2 bölüm.

172 13 9
                                    


Üzgünüm, baya geç oldu ben yeni bölüm atmayalı. Şimdi geldim ve elimden geldiğince uzun ve sizi meraklandıracak bölümler yazmaya çalışacağım.

 Şimdi geldim ve elimden geldiğince uzun ve sizi meraklandıracak bölümler yazmaya çalışacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Breakfast The note.

Bugün kesinlikle aklıma koymuştum, okula gitmeyecektim. Eğer üvey annem izin verirse, ormanda bir kaç günlüğüne yoongi ile kamp yapmaya gidecektik. Benimle en çok gelmesini istediğim kişi jimin olsa da, beni pek sevdiğini sanmıyorum. Bu nedenle soramıyor ve onun sert tavrından ürküyordum. Jimin'i 9 yaşından beri tanıyordum. Park'ların evlerine ilk geldiğim gün, üvey annem beni jimin ile oynamam için onun odasına göndermişti. Utana sıkıla gittiğim de ise, jimin'den tek duyduğum şey ise 'Annemden uzak dur!' diyerek, elinde bulunan oyuncağı elmacık kemiğime doğru fırlatmasıydı. O dakika içersinde korkuyla odadan çıkarak sadece ağlamaya başladığımı hatırlıyorum.

Çalan kapı ile oraya doğru döndüğüm da, kapıyı açan anneme gülümsedim. Gülümseyerek yanıma geldiğinde, saçlarımı okşamış ve yanağıma küçük bir buse kondurmuştu. "Hadi güzelim, gel kahvaltı yapalım. Hepimiz seni bekliyoruz." Başımı onaylayarak yukarı aşağı doğru salladığım da, tebessüm ederek odadan çıkmak için adım atmıştı. Kamp konusunu açmak için çok mu erkendi? Bakışlarımı anneme çevirdiğim de, "Anne." diyebilmiştim. Bana döndüğünde de, meraklı gözlerle beni süzmüştü. "Bir yerin mi ağrıyor? Bu." Tekrar önümde bittiğinde, elini anlıma koymuştu. "Ateşin de yok. Jungkook, bir dakika. Anne dedin." Onun bu tatlı telaşına kıkırdadığım da, elini tutmuş ve yanıma oturmasını sağlamıştım. Derin nefes alarak yanaklarımı şişirdiğimde, elini sıkmıştım. "Ben bugün okula gitmesem olmaz mı? Lütfen. Biliyorum, bu konularda katı olduğunu ama bir seferlik izin versen olmaz mı?" Dudaklarını aralayıp bir şeyler söylemek istediğin de, izin vermemiş ve tekrar araya girmiştim. "Bak annecim, bu önemli tamam mı? Bir arkadaşım ile kamp planı kurduk ve onu kırmak istediğimi sanmıyorum." Kollarımı önümde birleştirmiş ve red etme ihtimali varsa bile annem'in, bunu kabul etmediğimi belli etmeye çalışmıştım. Ayağa kalktığımda kollarımı annem'in bedenine dolamış ve omzuna küçük bir öpücük kondurmuştum. "İzin verdiğin için teşekkür ederim annecim. Bu arada, 4 gün boyunca gitmeyeceğim." Annem'in kaşları çatıldığında, bir şey demesine fırsat vermeden, adeta odadan bir tavşan kadar hızlı bir şekilde zıplayarak kaçmıştım.

Koşarak alt kata geldiğim de, derin nefes almış üstümü düzeltmiştim. Bundan sonrası ise basitti, ortak lavaboya gitmiş ve bir takım basit işlerimi hallederek, kahvaltı için geniş olan mutfak odasına ilerlemiştim. Tezgah'a yaslı olan babama bakarak gülümsediğim de, sandalyelerin birini çekmiş ve oturmuştum. Karşımda olan jimin'e baktığımda, telefonuna dalmış bir şekilde elinde olan sandviçi yemeye çalışıyordu. "Günaydın oğlum, iyi uyudun mu?" Bana yöneltilen soru ile jimin'de olan bakışlarımı çekmiş ve konuşmuştum. "Uyudum baba." Yapmış olduğu sandviçi onüme koyduğun da, "Teşekkür ederim, çok güzel görünüyor bu." Kahkaha attığında, bakışlarımı ona doğru çevirmiştim. "Bunu yemekten bıktığınızı biliyorum, yine de beni övmekten çekinmiyorsunuz. Yarın için söz veriyorum. hyoo yarın geliyor, sizin için güzel yemekler yapacağına eminim." Güldüm, ne de olsa haklıydı. Mutfağa gelen annem'den bakışlarımı kaçırmış ve önümde bulunan sandviçi ellerimin arasına almış, küçük bir ısırıkla dudaklarımın arasına yollamıştım. "Jimin bebeğim, jungkook bir kaç günlüğüne okula gitmek istemiyormuş. İstiyorsan eğer, sen de gitme." Jimin'in gözleri büyüdüğünde, bakışları bana dönmüş ve ardından anneme dönmüştü. "Gerçekten mi?" Onun bu hâline güldüğünde, jimin tekrar konuşmuştu. "Anne, sen bu konularda çok katısın. Nasıl izin verdin? Anlamadım ki."

İkimizi Sevmelisin.| YJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin