22: Kül Rengi Soluklar

1.1K 81 34
                                    

Bölüm Şarkısı: Mustafa Ceceli & Elvan Günaydın - Eksik

Gözlerime kenetlenen gözlerinden kaçmak adına gözlerimi kaçırdım.

"Vakit girecek." titreyen sesimle yaptığım uyarıya tebessüm etmekle yetindi.

"Kılalım o vakit." deyip seccadede duruşunu düzeltti. Ben de onun bakmamasını fırsat bilerek nefesimi derince bıraktım ve dört nala koşan kalbimin atışlarının yavaşlamasını sağlamaya çalıştım.

Terleyen avuçlarımı elbisemin eteğine silip, niyet ettim. Ellerimi kaldırdım ve Cüneyd ile birlikte tekbir aldım.

***
Cüneyd'in komutuyla birlikte selam vermiş ve tesbihatı çekmiştim. İş şimdi rabbimden istemeye geldiğinde, ellerimi açıp gözlerimi kapattım.

"Allah'ım sen benim için hayırlı olanı nasip et. Hayırlı olanı ise bu adamdan uzak etme." içimden ettiğim duaya amin demeden önce gözlerimi açtım ve önüm sıra oturan adama baktım.

"Amin." benden önce sesli bir şekilde konuşmasıyla yine tebessüm etmiştim. Bilerek veya bilmeyerek her seferinde benim için, benim yerime 'amin' diyordu.

Seccadesini toplarken yüzünü hafifçe bana döndü ve yüzümdeki tebessümü gördü. Sebebini bilmemesine rağmen o da tebessüm etti.

"Hayırdır Zeynep hanım?" sorusu karşısında tebessümüm büyüdü. Yavaşça omuzlarımı silkeledim.

"Hiç." deyip bu kez ben ona sorar gözlerle bakmaya başladım. "Ya sen?"

Bu kez onun tebessümü büyüdü ve omuz silkme hareketimi tekrar etti.

"Hiç." yine kalp atışlarım hızlanmaya başladığında, bakışlarımı kaçırdım ve ayaklanıp ben de seccademi katladım.

Namazdan önce başımdan çıkarıp, sehpanın üzerine koyduğu eşarbı almak için uzandım.

"O kalsın." sesiyle eğildiğim yerden başımı kaldırarak baktım yüzüne.

"Niye?" soruma yanıt vermek yerine parmak uçlarımla tuttuğum eşarbı elimden aldı ve dikelip, usulca katlamaya başladı.

Katlama işini bitirdiğinde, yine gömleğinin ortadan birkaç düğmesini açtı ve, eşarbı katını bozmamaya dikkat ederek göğsüne iliştirdi.

"Alıştırmışım kendimi, eksik kalırsa göğsüm üşür." kendiliğinden kıvrılan dudaklarıma engel olamadım. Gözlerimin içi güle güle baktım gözlerine.

Korkmadan, çekinmeden, başka kimseyi düşünmeden...

Tereddütle başlayan adımlarım kararlılıkla devam etti. Sehpanın etrafından dolaşıp tam yanına geldiğimde yönünü bana dönmüştü. Ne yapacağımı anlamaya çalıştığı belliydi. Yine de tahmin edemezdi. Ben de edemezdim.

Bakışları her an yapmak istediğim şey ile ilgili tereddüte düşürse de, kararlı yanımı geri püskürtememişti. Bir kez olsun bana doğru gelen adımlarını, aynı şevkle karşılamak istedim.

Daha fazla gözlerine bakmaya cesret edemeyeceğimi bildiğimden bakışlarımı göğsüne indirdim.

Daha sonra, birkaç saat önce korkularımdan ötürü kaçtığım göğsüne, usulca yasladım başımı. Başımın göğsüne değmesine rağmen ellerimi kaldırıp beline saramıyordum. Benim cesaretim de buraya kadardı işte.

Onun da afalladığı, bir an kesilen soluklarından belliydi. Neyse ki bu şaşkınlığı kısa sürmüş ve beni içine düştüğüm girdaptan çıkarmıştı.

Elleri usulca belimi sararken, gözlerimi kapatmış ben de ellerimi onun beline çıkarmıştım.

Tutuşu sıklaştığında iyice sindim göğsüne. Sanki bir yapbozun iki parçası nihayet birbirine tutunmuş gibiydi. Bu tamamlanmışlık hissini tadana kadar eksik olduğumu bilmiyordum.

Ve şimdi eksilmekten deli gibi korkuyordum.

***

Herkese merhaba. Aklımda bir fikir var, yapıp yapmama konusunda size danışmak istedim.

Ben sağlam bir Kurtlar Vadisi izleyicisiyim ve vadi ile Kızıl Goncalar evrenini birleştirmek istiyorum. Bunu da yeni bir kurguyla yapmak istiyorum. Sizce yapmalı mıyım?

İki Balık | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin