Yok Artık

21 2 28
                                    

Elizabeth diğerleri tarafından aranırken Amerikan askerleri saraya varmıştı bile. Temsilcileri ve Sovyetler görüşme yapıyorlardı. Her şey iyi güzel derken konu en sonunda Elizabeth'e gelince Sovyetler boğazını temizledi.

Temsilci: Size anlaştığımız üzere gerekli yardımı getirdik. Hepsi gemide bekliyor. Şimdi müsadenizle prensesi alıp burayı terk edebiliriz.
S: Aslında edemezsiniz.
Temsilci: Anlayamadım efendim?
S: Size verebileceğim Elizabeth adında bir prenses şu an ortalıkta yok.

Temsilci ve yanındaki askerler birbirine baktı.
Temsilci: Kusura bakmayın fakat gerçekten sizi anlamakta güçlük çekiyorum.
S: Pekala, daha açık şekilde söylemek gerekirse Prenses Elizabeth dün gece saraydan kaçtı. Halen daha bulunması için uğraşmaktayız.

Temsilci bir süre Sovyetler'e "benimle dalga mı geçiyorsun?!" der gibi baktı.
Temsilci: Prenses yoksa yardımda yok. O gemiden tek bir ekmek kırıntısı bile indirtmeyiz. Bunca yolu bir hiç uğruna gelmedik.

Sovyetler bıkkınlıkla iç çekti.
S: Ne yani geri mi döneceksiniz?
Temsilci askerler ile aralarında biraz konuşup Sovyetler'e baktı.
Temsilci: Gidip prensesi arayacağız. Onu bulduğumuzda karşılığınızı veririz.
S: Oh.. Madem öyle olsun diyorsunuz pekala.

Sovyetler yanında bekleyen Rus askerine baktı.
S: Sen ve arkadaşın onlar ile gidin. Sonra buralarda kaybolmasınlar.
Asker: Anlaşıldı efendim.
S: Sen ingilizce konuşabiliyor musun?
Asker: ... Yok efendim.
S: Gerizekalı herif ne diye anlaşıldı diyorsun öyleyse. Sen gidersen kesin kaybolurlar zaten. Defol git bilen birini bul.

Asker hemen orayı terk etti.
Temsilci: Sonuç?
S: Biraz bekleyin. Yanınıza bizim askerlerden birini vereceğim.
Temsilci: Pekala.
Tam o sırada Kazakistan hızla içeriye girdi. Temsilcileri görünce duraksamıştı.
Kz: ... Misafir olduğunu bilmiyordum.

Sovyetler, Kazakistan'a baktı.
S: Ben size Elizabeth'i arayın demedim mi? Ne yapıyorsun burada, kardeşlerin nerede?
Kazakistan ona doğru ilerleyip yanında durdu.
Kz: Onlar halen arıyor ama ben nereye gittiğini buldum.

Sovyetler bir şikayette bulunacağını düşünmüştü. Bunu duyunca ise daha rahat hissetmişti.
S: Neredeymiş?
Kz: Orman'a gitmiş. Muhtemelen halen daha oradadır. Arazi şartları nedeniyle bulunamayacağını sandığını düşünüyorum.

Elizabeth'in yerinin tespit edilmesi üzerine Sovyetler'in rahatladığı bakışlarından belli oluyordu. Kazakistan'ın kafasını okşadı.
S: Aferin kızım. Diğer aptallara söyle bıraksınlar aramayı. Bir bok yapacakları yok.
Kz: Pekala.
S: Sen nereden öğrendin?
...

Kz: Şey.. Benim acilen gitmem gerekiyor baba. Diğerleri dışarıda da uzaklaşmadan bulayım onları.
Kazakistan yutkunup hemen orayı terk etti. Onun ardından ise içeriye 2 adet Rus askeri girdi.

S: Evet, artık aramaya çıkabilirsiniz.
Temsilci: Koskoca ülkenin içinde nereyi arayacağımız bellidir umarım.
S: Elbette, elbette. Askerlerim sizi yönlendirecektir. Buranın yakınındaki bir ormanda olması lazım.

Tüm bunlar konuşulurken Elizabeth ise daha da uzaklaşmak amacıyla ormanın içerisinde yürüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tüm bunlar konuşulurken Elizabeth ise daha da uzaklaşmak amacıyla ormanın içerisinde yürüyordu. Hareketsiz kalmak daha da üşümesine neden olurdu ayrıca. Yere bakarak yürürken ilerledi, ilerledi ve ardından kafasını kaldırdığında korku ve şok ile kaldı.

Bir kaç metre ötede, ağaçların önünde bir ayı ona bakıyordu.
E: Yok artık...

Bir Rus olmanın gerektirdiği gibi Elizabeth de bir ayı ile ilk kez karşılaşmıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir Rus olmanın gerektirdiği gibi Elizabeth de bir ayı ile ilk kez karşılaşmıyordu. Ne yazık ki bir ayı ile ilk kez tek başına karşılaşıyordu. Böyle bir durumda sakin kalması gerektiğini biliyordu. Ayılar genellikle yalnız bırakılmak isterdi ve nadiren insanlara saldıran meraklı hayvanlardı.

Yavaşça, koşmadan veya bir yere tırmanmaya çalışmadan ayı ile arasındaki mesafeyi açarak geriye doğru adımlar atmaya başladı. Gözüne bakmamaya dikkat ediyordu çünkü bunu bir tehdit olarak algılayabilirdi.  Böyle yaptığında ayı, normalde oradan uzaklaşmalıydı. Fakat o Elizabeth'e yaklaşmayı seçti.

E: Hassiktir.. Şaka yapıyor olmalısın.
Gittikçe strese kapılmaya başlamıştı. Bu taktiği siktir edip hızla yerden yüksek bir yere çıkmaya çalıştığında ayı ona doğru koşuyordu. Elizabeth korku ile çığlık atmaya başladı.

Çıktığı yerden ayıya doğru baktı. Ulaşılması çokta zor bir yer değildi. Korkudan soğuğu hissetmiyordu bile.
E: Lütfen git lütfen.
Ayı oturup Elizabeth'e bakmaya başladı.

E:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

E: ... Arkadaş canlısı hayvan ya...
Bir süre sonra kalkıp ağzı ile Elizabeth'e uzanmaya çalışan ayı artık pek arkadaş canlısı değildi. Elizabeth var gücüyle çığlık atıyordu. Sesi o kadar yüksek çıkıyordu ki ayı en sonunda ürküp çekildi ve orayı terk etti.

Elizabeth derin derin nefes alıp verirken bu sefer askerler ile karşılaştı.
E: Beni nasıl bulduğunuzu sormayacağım bile.
Rus Asker: Neden bağırıyordun?
E: Deliyim ben boşver.
Tensilci: Şaka gibi gerçekten ormana kaçmış.

Askerler Elizabeth'i alıp saraya döndü. Babasıyla görüşmekten oldukça korkan Elizabeth onları dışarıda beklemeyi tercih etti. Sonunda ulaşılan tatlı son ile herkes istediğini elde etmişti. Elizabeth hariç.

Amerika'ya ulaşmak için yükü boşaltılan gemiye bindirilmişti. Bir süre sonra "eski" olarak nitelendirileceği topraklarına doğru baktı.

Artık oyun bitmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Artık oyun bitmişti.

Countryhumans // Amerika x SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin