Bu bölümde smut var rahatsız olan geçsin lütfen.
Gece yeniydi ve ay parlaktı. Makati Şehri, cuma günü ve sınav sezonunun sonu olduğu göz önüne alındığında, saatin en gürültülü kısmını yaşıyordu. İkisi de Sunoo'nun evinin sıkıcılığından bıktıkları gerekçesiyle Jungwon'un evinde takılmayı seçmişlerdi.
14. kattaydılar ve aşağıdaki insanlar cansız karikatürler gibi görünüyordu. Jungwon'un odası yer lambasının ortam ışığıyla aydınlanıyordu. Televizyonda rastgele bir program oynuyordu ama izleyecek kimse yoktu.
Sunoo buraya ilk geldiği zamanı hatırladı. Birbirleriyle ilk tanıştıkları geceydi. Bir sabah notunu yazdığı kalemi ve kağıdı nerede bulduğunu özellikle hatırladı. Gözleri Jungwon'un odasını taradı. O kadar hayat dolu ki, onun izleriyle dolu. Yapılacaklar listesinin yer aldığı bülten panosu. Tekvando kupalarının bulunduğu raf, üniversitede yaptığıyla buluşuyor. Üzerine saçılmış sayısız kitap.
Sunoo bu uzaydan gelen yaşamı görebiliyordu. Ve bunun onu rahatlatması gerekse de, hayatında hiçbir zaman bu kadar yersiz görünmemişti.
"Geri döndüm bebeğim" Jungwon elinde McDonald's paketleriyle üniteye girdi. "Aç mısın?"
"Tam olarak değil."
"Ama patates kızartması aldım."
"Sanırım patates kızartması yiyebilirim."
Çok geçmeden oturmayı tercih ettikleri yerdeydiler ve yemek önlerindeki sehpanın üzerine kurulmuştu.
Sunoo zaman zaman Jungwon'a bakıyordu, ne söylemek istediğini bilmiyordu ama sadece bunu yapmak için açıklanamaz bir dürtü duyuyordu.
Durumun çok iyi farkında olan diğeri bunu fark etti ama belirtmedi. Her seferinde dudaklarında bir gülümseme oluştu ve Jungwon diğerinin onun ne kadar açık sözlü olduğu hakkında hiçbir fikri olmadığından emindi.
Jungwon aniden "Bunun bir kutlama gerektirdiğini düşünüyorum" dedi.
"Ne için?"
"İlk yılı geçirdiğim için" dedi Jungwon gülümsedi. "Başardık Sun"
Sunoo, ona bakmakta olan Jungwon'a döndü.
"Tebrikler Wonie" dedi.
Jungwon omzunu çarptı. "Bizi tebrik ederiz Sun."
Jungwon ayağa kalkıp kilerine doğru yürümeden önce ani bir 'oh' sesi çıkardı.
"Ne oldu?"
Jungwon bir şişeyle geri dönene kadar ona cevap vermedi.
"Bunu bir süredir saklıyordum. Bir hediyeydi" Jack Daniels şişesini Sunoo'ya gösterdi.
"Ahh, bu çok büyük bir şişe."
"Kimin umurunda? Burada, benim dairemdeyiz. Hadi bu gecenin tadını çıkaralım. Uzun süre boyunca iyi bir gece uykusunu hak ediyorum."
Sunoo bu duygu karşısında gülümsedi.
"Haklısın. Haydi."
Birkaç saat sonra Sunoo, Jungwon'un barda ilk tanıştıklarında kök birası içmesinin sebebinin içkiyi iyi idare edememesi ya da hiç idare edememesi olduğunu anladı.
"Vay canına..."
"Kapa çeneni!"
"Canımı acıtıyorsun." Jungwon, Sunoo'yu yatağa doğru yönlendirirken kolunu ona doladı.
"Eğer söylediğim gibi dişlerini düzgünce fırçalasaydın, o zaman sana vurmazdım."
"Ama acıtıyor." Jungwon yumuşak bir sesle yatağa düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Bold & the Ruined | Sunwon
FanfictionSunoo ve Jungwon, Ateneo Hukuk Fakültesi'nde blok arkadaşı olduktan sonra birbirlerini daha iyi tanıdıkça, tek gecelik ilişki daha da önemli hale gelir.