Jisoo'nun performansının bitmesinin ardından hayranlar deli gibi çığlık atmaya başlamışlardı.
Jisoo hepsine teşekkür ettikten sonra adımın anons edildiğini duymuştum.
''Kim Jennie sahne sırası sende''
''Tamam''
Görevli beni çağırdıktan sonra güzel bir gösteri olması için tanrıya dua edip platforma geçtim. Platform beni yukarı kaldırmaya başlamıştı.
Tamamen sahneye çıktıktan sonra arka dansçılarımla birlikte uyum içinde dans etmeye başladık. Ben ise şarkıma başlamıştım.
I love you and me – Seni ve beni seviyorum
Dancing in the moonlight – Ay ışığında dans edelim Nobody can see – Kimse göremez It's just you and me tonight – Sadece sen ve ben bu gece
You know I got ya – Seni yakaladığımı biliyorsun. Ain't nobody got you like that – Kimse seni böyle yakalayamaz Ain't nobody gonna have your back like the way I do – Kimse benim gibi arkanda olmayacak. Love me, just say you do – Beni sev, sadece sevdiğini söyle You know you got me – Beni yakaladığını biliyorsun. Everything I do, everything I did – Yaptığım her şey, yaptığım her şey
Everything I wished I was will make me feel alright
– Olmak istediğim her şey beni iyi hissettirecek I'm just saying, so – Sadece diyorum ki, yani
I really like it – Gerçekten hoşuma gitti. Nothing in the world could make me feel – Dünyadaki hiçbir şey beni hissettiremezdi The way you do, the things you do – Yaptığın gibi, yaptığın şeyler I really like it – Gerçekten hoşuma gitti. Nothing in the world could make me feel – Dünyadaki hiçbir şey beni hissettiremezdi The way you do, the things you do – Yaptığın gibi, yaptığın şeyler
Bundan sonrasında erkek dansçının gelmesiyle birlikte nakaratta dans etmemiz gerekiyordu ancak kimse gelmemişti ben de hiç bozmadan devam ederken bir anda dansçı arkamda belirdi ve hiç bir şey olmamış gibi dans etmeye başladık.
Ama bir sorun vardı bu kişi Kwong Young Don değildi. Ona ne olmuştu ve bu çocuğun burada ne işi vardı?
Tekrardan nakarata geldiğimizde beni belimden nazik bir şekilde tutarak etrafında uçurdu.
Bana sanki her an kırılabilecek değerli bir eşya gibi davranıyordu. Hareketleri hem yumuşak hem de hem de özentiliydi işinin ehli birine benziyordu. Kaç yaşındaydı acaba?
Şarkının sonuna yaklaşırken ben sanki hiç yorulmamış gibi söylemeye devam ediyordum.
I love you and me – Seni ve beni seviyorum Dancing in the moonlight – Ay ışığında dans edelim Nobody can see – Kimse göremez It's just you and me tonight – Sadece sen ve ben bu gece I love you and me – Seni ve beni seviyorum Dancing in the moonlight – Ay ışığında dans etmek Nobody can see – Kimse göremez It's just you and me tonight – Sadece sen ve ben bu gece
Look at you, now look at me – Kendine bak, şimdi bana bak Are you ever, ever gonna find someone like this? – Hiç böyle birini bulacak mısın? Look at you, now look at me – Kendine bak, şimdi bana bak Are you ever, ever gonna find someone like this? – Hiç böyle birini bulacak mısın?
Your love makes my heart skips struck – Aşkın kalbimin çarpmasına neden oluyor Just a little touch, my world stops – Sadece küçük bir dokunuş, dünyam durur Finally, I know that you're mine – Sonunda, benim olduğunu biliyorum I don't wanna fall – Düşmek istemiyorum Don't wanna play this game of love, oh-eh-oh – Bu aşk oyununu oynamak istemiyorum, oh-eh-oh There's no way to hide – Saklanmanın bir yolu yok
I really like it – Gerçekten hoşuma gitti. Nothing in the world could make me feel – Dünyadaki hiçbir şey beni hissettiremezdi The way you do, the things you do – Yaptığın gibi, yaptığın şeyler I really like it – Gerçekten hoşuma gitti. Nothing in the world could make me feel – Dünyadaki hiçbir şey beni hissettiremezdi The way you do, the things you do – Yaptığın gibi, yaptığın şeyler
I love you and me – Seni ve beni seviyorum Dancing in the moonlight – Ay ışığında dans etmek Nobody can see – Kimse göremez It's just you and me tonight – Sadece sen ve ben bu gece I love you and me – Seni ve beni seviyorum Dancing in the moonlight – Ay ışığında dans etmek Nobody can see – Kimse göremez It's just you and me tonight – Sadece sen ve ben bu gece
Look at you, now look at me – Kendine bak, şimdi bana bak Are you ever, ever gonna find someone like this? – Hiç böyle birini bulacak mısın? Look at you, now look at me – Kendine bak, şimdi bana bak Are you ever, ever gonna find someone like this? – Hiç böyle birini bulacak mısın? (Ever, ever gonna find someone like this) – (Asla, asla böyle birini bulamayacağım) (Someone like this) – (Bunun gibi biri)
I don't care 'bout your first love – İlk aşkın umurumda değil This should be your last one – Bu sonuncusu olmalı. Looking like your love is won – Aşkın kazanılmış gibi görünmek You look better on me that's fashion – Bana daha iyi görünüyorsun bu moda Vogue walks, kill shots – Vogue yürüyor, atışları öldürüyor Lights, camera, action – Işıklar, kamera, aksiyon Never been in love or – Hiç aşık olmadım ya da Never love me now, eh – Şimdi beni asla sevme, eh Never tell him, better tell him, better not change – Ona asla söyleme, ona söylesen iyi olur, değişmesen iyi olur I want you, I love me, and my way – Seni istiyorum, kendimi ve yolumu seviyorum Which one I love better, better off not saying – Hangisini daha çok seviyorum, söylemesem daha iyi
Şarkının sözleri bittiğinde biz ise yüzlerimiz birbirine çok yakın bir şekilde dans ediyorduk.
Şarkı bittikten sonra hayranların çığlıkları konser alanını doldurdu biz ikimiz ise burun buruna birbirimiz gözlerinin içine bakıyorduk. Sanki onu yıllardır tanıyormuş gibi kendime yakın hissetmiştim.
''Kimsin sen''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
jennienin outfıti
maalesef taehyung 'a uygun bir şey bulamadım sizin kendi hayal gücünüze kalmış