I don't know who I am anymore

65 6 9
                                    

Jungkook'dan

Sabahları herzaman böyle soğuk mu olurdu? Yoksa ben mi çok üşüyordum? Yatağımda yattığım  3 veya 4. seferdi sanırım bundan önce hiç yatmamistim o kadın yüzündendi aptalca birkaç tehdit ve sonrası... neden yapmıştım ki bunu masumdu o, beni sevmekten başka birşey yapmamıştı ben onun katiliydim hayatı boyunca istediği sevgiyi veremeyen bi katil,onu geceleri bekletip sabaha karşı ona kahvaltı hazirlamayip uyuya kaldığı için bağırıp çağıran onu karanlık bodruma kilitleyen bir katil.

Korkuyordu benden ama sesini bile çıkartmamıştı taki kavga ettiğimiz o son güne kadar yine aptallık yapıp o-onun ölmesini çare olarak göstermiştim.Ben katildim oda fazlaca safdı yine beni dinleyip  kendi canına kıymıştı bazen keşke zamanı geriye alıp o söylediğim şeylerin aptalca birkaç sözden ibaret olduğunu söyleseydim...

Ama artık o yok sevgilim,hayatım,eşim o yok. Bu kelimeleri kuruyorum çünkü daha yeni farkına varıyorum bizi ailelerimiz zorla evlendirmisti kötülük için değildi elbette bizi hep yakistirirlardi elbette bende jiminin güzel olduğunu hep söylerdim,o çok güzeldi  fakat benim herzaman güven problemlerim olmuştu jiminle evlendigimiz gün ona bakıp tek söylediğim şey "ben seninle evlenmek istemedim"olmuştu gözlerinin dolduğunu görmüştüm ama ona bakmadan arkamı dönüp gitmiştim belki ağlamıştı bu sözümden dolayı ama ben bunu hiçbir zaman umursamamistim evlendiğimiz akşam  bu yatakta onunla birlikte olmuştum sarhoştuk ikimizde deliler gibi birbirimizi arzulamistik ne yaptığımızı  bilmiyorduk ama ikimizde bundan hoslanmistik tabi sabah kalkinca durumlar daha farklıydı ona bağırıp çağırmıştım yine sanki suçlu oymus gibi..

Şuan nerdeydim? soğuk parkeli odamızda,soğuk çarşafların arasında gözlerim tavanda sadece kızarmış gözlerimle izliyordum geçmişimizi  jimini düşlüyordum o gün,evlendigimiz günün akşamı jiminin güzelliğini bembeyaz pürüzsüz teni,yeşilin en güzel tonu gözleri,küçük kızarık burnu ve pembe dudaklarını sonra hastahanedeki yüzünü düşlüyordum artık bembeyaz teni dahada beyazlamış,küçük burnu soğuk,pembe dudaklari morarmış ve gözleri gözlerini göremiyordum bile

Artık daha fazla düşünmek istemiyordum ama unutmakta istemiyordum zaten nasıl unutabilirim ki yattığım yataktan kalktım 2 gün olmuştu jimin öleli  yemek yemiyordum fakat sürekli spor yapıyordum bir nebze olsun bir anlik unutur gibi oluyordum ama işe yaramıyordu günün sonunda yine kendimi onun yaninda alıyordum mezarlıkta...

Üstümü giyinip aşağıya indim bam'a yemeğini verip kapıya yöneldim askılığa baktığımda jiminin beyaz hırkasını gördüm marketten eve geldiğinde giydiği hirkasiydi bu onu alıp  kendi ceketimi ve arabanin anahtarlarini aldım daha sonra evden çıktığım gibi arabaya bindim arabanın bütün camlarını açıp  yola koyuldum yine onun yanına gidiyordum bir süre sonra ışıklarda durmuştum kafamı sağ tarafa çevirdiğimde bir çiçek dükkanına rastlamistim çiçek alıcaktım ışıklar yandığında arabayla çiçek dükkanının önüne geldim ve arabadan inip kapıları kitledim dükkana yanaştıkça güzel çiçek kokulari geliyordu sanki jimin gibi kokuyordu içeri girdiğimde koku dahada yoğunlaşmıştı rengarenk çiçekler farklı farklı kokular vardı kasada duran bir kadın vardı yavaş yavaş oraya ilerlerken bir yandan çiçeklere bakıyordum.

Jk-Merhaba

X- A merhaba efendim hoşgeldiniz

Jk- Hoşbuldum burası gerçektende çok hoş  ben... ben çiçek alıcam fakat ben...

X- A sanırım sevdiğiniz birisine alacaksınız ve hangi çiçekleri sevdiğini bilmiyorsunuz ben violet size yardımcı olacağım.

Jk- Ben ne diyeceğimi bilemiyorum teşekkürler bende jungkook jeon jungkook

İmpossible Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin