Öfke, Bu Öfke Dinmeli...

5 1 0
                                    

Öfke, Bu Öfke Dinmeli... Dante üzüntü, öfke ve acele ile Capo'nun mekanına ulaşır, içeri bir hışımla girer. Capopurosunu tüttürmektedir ve gözlerini kısar Dante tam söze girecekken Capo(patron) elini kaldırır ve Dante susar. Capo Dante'nin yanına gelir ve ellerini omuzlarına koyarak;''Figlio(evlat), ahh tam şuramda mi cuore(kalbimin) orta yerinde hiçbir zaman tatmadığım biracı, bir sızı var... Onlar Benim Orso(ayı)'ya zarar verdiler ve bizim çöplüğümüze girdiler ellerini kollarını sallayarak, biz... biz figlio(evlat) sadece o beş para etmez herifleri çöplüğümüzde öldürerek tatmin olmayız olamayız, bu collera(öfke) sadece onların mekanı başlarına yıkılırsa diner yoksa ne Orso ne Ben ne de siz rahata eremeyiz figlio(evlat).'' der ve Dante'ye konuşabilirsin anlamında el işareti yapar, Dante; ''Capo, Orso benim abim-kardeşim gibiydi hatta daha da ötesiydi, ona bunu yapan Kartalları yöneticisi ile parçalamak istiyorum ama bana adamlar vermen lazım Capo, iş bilen adamlar senin emrin ile senin adına kurşun atmaktan geri durmayan adamlar lazım...'' der ve sözünü bitirmeden Luigi devreye girer;''Sana istediğinden fazlasını vereceğim, al bu carte(kağıdı) üstünde yazan yere git ve içeri girebilmek için sana parola soracaklar, şunu söyleyeceksin 'Rosa una Rosa(Kızıl Gül)' aklında tut çünkü bu yalnızca yaşamasına izin verdiklerimizin bildiği bir sırdır, hiçbir yerde yazmaz yazılmaz...'' der ve Dante'nin alnından öper bir an önce gitmesi için emir verir. Olanlara pek anlam veremeyen Dante denileni yapar ve Vatikan'a doğru yola koyulur. Artık Kutsanma vaktidir.

Gidebileceği en süratli şekilde yollara düşen Dante Floransa'nın varoşlarından, Roma'da bulunan Vatikan'a doğru ilerlemektedir. İlk durağı 145km mesafedeki Grosseto şehridir,oyalanacak vakti yoktur ama aracına yakıt alması gerekir, benzin istasyonuna yanaşır ve yakıtı doldurtmak ister. O sırada çok alakasız bir konuya kulak kabartır istemsizce, adamın birinin bütün servetini Vatikan'a gitmek ve orada bir araştırma yapmak için harcadığını duyar 'Nemaniaco(manyak) tipler var' diye söylenir. Yakıtını alır ve yola koyulur sonraki hedefi Civitavecchia şehridir buraya uğramadan direk Roma yoluna girmiştir, artık Vatikan'a varmasına çok az vardır ve şehre giriş yapar hemen kâğıtta yazan adrese yönelir ve karşısına ufak ama eski olduğu belli olan Aziz Patricio Kilisesi çıkar tereddütsüz içeri girer. Papaz içeride tektir ve söze girer; '' Benvenuta(hoşgeldin), parola...'' der... şaşıran Dante ilk anlamaz ama sonra kasketindeki çete sembolü aklına gelir ve parolayı söyler... ''Rosa una Rosa(Kızıl Gül)''der ve Papaz peşine düşmesini söyler, birlikte kilisenin mahzen kısmına doğru inerler ama bu merdivenler çok uzundur in in bitmez, Dante hafiften tedirgin olur ama belli etmek istemez.

