28//final

444 35 20
                                    

taehyungum❤

aşkım

hazır mısın ben geldim aşağıdayım

Sevgilisinden gelen mesajı görüp daha da acele etti Jungkook. Evet hazırdı, iyi de görünüyordu fakat daha da iyi görünsün istiyordu çünkü bu günü öylesine iple çekmişti ki...

Belki de birlikte yaşamayı teklif edecekti ona biricik sevgilisi, ya da geçen yıl çok istediği o tiyatroya bilet bulmuştu, bin bir türlü şey aklına geliyordu şuan. Bir şey hariç...

Arabada beklemekten sıcaklayan Taehyung'un ise heyecanı sevgilisinden farksızdı. Fakat emin olduğu bir şey vardı, eğer sevgilisi daha fazla gelmezse bayılacaktı ve yaptığı tüm plan belki de mahvolacaktı kendince. 

Zar zor cesaret edip dönme o özel dönme dolapta yer ayırtmıştı Taehyung. Bu dönme dolap Seoul'ün en büyük dönme dolabıydı. Bir oda büyüklüğünde olan ve içinde yemek yiyebildiğn bu dönme dolap fotoğraflardan görüldüğü kadarıyla oldukça göz alıcı gözüküyordu.

Sağ taraftan kapı açılma sesi tüm düşüncelerini geride bırakmasına sebep oldu Taehyung'un.

''Aşkım oha ne biçim olmuşsun!''

''Beğendin mi?'' 

Jungkook yanaklarını kavradı sevgilisinin, ''Beğenmek de ne demek, her halükarda göz alıcısın zaten, çok yakışmış gömlek.'' deyip minik bir öpücük kondurdu dudaklarına.

''Sen kendine baktın mı acaba aynada? Harika gözüküyorsun. Ve parfümün... Benim sevdiğim sıkmışsın.''

Emniyet kemerini takarken 'aferin' dercesine bir bakış attı sevgilisne Jungkook. ''Bravo akıllım, aynen öyle yaptım. Geceye bir puanla başladın bakalım.''

Emniyet kemerlerinin takılı olduğundan emin olan Taehyung, arabayı sola kırıp caddeye çıkmadan önce biricik sevgilisine cüretkar bir bakış attı. ''Puan kaçta tamamlanıyor ve ödülüm ne?''

''Onu görürsün gece sonunda.'' 

''Hadi ya,'' derken kırmızı ışık yandı ve böylece yavaşladı Taehyung. Bu sayede sevgilisine döndü, bir eli direksiyondayken diğer eli sevgilisinin bacak içinde gezindi. ''Belki de ilk ben seni ödüllendiririm, ne dersin.''

Esmer olanın her bir hareketine vücudu sanki ilkmişçesine tepki verirken ağırca yutkundu Jungkook. ''Yeşil... yeşil yandı.''

Beklediği tepkiyi alırken önüne dönen Taehyung öte yandan sevgilisinin nefeslenmesi için camını açtı. 

Yaklaşık yarım saat geçen trafiğin ardından gelmişlerdi ışıltılı lunaparka. 

Neredeyse tüm oyunlara ve oyuncuklara binip eğlendikten sonra saat on bire ayarladığı rezervasyona gecikmek istemiyordu Taehyung.

''Gel, bir yere götüreceğim seni.'' derken elini kavradı güzeller güzelinin. 

Jungkook'un kafası karışmıştı. Ciddi manada karışmıştı çünkü binmedikleri bir oyuncak, oynamadıkları oyun kalmamıştı. Acaba kaçırdığım bir şey mi var diye düşündü fakat yoktu. Taehyung bindiği bir şeye bir daha binmez, deneyimlediği bir şeyi bir daha deneyimlemezdi. İzlediği bir filmi tekrar izlemezdi mesela, onun yerine bir başkasını izlemeyi tercih ederdi.

Jungkook ise tam tersiydi. 

Onun konfor alanı vardı ve ne zaman kötü hissetse isterse milyon kez yaptığı, izlediği bir şey olsun, yine yapardı.

''Taehyung, düşündüğüm şeyi yapmıyoruz şuan değil mi? DEĞİL Mİ?'' Jungkook heyecandan sesinin desibelini biraz(!) fazla artırmış olacaktı ki birkaç grup insan dönüp onlara doğru bakmıştı.

Taehyung ise sevgilisinin bu heyecanını gördüğü için sevinçliydi. Öte yandan, fazla belli etmemeye çalışıyordu... korktuğunu.

