3-

226 42 8
                                    

somebody- jungkook




Donakalmıştan başka tabir bulamam Taehyung'un şu anki durumunu anlatmaya galiba.

Az önce alev alev olan parmak uçları bile buz kesmişti.

"Gitsen iyi olur, Taehyung. Yarın katılmam gereken bir toplantı var."

Hibrit bir şekilde çalışıyordum; ofiste olduğum günler Taehyung'la kalıyordu Cheon. Yarın da online bir toplantım vardı, yalan değildi söylediğim.

Ellerini çekti yüzümden, gözlerini kaçırarak bir adım geri gitti benden.

Üzerini rastgele silkeledi elleriyle, askıdan ceketini aldı, kapıdan çıkacakken "Varınca yaz." dedim.

Anlamaz bakışları bana döndü.

"Varınca yaz dedim."

"İyi geceler Jungkook."

"Sana da." gözlerimi onun kırgın gözleriyle buluşturmamak için yerdeki oyuncakları toplamaya başladım.

Kısa bir sessizliğin ardından kapının sessizce kapanma sesini duydum.

Duraksadım, ne zamandan beri intikamın tadı bu kadar acı bir hal almıştı bilmiyordum. Bana bir asistandan fazlası olmadığımı söylediği zamankinden daha fazla yanmıştı canım.

Kafamı iki yana salladım. Bir an önce eski formuma dönmem gerekiyordu, hem de hemen.


-

Evin Fransız model kapısını tıklamadan önce renkli bir kutuya doldurduğum, güzel olmaları için Jin Hyung'u görüntülü aramama rağmen ilk iki tepsiyi berbat ettiğim kurabiyelerin içindekileri düşündüm yeniden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Evin Fransız model kapısını tıklamadan önce renkli bir kutuya doldurduğum, güzel olmaları için Jin Hyung'u görüntülü aramama rağmen ilk iki tepsiyi berbat ettiğim kurabiyelerin içindekileri düşündüm yeniden.

"Her şeyin arkasını okudum o kadar, fıstık falan yok işte."

Kendi kendime konuşuyordum. Kapıya iki kere vurdum. Kapı açılana kadar boynumdaki kolyeyi ve önüme gelen saçlarımı düzelttim el yordamıyla. Kapı nihayet açıldığında "Nerede kaldın? Ağaç ettin beni burada aaa!" Konuşmasına müsaade etmeden elimdeki karton çantayı kaldırdım. "Kurabiyelerim de soğudu, o kadar emek verdim onlara, güzellik uykumdan bile kıstım yani. Yanlış anlama, Cheon için. Çok özledim oğlumu. O nerede uyuyor mu?"

Taehyung'la kaldığı iki gün boyunca çok özlemiştim onu, buraya gelmem için bir bahanem de vardı hem. Her zamanki müthiş bir plan yapmıştım yani.

Hiç durmadan konuşmuş, davet beklemeden dalmıştım salona. Taehyung da peşimden gelmişti. Kafamı diğer tarafa çevirdiğimde adımlarım da yüzümdeki gülümseyen ifade de donmuştu.

"Merhaba!"

Taehyung'un beyaz koltuklarından birinde oturan ve yanında oyuncaklarıyla oynayan oğlumu izleyen sarışın ve güzel kadın, geniş bir gülümsemeyle karşılamıştı beni.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

arabella 2// where were we?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin