94 17 45
                                    

...

"Hyung ama gerçekten hiçbir yere çıkmıyorsun ne olur ki bir kerelik gelsen?"

Hyunjin kafası eğmiş gözlerine bakarken Minho gözlerini devirip önündeki tabağa biraz daha erişte koydu.

"Söylediğim gibi Hyunjin, yorgunum dinlenmek istiyorum. Siz gidin, dedikleri kadar güzelse bana da bir kahve getirirsiniz artık"

Hırsla tabağı önüne alıp Minho'ya baktı Hyunjin. Neden böyle yaptığını anlayamıyordu.

"Bizimle hiç vakit geçirmiyorsun. Nedenini anlayamıyorum. Geri dönüşümüz bitti su an daha rahat olmalıyız..bu kadar çalışmanın sana bir faydası yok hyung."

Minho Changbin'in söylediklerini dinlerken ona da tabağını uzatıp kendi yerine geçti.

En genç olanı Chan'in ayağına alttan vurup devam etmesi için ima etti. Gözleriyle Minho'yu işaret ederken Chan toparlanıp konuşmaya başladı.

"Haklılar Minho, biraz dinlenmeye ihtiyacımız var. Hem sahile yakın olduğu için çok kalabalık bir yer de değil."

Minho yemeğini yavaşça yuttu. Aklına gelen ve yılların eskitemediği anılarıyla gözlerini kapattı. Gitmek istemiyordu. Anlamak neden bu kadar zordu?

Üyelerine yavaşça göz atıp tekrar yemeğini karıştırmaya başladı. Kendi yaşadıkları yüzünden onları aksatmaktan nefret ediyordu.

'Nereye kadar kaçacağım ki?' dedi içinden.

Uzun süreli olmasa da çıkmalıydı bu evden.

Yürümeliydi anılarının yaşadığı tüm sokaklarda.

Ve kendinden biraz daha az nefret etmeliydi, belki?

Derin bir nefes alıp doğruldu.

"Tamam..ama çok değil sadece 2 saat duralım."

Hepsi kocaman gülümserken yemeklerini afiyetle yemeye başladılar. Minho da tebessüm ederek onları izledi.

...

"Bu mükemmel bir şey kesinlikle menüye ekle."

Felix afiyetle vişneli turtayı tadarken Seungmin kafenin boydan boya camından görünen denizi izliyordu.

"Seungmin tadına baksana."

Seungmin irkilerek çatalı eline aldı. Aklı ona yazan genç adamda kalmıştı. Neden yazmıştı?
Onun haberi var mıydı?
Yoksa genç adam onu beğendiği için mi yazmıştı?
Ayrıca neden yaralarına yıldızlı yara bandı yapıştırmaktan bahsediyordu?
Bu demek oluyordu ki hesabında ufak bir gezintiye çıkmıştı.

Seungmin yavaş yavaş tatlının tadını alırken gülümsemeyle arkadaşına döndü. O gerçekten bu işi başarıyordu.

"Ellerine sağlık gerçekten çok lezzetli. Baya alıcısı da olur."

Jeongin gülümserken biten tabağa yeni bir dilim ekledi. Haftaiçi olduğundan tek tük müşterisi vardı. Kendini geliştirmek ve kafasını dağıtmak için açtığı kafesine kendince yetişmeye çalışıyordu.

courage&despair/ hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin