyip bana sarıldı. Geri çekildiğinde onun yanındaki Yunus hızla bana doğru yaklaşıp bedenimi tuttu. Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettiğim an güldüm, beni etrafında döndürdü.

"İyi ki doğdun Alin Demirbay!" bütün cümleyi bağırarak söylerken soyadımı uzatarak söylemesi beni daha güldürdü. Yere indiğim an birkaç saniye başımın dönmesini geçirmeye çalıştım, geçtiğinde Apo abi önüme geldi. İkimiz de birbirimize bakmaya başladık, anlamayarak tek kaşımı kaldırdım.

"Ne bakıyorsun abi?"

"Sen ne bakıyorsun?"

"Bakmıyorum?"

"Ya of, neyse. İyi ki doğdun." sarıldığımızda Berkan geldi.

"İyi ki doğmuşsun canım benim." kafamı tutup alnımdan öptüğünde sıkıca sarıldık, ardından saçlarımı karıştırdı. Güldüm.

"Yapma şunu ya." hemen sonrasında Kerem yanıma geldi. Gülümsüyordu.

"Doğum günün kutlu olsun canımın içi. Allah sana mutlu, huzurlu nice yıllar nasip etsin inşallah. Ha bir de bizli yıllar."

"İyilik duasını da aldığımıza göre işime bakabilirim. Çok şükür, elhamdülillah." ikimiz de gülüp birbirimize sarıldıktan sonra Kerem abinin tam arkasından gelen Barış'ı görünce nefesimi tuttum. Yüzünde geniş bir gülümseme vardı.

"İyi ki doğdun Alin, iyi ki doğdun Alin. İyi ki doğdun, iyi ki doğdun. Mutlu yıllar sana!" kısık sesle doğum günü şarkısı söyleyip sırıtarak belime sarıldı. Ben de ona karşılık verdiğimde elleri saçlarımın ucuna dokundu, hissetmediğimi sansa da hissettim. Ben büyük sırtına bir şekilde sarılmaya çalışırken o benim ince belime rahatça sarılabiyordu. Birkaç saniye sonra abim arkadan,

"Hadi bakalım, doğum gününü de kutladığımıza göre antrenmana geçelim, ha?" diye hepimize seslendi. Barış geri çekildiği an abime baktım ama o Barış'la bana bakmayı tercih ediyordu. Yüzüne doğru orta parmağımı uzattığımda dilini çıkardı. Umursamadım, hep böyle anlaşırdık.

Isınma hareketleriyle antrenmana başladıklarında uzun bir süre abimi izledim. Arada bir bana dönüp baktığında gülümsüyor, öpücükler yollayıp motivasyon veriyordum. Oysa ara sıra öpücüklerime karşılık verip gülümsese de çoğu zaman kimseye çaktırmadan el hareketiyle bana cevap veriyordu.

"A-a! Alin?" arkamdan gelen aşırı tanıdık sesle durdum, yavaşça arkama döndüm. Bir dakika, ne! Hayır, olamaz. Hayır...

"D... Doruk?" şok içinde karşımda duran eski sevgilime baktım. Hiç değişmemişti, hâlâ eski şerefsizliği yüzündeydi. Sıkmam için elini uzattığında gözüm oraya doğru kaydı. Hayır...

ilham gelmeyince kizlarin sacmalama bicimi

bal, barış alper yılmazWhere stories live. Discover now