2.BİR DEVRİN BAŞLANGICI

49 5 37
                                    


BU HİKAYE TAMAMEN
HAYAL ÜRÜNÜDÜR!


Şarkılar: Pus-Sufle

İyi okumalar dileriz!

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2. Bölüm- Bir Devrin Başlangıcı

*Sessiz değilsin, büyük bir gürültünün içindesin duymuyorlar."

Hayat şüpheyle dolu bir roman gibidir. Ne olacağına dair hiç bir fikrimiz yok. Ya iyi olarak ölürsün, ya da kötüye dönüşecek kadar uzun yaşarsın. Yarınları bekliyoruz, bugünler birer birer harcanırken. Ve ben de bugünleri birer birer harcıyorum, direneceğimi bile bile.

Konservatuara girdiğimde her gün gördüğüm manzarayla karşılaştım. Koridorda herkes bir yerlere koşuşturuyor, kimisi sırtlarında ağır aletler taşıyor, kimisi de lavta gibi hafif müzik aletleriyle salına salına geziyordu. Burayı seviyordum. Yıllar geçmesine rağmen okulu ayakta tutan sütunlar, öğrencilerin birbirinden farklı müzik aletleriyle koridorlarda bazen grup halinde, bazen yalnız başına gezmesi ve bazı öğrencilerin giyim stili okula çok eşsiz, heybetli bir hava katıyordu. Okulumuz onarıma ihtiyaç duymayacak kadar ferah, sanki 17. yüzyıldaymış gibi hissetirecek kadar eski ve görkemliydi. Sanırım, bu binanın en sevdiğim yanlarından biri de buydu. Ayrıca konservatuarın girişindeki, kocaman TARİHİMİZ başlığı olan tabelada bu binanın mimarının burayı özel olarak böyle tasarladığı yazıyordu.

Okulumuzun başka bir sevdiğim tarafıysa bana kraliyet kurgularındaki farklı krallıklardan gelmiş prens ve prenseslerin gittiği okullardaymışım gibi hissetiriyordu. Hoş, ben olsam olsam hizmetçi olurdum bu tür kurgularda ancak...

Buradaki insanların bir kaç tipi vardır, onlar da şöyledir; birinci tip kütüphanede takılanlar, asıl kitap manyakları, genellikle vakitlerini orda geçirirler, ayrıca giyim tarzlarına da bayılırım. Genellikle piyano, keman gibi klasik müziğin incileridir uzmanlıkları.

İkinci tip tabii ki yemek manyakları, genellikle kantinde, genellikle derken her fırsat bulduklarında kantine gidenler grubu. Bunlarınsa çok rahat bir giyim tarzı vardır, pijamayla bile gelebilirler. Genelde gitar çalar onlar.

Üçüncü tip yalnızlığıyla baş başa kalan ve şarkı dünyasında kendisi olmayı başaran tipler, o kişilerden biri de benim, karşınızdayım. Genelde siyah giyerler ve kesinlikle vokal sanatına düşkün değillerdir. Çünkü vokal özgüven gerektiren bir sanatdır. Onlarsa, etrafdaki kara bulutların, kötülüklerin arasında kendilerini gizlemek için hep siyah giyerler, hiç konuşmazlar. Renkli arkadaşları yoktur çünkü o zaman hayatın gözüne batarlar. Ses çıkarmadan saklanması gerek onların. Oysaki, vokal sesini duyurmanın, hislerini bütün dünyaya, hayata anlatmanın sanatıydı.

Müzik YankısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin