OO1 ; summer of 2017

409 25 1
                                    





























































Summer of 2017 ; rize, türkiye.

Mira, köy evinin balkonunda oturmuş ailesinin ona bağırmasını duymazdan gelmeye çalışıyordu. "Ula, Mira! Gelsene aşağıya." Mira, derin bir nefes alıp balkondan aşağıya annesine bakmıştı.

"Anne, gerçekten gelmek istemiyorum. Yarın sizinle gelirim söz, bugün olmaz."

Annesi ona sinirle bakıp, Mira'nın aşağı gelmesini bir kere daha dillendirmişti. Mira sinirli ifadesi ile balkondan çıkıp merdivenlere ilerlemişti. Sabahın köründe kalkıp çay toplamaya gitmeyi hiç sevmiyordu, İstanbul'dan Rize'ye gelirken ailesi ile haftanın 4 gününde sadece onlarla çay toplamaya gideceğine dair bir anlaşma yapmıştı.

Fakat, Mira'nın karadenizli ailesi yolda bu anlaşmaya tamam demiş olsalar bile bu anlaşma köye girdikleri an ortadan kaldırılmıştı.

Mira, annesinin yanına vardığında hep beraber traktöre binip evin biraz aşağısında duran yaylaya doğru yola koyulmuştular. Yanında oturan kuzeni Buse, Mira'nın koluna vurup konuşmuştu. "Mira bu kadar üzülme yaylaya gidiyorsun diye." Buse gülümseyip sesini alçatmıştı, "Ayrıca, seni yakışıklı arkadaşlarım ile de tanıştırım."

Mira, omuz silkip yolun sol tarafını izlemeye başlamıştı. İçinden, köylü insanları görmek istemiyorum, diye geçirmişti.

10 dakika sonunda traktörü yaylanın girişine bırakmışlar ve ailenin geri kalanının olduğu yere geçmiştiler. Mira'nın babaannesi Mira'yı görünce çok sevinmişti, 5 dakika önce babasına Mira'yı şikayet etmekle meşguldü.

Mira o sırada Buse'yi takip etmişti, beraber yan yana çay toplamaya başlamıştılar. "Bugün niye burası bu kadar sıcak?" diye söylenmişti Mira kafasını kaldırıp önüne gelen saçlarını geriye iterken.

"Burası her zaman böyle" demişti Buse, Mira'ya bakarken. Mira bir yandan söylenirken bir yandan da çay toplamaya devam ediyordu. Uzun bir süre geçtikten sonra kafasını kaldırmıştı, bir elini başına koyup Buse'ye seslenmişti.

"Buse galiba beynim yanıyor." Buse kafasını kaldırıp ona bakmış, ardından da gülmüştü. "Yanmaz." Etrafına baktığında onlardan biraz uzakta olan babasına bakmıştı. "Hey Buse."

Buse bir kere daha kafasını kaldırıp Mira'ya bakmıştı. "Efendim Mira." Mira eli ile babasını ve babasının yanındaki çocuğu işaret etmişti.

"Babamın yanındaki çakma Burak Yılmaz kim?" Buse ona gülüp Mira'nın gösterdiği yere bakmıştı. "Yakın tahmin ama Burak Yılmaz değil." Mira tek kaşını kaldırıp ona baktığında Buse cümlesine devam etmişti. "Barış Alper Yılmaz. Burak Yılmaz ile bir akrabalığı yok ama galiba bir yerde alt yapıda oynaması gerek. Yakışıklı değil mi?"

Mira, görebildiği kadarı ile Barış'ı süzmüştü. Yaşıt olduklarını düşünerekten bu kadar cüsseli olması ona garip gelmişti. Yeni kesilmiş olan açık renkli saçlarına bakarken Buse'ye fikrini iletmişti. "Değil."

Buse, Mira'ya gözlerini devirmişti. "Ayı ile boğuştuğuna dair dedikodular dönüyor."

Mira gözlerini kocaman açıp Buse'ye bakmıştı. "Ne?!" ağzı açık bir şekilde Buse'ye bakarken Buse gülüp kafasını sallamıştı. "Dedikodu ama, doğruluğu tartışılır."

Mira, Barış'ı bir kere daha süzdükten sonra dolan torbasına bakıp konuşmuştu. "Buse, torba doldu gibi. Eve geri dönsek mi biz?"

Buse önce kendi torbasına ardından da Mira'nın torbasına bakmıştı. "Olur, erkenden eve kaçalım biz." Mira kafasını salladıktan sonra Buse ile beraber babasının yanına doğru ilerlemiştiler.

Az önce Buse ile dedikosunu yaptıkları Barış halen babasının yanındaydı. Mira, ikilinin konuşmalarını bölüp konuşmuştu. "Baba, bizim torbalar doldu. Eve gitsek?"

Gelen kız sesi ile Barış hızla kafasını Mira'ya doğru çevirmişti. "Olur Mira-" Mira ve Buse tam ilerleyecekken babası Mira'yı kolundan tutup durdurmuştu. "Gel seni komşumuz ile tanıştırayım. Barış, bu benim kızım Mira. Mira, bu da Barış." Demişti.

Mira gözlerini babasından ayırıp Barış'a çevirmiş, ardından gülümsemişti. "Merhaba."

Barış'ta ona gülümseyip karşılık vermişti. "Merhaba Mira."






























































o kadar sinirlerim bozuk ki, twitter'da kenan'a demediklerini bırakmadılar daha gencecik bir insanı nasıl milli takıma küstürebiliriz testi yapıyorlar cidden. eleştirmekte haklılar, fakat ağır sözler biraz fazla oldu sanki. neyse, biraz moralimiz düzelsin diye ilk bölümü attım. normalde yoktu böyle bir şey.

𝐮𝐧𝐮𝐭𝐚𝐦𝐚 𝐛𝐞𝐧𝐢. -barış alper yılmaz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin