(2 gün sonra)
Sabah uyandığımda yanımda uyuyan Hilal'le karşılaştım. Çok tatlı görünüyordu. Önüme dönüp komodinden telefonumu aldım, saat 10'du.
"Of ya, ne kadar uyumuşuz..." diye kendi kendime söylenirken yatakta bir hareketlilik hissettim.
"Günaydın..." bu Hilal'di, ona döndüm.
"Günaydın, iyi uyudun mu bari?" gülümseyerek gerindi.
"Uyudum tabii." dediği an bir anda içerden abimin sesi yükselince kapıya doğru baktım.
"Koğuş, uyan!" odanın içine daldı ve bize bakmaya başladı. Birkaç saniyenin sonra ise sırıttı ve,
"Günaydın kızlar!" diye bağırdı sesini incelterek. Hilal'le ikimiz de ona gülerken bugünün güzel geçmesi için içimden dualar sıralıyordum. Abim olanları öğrenmişti ve Hilal üzülmesin diye son birkaç gündür aşırı titiz davranıyordu. Ben de moralini bozmamak için Hilal'e ayrı bir özen gösteriyordum. Ama bugünün gerçekten güzel geçeceğinden emindim.
-
"Kanka, bence yaz çocuğa." bir yandan ağzıma ekmeği tıkarken bir yandan da Hilal'e, Kerem'e yazması için gaz veriyordum. Abim yanımızdaydı ve Kerem'dem 'çocuk' diye bahsettiğimiz için kim olduğunu anlamıyor, öylece bize bakıyordu.
"Emin misin, ya beni tanımazsa?"
"Tanıyor seni kızım, ne alaka?" oflayarak telefonunun kilidini açtı ve bana baktı.
"Sende numarası var, atsana." telefonumu hızla kapüşonlumun cebimden çıkardım ve rehberden Kerem'in üstüne tıkladım, numarasına basılı tutup kopyaladıktan sonra WhatsApp'a girdim ve konuşmalarımın en başında olan Hilal'e yolladım.
"Tamamdır!" dedim gülümseyerek. Telefonumu masaya bıraktım ve omletimden bir ısırık alıp patates kızartmasını ağzıma attım.
"Bir dakika, kim ya bu çocuk?" abim merakla bize bakıyordu. Gözlerim Hilal'e kaydı.
"Söyleyelim mi?" diye sordum. Birkaç saniye kendi kafasında sorguladıktan sonra onaylar anlamda kafasını salladı, abime döndüm.
"Hilal... Kerem'den hoşlanıyor da." abim imalı sırıtışını yüzüne takındığı an Hilal eline bir zeytin alıp ona fırlattı.
"Of Kerem abi!"
"Ya tamam tamam. Şimdi sen bu Kerem'e yazacak mısın, hiç konuşmadınız mı?"
"Konuşmadık... Ve ben nasıl konuşma başlatacağımı bilmiyorum."
"'Selam, beni hatırladın mı' yaz, bence gayet ideal bir konuşma başlatma şekli."
"Bok gibi bir sohbet başlatma sorusu lan bu, Hilal sapık damgası yer ilk dakikadan." dedim abimin fikrine karşılık olarak, o ise bana doğru hareket çekti.
"Sus sen. Bir erkeğin bu lafa ne kadar hızlı tav olacağını bilemezsin." ardından Hilal'e döndü. "Yaz sen canım, beni dinle. Pişman olmazsın." Hilal merakla bana baktığında onay verir anlamda gözlerimi kırptım.
"Sen yaz Hilal, eğer Kerem tav olmazsa da abimin benden çok çekeceği var." dedim sırıtarak.
"Aynen, görürüz Alin hanımefendi." diye de uzanıp saçlarımı çekti abim. Ben minik bir çığlık atıp onunla laf dalaşına girdikten saniyeler sonra Hilal'den çığlık atar gibi bir ses geldi.
"Ay yazdım! Vallahi yazdım!" telefonunu hızla yere atıp salona koşarken büyük bir kahkaha patlatıp peşinden gittim. Onu ilk defa böyle görüyordum.
—
hilal ve kerem icin de es zamanli ayri bi fic baslaticam