Dolabın başındaki görevliye ismini verdikten sonrasında her şey hızlıydı. Onlara ayrılan yuvarlak ve oldukça büyük, en azından Taehyung'un ellerinin daha fazla titremesine sebep olacak kadar, bir bölmenin içine girip çoktan tepeye doğru dönmeye başlamışlardı bile. 

Verdikleri siparişleri yerken ettikleri sohbetlerinin sırasında Jungkook, sevgilisinin avuç içlerini bacağına sürdüğünü ve sağ bacağını titrettiğini fark etmişti ki bunu oldukça nadiren yapardı. Genellikle stres olduğunda. Ve aniden o fikir aklına geldi. 

Ayağa kalktı, Taehyung'un biricik ceylan gözlü sevgilisinin ne yaptığını anlaması oldukça hızlıydı.

''Dur!''

Tam da sandalyesini yanına çekmeye hazırlanmıştı Jungkook, ki sevgilisinden ikaz gelene kadar.

''Neden?''

''Yüzünü görmek istiyorum, lütfen, aşkım. Oturur musun? Benim için her şey oldukça zor şuan. Kafamda kurduğum gibi gitsin istiyorum.''

Jungkook şok içindeydi. Beyni her ne kadar mantık kursa da kalbi tüm fikirleri önlüyor, susturup ana odaklanmasını sağlıyordu yalnızca. Bu yüzdendi ki bir şey düşünemez hale gelmişti anında.

O an gelip çatmıştı. Büyük bir nefes aldı Taehyung, ve konuşmasına başladı. ''Şu anı o kadar uzun zamandır hayal ediyorum ki. Bambaşka açıdan, bambaşka senaryolardan, ayrıca birçok kez de ezber yaptım. Ama şuanki akıl almaz güzelliğin tüm ezberimi unutturdu bana."

Jungkook istemeden de olsa dolan gözlerini silmişti elinin tersiyle, kıkırdayarak " Ezberin hep kötüydü." dedi ve sevgilisinin de gülmesine sebep oldu.

"Haklısın, oldukça doğaçlama olacak şuan."

Hafif bir sallanma yaşandı en tepeye ulaştıklarında. Jungkook fark etti ki sevgilisi korkuyordu en tepede olmaktan. Yanında olduğunu hissettirmek istercesine elini tuttu sevgilisinin.

"Taehyung sen, korkuyor musun?"

"Evet, Jungkook, sen işte tam olarak bunu yapıyorsun. Duygularımı aynen bu konumda olduğumuz gibi en uçta yaşatıyorsun bana. Yeri geliyor korkuyorum, seni kırmaktan,; isteklerini karşılayamamaktan, yeterince ilgimi gösterememekten. Bilemiyorum. Seni hak edip etmediğimi hala bilemiyorum. Ama yeminler olsun ki bunu kanıtlamaya devam edeceğim."

Cebindeki kutuyu çıkarırken Jungkook artık gözyaşlarını tutamaz hale gelmişti. Ağlarken bile çok güzeldi ya, bir kendi farkında değildi.

"Seni sevmeye yeminler olsun ki ölene dek devam edeceğim. Seni mutlu etmeye, hak ettiğini görmeye ve el üstünde tutmaya devam edeceğim. Fakat bunu artık aynı çatı altında yapmak istiyorum, senden bahsederken böbürlenerek benim eşim o! diyerek haykırmak istiyorum herkese. Buna izin verir misin? Bunu gerçekten ister misin Jungkook? Benimle evlenir misin?"

Jungkook ağlarken bir yandan güldü. "İlk önce hangi sorunu cevaplayayım istersin?"

Taehyung da sol gözünden akıp teniyle buluşturduğu yaşı gülerek silerken, "Mümkünse sonuncuyu, diğerlerini daha sonra uzun uzadıya konuşabiliriz bence." dedi.

"Hayatım boyunca hep yanımda olmanı istiyorum Taehyung, teklifin için teşekkür ederim. Şimdi, yüzüğünü alayım???"
Taehyung gülerek yerinden kalktığı an sevgilisi, pardon, müstakbel eşi de kalktı.

Kutudaki yüzüğü sağ eline geçirirken belini sarmaladı sevgilisinin ve hatırı sayılır bir öpücük bıraktı sevgilisine.

O sırada anın etkisinden çıkamadıkları için ikisinin de henüz bakamayacağı bir mesaj geldi gruplarından.

tecrübe oldu🥰

jimin

ÖLCEM

JOON BANA AYNI HOSEOKUN YOONA ETTİĞİ GİBİ EVLENME TEKLİFİ ETTİ

*

okuduğunuz için teşekkürler

endflessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin