Dream|3

99 14 35
                                    


"Neden bana böyle davranıyorsun? Kim Seungmin!" Tanıdık ses ile göz yaşlarımı silerek o tarafa döndüm.

Düşünmeden edemediğim kişi karşımdaydı. Lee Minho karşımda, kanlı canlı duruyordu.
Ne diyeceğimi bilmiyordum. "Ne? N..nasıl davranıyormuşum?" Dedim, hafif kekeleyerek.

"Salak ayağına yatma! Daha yeni geldiğim okulda, seni gözüme kıstırdım. Arkadaş olmak istedim." Dedi. Her dediği kelimede dahada ağlayasım geliyordu. "Ama sen! Daha tanışamadan mesafe koydun aramıza! Neden?" Dedi bağırarak.

Gözlerimi kapattım ve nefes alıp verdim. "T..tamamen yanlış anlaşılma." Dedim. Şaşkınca bana baktı sonra, kahkaha attı.
"Nasıl bir yanlış anlaşılma olabilir?! Ha belki ailenle sorun yaşamışsındır tamam bir şey demem." Dedi.

Ona bakarak, "Sorun ailem falan değil. Sorun," Dedim ve duraksadım. "Evet sorun? Ne? Söylesene." Dedi bana bakarken. "Sensin Lee Minho! Sorun sensin! Amına koyayım! Senin yüzünden başka bir şey düşünemez oldum!" Dedim şaşkınca bana bakıyordu.

"Senin geldiğin gün gördüğüm rüya yüzünden beynimdesin! Asıl ben sana soruyorum Neden ikide bir seni düşünüyorum?!" Diye bağırdım. "Yeter artık." Dedim son dokunuşumu yaparak.

"Ne rüyası?" Dedi bana bakarken. "İğrenirsin duyman gerekmiyor!" Dedim. Anlamıştı sanırım. "Cidden mi? Ne? Benimle mi? Aklım almıyor." Dedi. Gülerek ona baktım. "Evet rüyayı gördüğüm gün bende böyleydim."

"Saçmalık." Dedi ve arkasını dönüp gitmeye başladı. "Tabii git zaten! Sen git! Ve bana soğuk yap! Benimle konuşma! Anca bunu yapabilirsin zaten!" Diye bağırdım arkasından.

Önüme döndüm ve göz yaşlarımı serbest bıraktım. Bağırıyor ve ağlıyordum.

Gözlerimi açtığımda farklı bir evde olduğumu fark ettim. "Burası neresi ya." Dedim, elimi başıma götürürken. Başım feci bir şekilde ağrıyordu.

"Uykucu uyanmışsın he!" Diyen Hyunjinle, hangi evde olduğumu anladım. "Ses kes." Dedim gülerek. "Hiç gülme amına koyacağım senin. Lan bir gittim ölü gibi yatıyorsun ambulans çağıracaktım." Dediğinde kahkaha attım.

"Manyaksın." Dedim. Kaşlarını çatıp bana baktı. "Ne yapıyordun orada?" Dedi. İşte şimdi ciddileşiyoruz. "Oturuyordum" dedim sakince.
Yalandan güldü, "İnanıyor gibi miyim?" Dedi.

Ona baktım, gözlerim dolmuştu. Oflayıp ellerimi suratıma götürdüm. "Bok gibiyim resmen. Hayatım alt üst oldu. Niye o rüyayı gördüm ki!" Dedim ağlarken.

"Çattık ya! Başlıcam he senin Lee Minhona aa! Sinirlerim bozuldu be!" Dedi sinirlenerek. Sonra yanıma geldi kollarını bana sardı. "Sende ağlama manyak. Kalk okula gitmeliyiz." Dedi.

Göz yaşlarımı sildim, burnumu çektim ve ayağa kalktım. "Şansımı sikeyim Hyunjin." Dedim. "Of velet, sus. Hadi yürü okula!" Dedi ve beni yürütmeye başladı.

Okula gitmek için evden çıktık. Yolda sohbet ederek yürüdük. Okula gelincede hızlıca sınıfa gittik. Minho geldiğinde Hyunjine baktım ve yutkundum.

Yanıma oturdu, suratıma hiç bakmadan. Kitaplarını çıkardı, olduğumuz sayfayı açtı ve ders tekrarı yapmaya başladı.

Dediğim gibi. Bana soğuk davranacaktı. Kim olursa olsun böyle yapardı çünkü. Umrumda değilmiş gibi -ki umrumda- resim defterini açıp karalamaya başladım.

Ders Tarihti ama, ben genelde pek ders dinlemediğim için, ya resim çizerdim yada uyurdum.

Günüm bayağı boş geçmişti. Zil çalınca sıramdan kalkmak için Minhonun kalkmasını bekledim. "Kalksan mı?" Dedim.

Kalktı, ve geçmemi bekledi. "Biliyordum böyle olacağını." Dedim sessizce. Sanırım beni duymuştu. "Ne olacağını?" Diye sorunca ona baktım.

"Hiç." Dedim ve sınıftan çıktım. Eve gidince, üstümü değiştirip direkt kendimi yatağa attım ve uyumak dileğiyle gözlerimi kapattım

3. Bölüm sonu
Kötü oldu yine
Seungmin'in kafasının içindeki
Mavi ve turuncu şahıslar, tuşlara
basmayı bırakın.
Minhonun içindeki yeşil şahıs,
Sende tuşlara basmayı bırak.

Dream, 2min -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin