8. BÖLÜM: "KAZA"

106 1 2
                                    

"Lara baban yolda.." "kaza geçirmiş." Dediğinde telefon elimden kayıp düştü. "Lara! ne oldu?" Gözlerim dolmaya başlamıştı, "Boran.." "Babam kaza geçirmiş." hızlıca kendimi toparladım ve yerde ki telefonu alıp, hangi hastane olduğunu sordum. Hemen hazırlanıp çıktık.

**

Hastaneye geldim ve tıbbi sekreterlerin olduğu tarafa doğru yöneldim..

"Merhaba, Emrah Yıldırımın kızıyım. Kendisi trafik kazası geçirmiş, hangi katta ve oda numarası nedir söyler misiniz?" "merhaba tabikide hemen kontrol ediyorum..." "2. kat 220 numara." "tamam çok teşekkürler! kolay gelsin." dedim ve üst kata çıktım, 220 numaralı odayı aramaya başladım.

Kapıyı çaldım ve içeri girdim. "Baba!" diye seslendim babam yataktan doğrulmaya başladı "baba, kalkma dinlen" babamın çokta bir şeyi yoktu ufak bir kaza geçirmişti sanırım. "Baba nasıl oldu kaza?" "yolda biraz hızlanmıştım, trafik yoktu birden karşıma bir motorsiklet çıktı, fren yaptım ama bir işe yaramadı" hüzünlü bir ses tonuyla söyledi. Babam biraz dinlensin diye dışarıya çıktım hem hava almak banada iyi gelirdi..

**

Aradan 1 saat geçmişti koltukta uyuyakalmıştım, tanıdık bir sesle uyandım.

Gözlerimi açtığımda karşımda Boran,babası ve Ezgi vardı. Ya Boranın babası Ezgiyide alıp getirmişti ya da Boran onları gidip almıştı. Koltuktan kalkıp Boranın babasına selam verdim.

"Merhaba, hoşgeldiniz." diyip gülümsedim ve aralarından geçip lavaboya gittim. Hala uykum vardı tam açılmış değildim, bu yüzden yüzümü yıkadım.

Tuvaletten çıkıp babama "baba ben eve gidiyorum, bir kaç eşya alıp geleceğim." dedim Boran araya girip "ben getiririm Lara." "evet kızım! Boran hemen gidip alır gelir.." dediklerinde tüm hevesim kursağımda kalmıştı. "Tamam." diyip arabanın anahtarını masaya bıraktım. Boran kendi dememiş miydi? benden uzak dur diye, duruyorum neden yakınlaşıyor?...

Uykum açılsın diye kahve almaya gidecektim. Belki Boranlar falanda ister diye sormaya karar verdim. "Kahve almaya gideceğim, ister misiniz? veya istediğiniz bir şey var mı?" "yok, sağ ol." dediler Boran ve Ezgi hariç.

Aşağıya indik, ben kahve ve su alıp boş bir masaya geçtim. Boran ve Ezgide bir şeyler alıp oturduğum masaya oturdular..

Ezgi "çok solgun gözüküyorsun Lara, bu kadar üzme kendini.." dediğinde "uykusuzum sadece, evdeyken uyuyamamıştım, babamın meseleside olunca hiç uyuyamadım. Gerisi önemli değil, babam iyi olsun yeter." diye yanıt verdim. Yüzünde ufak bir tebessüm oluştu..

"Aa! yukarıda masada telefonumu unutmuşum, çıkıp alıp geleyim." dedi Ezgi, Boran cevap olarak kafasını salladı, tamam anlamında.

Ezgi gittiği için Boranla yalnız kalmak istemiyordum. Bu yüzden dışarı çıkmak için yöneldim "Dur Lara! nereye?" dediğinde içimde küçükte olsa bir heyecan oluştu, kaptırma kendini Lara, kendimi toparladım ve "dışarı çıkıyorum." dedim...

Temiz hava çok iyi gelmişti. Arkamda birini hissettim, tabikide Borandı.

"Hava soğuk Lara, üşüteceksin." bana akıl verme Boran Kılıç! aklın olsaydı Ezgiyle evlenmezdin. "Çok durmam zaten, birazdan içeri geçerim." dedim.

"İstersen birlikte gidelim eve, alacağını al geri getiririm seni." "Babamı arayıp haber vereyim o zaman." dediğimde başıyla onayladı..

**

Eve geldik ve ben üst kata çıkıp pijama, eşofman, tişört ve bi kaç ihtiyacım olanları aldım.

Alt kata indim, hazır gelmişken bir şeyler yemek istedim orada rahat edemiyordum. "Boran istediğin bir şey var mı? hazırlayabilirim.." ben buzdolabında bir şeyler ararken, o da mutfak tezgahına yaslanmış, kollarını bağlamış, suratında hafif tebessümle beni izliyordu. "Sana diyorum Boran!" dediğimde kendini sirkeledi ve "Ne? dalmışım duyamadım kusura bakma." cevabını verdi. Güldüm ve dolaptan tost için malzeme çıkardım..

Tost makinesini ısınması için açtım. "Sen otur Lara, dinlen ben yaparım." dona kaldım.. şaşırmıştım, daha dün beni tersleyen kişi benim iyiliğimi düşünüyordu. "Tamam, o zaman sen tostu hazırla ben masayı hazırlayayım. Olur mu?" "Olur Lara." buzdolabında bi kaç portakal olduğunu hatırladım, buzdolabından çıkardım, bir kaç salata domates falan aldım. Portakalı sıktım ve bardaklara koydum. Tam salata yapacakken Boran araya girdi "sen sadece tabakları ve içecekleri koy. Gerisini ben hallederim." dediğini yaptım.

Masaya oturduk "Sen yemeğe başla, ben Ezgiyi arayıp geliyorum." sinirli bir şekilde suratına baktım "Odada falan konuş, sesinizi duymak istemiyorum!" kafamı çevirdim ve yemeğime odaklandım..

Boran inadına odaya çıkmamıştı. Masadan kalkıp yanına gittim "İnadıma iş yapmak hoşuna falan mı gidiyor?" adım atarak yaklaştı öncesinden daha yakındık.. "bilmem.. öyle mi düşünüyorsun?" belime tutup kendine çekti.. nabzımın öncekinden daha hızlı olduğunu söylebilirim ama kanıtlayamam. iyice yaklaştı ve...

Evett uzun süredir yoktum sınavlara falan odaklanmıştım ve okuldan sonrada 1 aylık bi tatile gittim kitap yazmaya vaktim olmadı üzgünüm

Bölümü beğendiniz mi? nasıldı fikirlerinizi yazmayı unutmayınn

SECRET LOVE (+18)Where stories live. Discover now