UYARI
BU KURGUDAKİ BÜTÜN OLAYLAR(MAÇ,SONUÇ,ZAMAN)TAMAMEN KURGUDUR. *EĞERKİ TARİH VE SPNUÇ AYNIYSE BU TAMAMEN TESADÜFTÜR*Çengelli lastik tokam ile sarı saçlarımı yüksek at kuyruğu yaparak saç sabitleyicimi saçlarıma uyguladım. Ne kadar saçlarımı tutmasada her maç öncesi bunu yaparak perçemlerimin önüne gelmesini engelliyordum.
Ayağıma beyaz spor ayakkabılarımıda geçirerek giyinme odasındaki boy aynasının önüne gittim.
Üstümde hakem üniforması vardı. Mavi fosforlu t-shirt altıma siyah şort ve beyaz çorap beyaz spor ayakkabı vardı. Normalde siyah ayakkabı ve çorap giysemde onları kaldığım otelde unutmuştum. Mecvuren buradaki çorapları ve ayakkabıları giymiştim.
Maçın başlamasına son 15 dakika vardı ve benim çabucak sahaya inmem gerekiyordu. Bu yüzden koşarak sahaya gitmeye başladım. Bir yandanda kart cüzdanımı arka cebime koymaya çalışıyorďum. Birden çarptığım şey ile inledim.
Neye çarptığıma baktığımda bunun bir futbolcu maketi olduğunu gördüm. Ya sabır çekerek koşmaya devam ederken koridorda "Hakem Eftal Oflaz." Diyen ses ile arkamı döndüm.
Bu ses benim gibi hakem olan ve benden daha tecrübeli bir hakeme aitti.
"Çorabın ve ayakkabın geçerli değil biliyorsun değil mi?"
"Tabii ki!"
"O zaman neden giydin?" Diyerek bana doğru yaklaşmaya başladı. "Çabuk onları çıkar."
Keskin mavi gözlerim onu delip geçerken sözlerim daha keskindi. "Geçerli olan kıyafetlerimi kaldığım otelde unuttum," diyerek ona doğru bir adım attım. "Ayrıca.." bir adım daha. "Unutmamış olsaydım da sırf siz dediniz diye giymezdim. Keskin Firari." Diyerek ona bakmdan yeniden koşmaya devam ettim.
Saatime baktığımda tamı tamına 3 dakikam kalmıştı. Daha hızlı koşarak merdivenlerden indim. Her seferinde böyle olnak zorunda mıydı?!
Maç Türkiye ve Çekya arasındaydı. Çekya daha yeni yeni kurulan bir takımdı. Benim düşüncelerime göre kendi ülkemin yenebileceği bir takımdı. Yinede tekrar tekrar kendime hatırlattım. Ülken diye onlara ayrımcılık yapmayacaksın!
Bunu her maç kendime hatırlatıyordum. Çoğu zaman kimseye ayrımcılık yapma! Oluyordu. İlk defa ülkene diye kelimesi geçiyordu uyarımda. Daha önce hiç Türkiye maçına girmemiştim. Çoğu zaman yabancı ülkelere girmiştim ama en çok benim yine kendi ülkem olan Makedonya maçına girmiştim.
Evet ben yarı Türk yarı Makedon'dum.
Doğma büyüme Makedondum. Şartlar yüzünde daha önce hiç Türkiye'ye gitmemiştim.
Sahaya geldiğimde nefesim tükenmişti. Derin nefesler alırken son bir dakika olduğu için oyunculara son uyarılar yapılıyordu. Aynı zamanda dünyanın dört bir köşesinden gelen haber kanallarınada uyarılar yapılmaktaydı.
"Eftal!" Bozuk bir türkçeyle adımın seslenilmesi ile arkamı döndüm. Bu Ardi"di. Koşarak yanına ilerlerdim. Maça az kaldığı için arkamdan hakemler bana dur desede dinlemeden onun yanına gittim. O Makedonya haber kanalının kameramanıydı. Benimde yakın arkadasımdı.
"Što praviš ovde??!"(ne yapıyorsun burada) Dedim boynuna sarılırken.
"Pa, znaeš. Snimanjeto e rabota!"(biliyorsun işte. Kameramanlık felan) Diyerek kollarını belime doladı. Kahkaha atarak geri çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FUTBOLCU HAKEMİ/TEXTİNG
FantasiaMilli futbol Hakemi Eftal Oflaz ve Milli Futbolcu Ata Demir