Sınıfa girdiğimde Namjoon hocanın içeride olduğunu gördüm. Bana bir açıklama bekliyor gibi bakıyordu. "Revirdeydim hocam geç kaldığım için özür dilerim girebilir miyim?"
Kafasıyla gir işareti yapmisti. Bu adam daddy ya çok iyi. E hemen yerime oturdum. Seungmin Jeonginle bende Felixle birlikte oturuyordum. Jeongin okula erken başlamiştı bebeğimizdir kendisi. Ona bir şey olduğu gibi karşısında bizi bulurlardı.
"Jisung" diye fısıldadı Lix. Hocayı kontrol edip ony dinlemeye başladım. " Jake'e noldu la kimden dayak yemiş neden dayak yemiş."
Anlatsam mı anlatmasam mı kararsız kalmıştım çünkü kafası yerinde değildi o yüzden bana zarar vermeye çalıştı bilerek yapmadı ama eğer anlatırsam Jake'i gebertir bizimkiler.
"Jisung, anlatmayacak mısın?" ona doğru baktım.
"Tenefüste anlatırım." diyip uyuma pozisyonuna geçtim. Hala aklım Minhodaydı. Neden beni korumuştu. Ve neden Jake ile aynı ortamda bile bulunmamı istemiyordu? Çok garip. Adımı bile bilmediğini hatta arkadaş grubunun bile bilmediğini düşünüyordum fakat arkadaş grubu bile bi ara beni çok konuşuyormuş? Hem çok garip hem de mutlu edici sebebini ben bile bilmiyordum.
...
"La kalk da aşağı inek"
"Jisung!"
Kafamı kaldırdığımda üçü birden bana bakıyordu. Ayılmaya çalışırken Jeongin popomu sıktı yerimden zipladim.
"La yeter la yeter benim götümden ne buluyorsunuz." hızlıca koşmaya başladım.
Koşarken de "Taciz edildim!" diye bağırıyordum kolidorda. Arkamı dönüp Jeongin peşimden geliyormu diye bakarken bir anda bir vücuda çarptım.Kafamı tutarken bir yandan da "Ben çok
özür dilerim önüme bakmamıştım" dedim."Bir dahakine daha dikkatli ol o zaman Jis."
Sesi duyduğum gibi kafamı yukarı kaldırdım. "Patlıcanın kası da varmış bunu öğrenmiş olduk çok iyi bir bilgi."
"Bir gün gösteririm kaslarımı bu kadar güzel bir bilgiyse"
Mal gibi suratına bakarken Changbin güldü. "Benim kaslarım varken Minhonun kasları ilgini çekmesi ayrı garip Han"
"Ha sey ben öyle demek istememistim. Aman mal misiniz neyse patlican ben Jake'in yanına gidiyorum hadi adios"
Neden böyle bir şey dedim bilmiyorum ama sanırım patlıcan kafayı sinir etmek istiyorum. Felix bana anlam verememiş gibi bakarken aralarından sıyrılıp gittim.
Aslında Jake'in yanına değilde bahçeye iniyordum. Bizimkilere geliyor musunuz diye baktım. Seungmin ve Jeongin geliyodu fakat Felix koridorda durmuş Hyunjinle bakışıyordu.
"Aman be" diyip yürümeye devam ettim. Tatlılardı aslında ama yine de Hyunjinden biraz şüpheleniyordum.
Bahçede bizimkilerle otururken konuşmaya başladı. " Eveet bugün Hannie bize Jake'e ne bok olduğunu ve Lee Minho ile ne alakası olduğunu anlayacak."
Tamam herşeyi anlatacaktım. "Tamam şimdi şey dün gece Felix sarhoş oldu ya ben onu almaya gittim fln ben giderken bir anda karşıma Jake ve adamları çıktı. İşte baya takip etti beni işte laf etti ayrılamazsın diye bende bir kafeye giriyim dedim kafe kapalı çıktı içeride kim varmış sizce?"
"Ne bilelim oğlum biz herhangi bir personel işte " dedi Seungmin.
"Lee Minho ve ayrıca personel değil gibiydi."
"Bişey sorucam."
"Sor Lix." dedim. "E acaba o kafe Hyunjinin bahsettiği kafe olabilir mi?"
"Minho hyung zengin değil mi ? Neden bir kafede çalışıyor olsun ki?"
"Çalışıyor gibi değil altında şort üstünde t-shirt vardi"
"Karanlıktan çok yüzünü görememiştim bi durun da anlatayım. Neyse bu bana kapalıyız kardeşim fln dedi girdi içeri. Bende kafenin yanındaki sadece çöp kutularının olduğu yere girdim saklandım işte. Jakelerin gitmesini beklerken muhteşem telefonum çaldı. Sonra bu Jake yanıma geldi bende ayık kafayla konuşalım iyi değilsin eve git annen merak etmiştir dedim." ve sustum. Sadece devamını bekliyorlardı ben ise bunu nasıl söyleyecem diye düşünüyordum.
"İşte o da şey dedi."
"Ne dedi Jisung?"
"Geveleme söyle."
Ellerim titremeye başladı. Ayağı kalktım. Nefes alamadım. Jake haklı beni merak etmiyor annem. Kim merak ediyordu beni? Bizimkiler dışında kim bana halimi hatrımı soruyordu? Abim mi? Beni öldürmeye çalışan abim neden önemsesin zaten beni. Başım dönüyordu.
"Jisung!"
"Yardım edin!"
"Ne bakıyorsunuz gerizekalılar bir şey yapsanıza!"
"Hyung lütfen aç gözünü lütfen!"
"Minho hyung!"
"Taşımamıza yardım et bakma öyle"
Minhonun gözünden
Bahçede bizimkileri ararken bir kalabalık gördüm. Aman yine kavga olmuştur.
"Yardım edin!"
Felixin sesini duyduğum gibi kalabalığın arasına koştum. Kimsede çıt yoktu sadece yere doğru bakıyorlardı kime baktıklarına baktığımda onu gördüm. Neden böyle hissettim? Boşluktaydım. Hiç bir şey duymuyordum.
Her zaman ki onun bayıldığı halüsinasyonlardan birini görüyordum sanırım. Canım yanıyordu...
"Minho Hyung!"
"Taşımamıza yardım et bakma öyle"
Yere geriden baktığımda hemen harekete geçtim. Jisungu taşımaya çalışan Seungmini bir kenara çektim ve Jisungu sırtıma aldım.
Koşarak revire gittim. Ona sinirliydim Jake'in yanına gidicekti en son. Belki de gitti. Fakat çok tatlıydı ki. Onu görünce hayatımda olmadığım kadar huzurlu oluyordum.Revir kapısını tıklamadan dalmıştım içeri Jisungu yatırıp gördüğüm ne varsa yanıma aldım. Bu doktor niye hiç yerinde değil mk.
Abooo Jisung gitti valla. Ama o hissi çok iyi biliyorum neyse umarım güzeldir bölüm.
sonraki bölümde görüşelim💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kapalıyız Kardesim/ Minsung
FanfictionJisung takıntılı exinden kaçmak için önüne gelen ilk kafeye girmeye çalıştı ama içerden bir iç çekme sesiyle beraber "kapaliyiz kardesim" konusan kisinin yeni belası olduğunu anlayamamıstı