Ankşer Hikayesi

10 1 1
                                    

Anka kuşu hep yeniden doğmayı, bilgeliği temsil ederdi. Anka kuşunu iblislerden daha üstün görüyordu sözde güçlü olduğunu düşündüğü efendilere karşı bir hayranlık ve ilgi duyuyordu. İblislere vahşi mahlukatlara benzetiyorlardı. İblisler tabii ki ki birer mahlukatlardı ama içlerindeki öfkeye, isyana dayanamıyorlardı gerçek  kötülük kalplerinde yaşıyordu. İblisler bir isyan başlattı. Ve doğruca efendilerine gittiler.

Kendini cehennemin efendisi zanneden ve iblislerin saygısını kazanan Molok'a haykırdılar. Molok halkına hak verdi, Ölülerin efendisi Hades ve yalanların efendisi Apate' e durumdan bahsetti. Sonuçta cehennemdekiler gibi günahları ve kötülükleri simgeliyorlardı. Onlardan başka kim yardım edebilirdi ki? Böylece üç efendi birleşti. Cehennemin efendisi Molok, Yalanların efendisi Apate ve son olarak Ölülerin efendisi Hades. Apate mavi safir taşa fısıldadı: Ateşi yakarsan sönüp bir daha yanmaz o an harlanır ve yayılıp yok olur. Senin dirilişin ve ateşin bir yalandan ibaret. taş parçalandı ve bir toz oldu. Tozlar havada dönerek birleştiler ve bir dala dönüşler, aynı gece gibi ışıldayan bir dala.

Hades parmak uçlarında gücünü çağırdı gücü adeta kükredi ve yankılara karıştı. Elinde bir dal oluştu, dirilişsiz ölümle lanetlenen bir dal. Gece kadar göz alıcı bir o kadar da zamanla bu sefer ki.

Molok cehennemde bulunan lethe gölündeki suyu avuçlarının da etkilenmesini sağladı bu dal anka'nın dirilişi ve uyanışını unutmasını ve acı içinde kendini yok edecekti. Molok bir onoskelise emir verdi.

"Git ve bu üç dalı kuşun yuvasına yerleştir. Herkes kim yatar hatırlasın."

Onoskelis efendisine reverans yaptı ve emrini getirmek için Anka'nın yuvasına doğru yol aldı.

Onoskelis üç laneti Anka'nın yuvasına sıktı. Anka bu üç dalı gördü ve bunları efendilerin armağanı sandı ve küllerinden doğmak için yuvasıyla birlikte kendine ateşe verdi. Ateş yanmaya başladı ve devam etti. Ateşler yanmaya devam ettikçe Anka'nın kendi dirilişini reddediyordu. Apate'nin sesi kulaklarını doldurdu; "Senin dirilişin bir yalan adeta varlığının gibi." Sonra Hades'in sesi işitti; "Senin dirilişin yok ölümün sonsuz" Bu lanet o kadar büyük bir kötülükle yapılmıştı ki Anka geri dirilemedi. Kendini çok güçlü sanan Zeus'un alev ve küllerinden soyunun, bilgeliğinin devamı için alevlerinden bir Anka yarattı fakat bu yarı iblis bir Anka'ydı. Dişi iblisler gibi kötücül bir cazibesi vardı tek farkı içerisinde alevlerden oluşmuş kanatlar ve alev turuncusu gözleriydi. Zeus yavruyu bu cehennem mühründen kurtarmaya çalışsa da hepsi sonuçsuz kaldı. Şeytanlar o yavruları kazandılar ve en güçlü iblis lordu olan Mephitopheles'e verdiler. Lord ona Ankşer ismini verdi. Ankşer evlilik çağına geldiğinde Mephitopheles ile evlendirildi ve anka şeytanı melezi olan soy devam etti.



Bu ilk mitolojik hikayemdi. Bir ara iblisli bir kurgu yazmak istedim fakat devam etmiştim bende bu hikayenin defterimde kalmasını istemedim ve siteyi paylaştım umarım beğenirsiniz.

Mitolojik HikayelerWhere stories live. Discover now