(maç notu: türk uyudu sandınız lakin türk uluyor türk laik atak geçiriyor.. o kadar güzeldi ki ya milli duyguları yine sonuna kadar yaşadık hepimizi tebrik ediyorumm)
🥹🥹🤍♥️🤍♥️🇹🇷🇹🇷🇹🇷
(özür notu: son bölüme gelen yorumlar için çok teşekkür ederim ya okuyan bekleyen bir sürü kişi olduğunu gördüm çok tatlısınız.. bölüm rutinime göre biraz gecikti çünkü şehir dışındaydım şimdi bu uzun bölümle telafi ederim umarım hepinizi seviyorum öpüyorum güzel okumalar 🫶🏻🫶🏻🌸💗🌼✨️)
İtiraf etmem gerekirse sabah Kenan'ı dün yayıldığı koltukta bulamayınca biraz şaşırmadım değil. Hatta her ne kadar kendisini tekrar çıplak şekilde bulmak istemediğimi söylesem de içim ufaktan kırılmış bile olabilirdi.
Tüm gece dönüp durmuştum yerimde ve bir türlü uyku tutmamıştı. Dönüp durduğum çırpındığım yer yatağım da değildi aslında tüm kafamı işgal eden koca bir düşünce okyanusuydu. Tavan izleme seansının sonunda da sabah ona teşekkür niyetine kahvaltı hazırlayabileceğimi düşünmüştüm ve üstüne sporcu menülerini bile araştırmıştım gece yattığım yerden ama sonuç olarak o benim için olması gerekenden bile fazlasını yaptığı için gitmişti.
Tüm dayağı Bertuğ yemiş olsa da benim minnet duygumun tamamının bütün gece ağlak suratıma katlanıp yanımda olan ve kolyemi bulan Kenan için olması da kendimi fena kötü hissettiriyordu. Ayrıca beni kötü hissettiren tek şey de bu değildi. Dünkü kucaklaşmamız ve sayısız temasımız hala deli gibi aklımdaydı ve yeniden oynat tuşu kırılmışçasına başa alınıp alınıp sürekli kafamın içinde dönmeye ediyordu. Yanaklarım da geçen onca zamana rağmen hala al aldı ve vücudumdan yayılan sıcaklığı da görmezden gelmek zordu.
Kalbim ise zaten çoktan Kenan'ın saflarına geçmişti ve artık beni dinlemediğini de Kenan'ın yüzü aklımda belirince değişen ritmiyle gayet açık ediyordu.
Evde yalnız olduğumu anladığım zaman Umay'a olanları telefonda hızlıca sabah kahvesi yanına kaos niyetine anlatmıştım ama konuşmamız yardım kaldığı için şimdi mesaj atmasını bekliyordum. Tabi ki bazı detayları vermeden anlatmıştım yoksa çenesinden asla kurtulamazdım ve yarına düğün için kombin yapmaya başlardı o bu uçuk aklıyla.
Kahvaltı bile etmemiş sabırsızca Umay'ın mesajını beklerken Kenan'ın içine giydiği beyaz tişörtün hala dün bıraktığı yerde koltuğun kenarında olduğunu görünce bir süre şaşırdım. Gerçekten görmemiş miydi acaba sabah çıkarken? Görmemiştir tabii ki elime alıp da koklayayım diye bırakacak hali yoktu ya. O bu yüzden bırakmamıştı elbet ama ben kokusunu tekrar hatırlamak için tişörtü sanki biri görüyormuş gibi çekine çekine burnuma doğru götürürken buldum kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
upside down ♡| yıldız
Fanfictionyou got me like upside down you standing there i swear my whole world is turned around