Sonunda eski ama büyük bir kapıya varırlar, kulpları kocamandır ama papaz zorlanmadan açar kapıyı ve el işareti yapar Dante'ye içeri girmesi için, çok konuşkan değildir papaz. Dante içeri girer girmez kapı bir hışımla kapanır ve Dante hemen kapıya yönelir ama açamaz yumruklar savurur, sanki kimse yoktur orada... Sakinleşmesi gerektiğini düşünür ve Capo'nun onu boş bir şeye göndermeyeceğini bilir, arkasına döner ve karşısında bir ışık huzmesi altında gösterişsiz sade bir kaidenin üstünde duran çok gösterişli ve üzerinde anlamlandıramadığı sembollerin olduğu bir taş durur. Bir an duraksar ve Lorenzo'nun bahsettiği taş bu mu acaba diye düşünür. İstemsizce yaklaşır sanki arkasından birisi iter gibi, sonra sol omzunda bir baskı hisseder ve bu baskı gitgide yakıcı bir acıya dönüşür, dayanamaz üst kıyafetini çıkarır. Yaşadığı süre boyunca omuzunda bulunan ve unuttuğu doğum lekesi kan kırmızısı renginde parlamaktadır ve yanında belli belirsiz bir siluet belirir, ilk önce onu papaz zanneder ve bu durumu sorar ama cevap alamaz sonra sesler duyar '' Dokun, Dokun, Dokun, Dokun'' artık dayanamaz ve taşa dokunur, dokunduğu gibi sanki farklı bir alemdedir, çok geçmeden tek olmadığını anlar ve karşısında kapüşon takmış sakalı ağarmış asasına dayanmakta olan bir adam belirir hemen onun yanı başında hiçbir görüntüsü olmayan kapkara bir kişi belirir. Dante anlam veremez siz kimsiniz diye sormak aklına bile gelmez çünkü o indiği mahzende değildir.Her tarafta tanıdık gelen ama hiçbir anlam veremediği semboller görür, semboller önce beyaz beyaz parlar huzur verir boyutta ama ne zaman ki kapüşonlu adam ve yüzü gözü olmayan kara kişi ilk başta sanki sözlü bir tartışma yaşanırmış gibi bir hava verir ve sonra amansız bir mücadele-kavga başlar bu ise sembollerin bir anda kan kırmızısı olmasına sebep olur.

Görü gitmiş Dante tekrar kilisenin mahzenindedir. Kendini toparlaması çok sürmez çünkü içinde bir şeylerin farklı olduğunu anlar hisseder, öyle düşünürken bir nefes alıp verme sesi işitir artık duyuları keskinleşmiştir yoksa bu taşın işimi... Kafasını çevirir ve Samuel yanındadır,Dante önce bir afallar, sonra;

''Ama nasıl, nasıl burada olabilirsin Samuel, Lorenzo iyi mi yoksa onu mu haber vermeye geldin bana vefakâr dostum?''

Samuel ise; ''Samuel mi? hahah, ben ben Samuel olarak hiçbir zaman var olmadım Dante,beni sadece sen görüyordun ve sadece sen yaşadığın olaylarda-bulunduğun mekanlarda bir ikiliymişiz gibi davranıyordun hepsi ama hepsi zihninde yaşanıyordu Dante, istersen diğerlerinin yanına döndüğünde ki dönebilirsen sorabilirsin. Beni ruhunun yanında bedenin desen yaşattın, o boynunda parlayan kolye hiçbir zaman var olmadı Dante ve ben neden sana hediye olarak bunu verdim bilmiyorum, bilmiyorum... o taş, kolyene takılı olan o taş nedense bir şeyleri hatırlatıyor. Her şeyi zihninde sen kurguladın, adım ise hiçbir zaman Samuel değildi ama neydi hatırlayamıyorum of off offf, sen böyle seslendin bana... Ben kimliğimi hatırlamıyorum ve nedenini öğrenmek istiyorum ama sürekli bir bedende yeniden yeniden yeniden yeniden diriliyorum, her dirildiğim beden acılarla dolu yanında yaşadığım ruhlar sürekli ıstırap çekiyor, kendi acımı bana unutturan şey yoksa bu mu? Hahahaha acı, acı neydi ki unutmak güzel olabilir mi Dante ha ha ha ha benden mutlusu var mı ha ha ha ha Dante kıramıyorum bu döngüyü neden ha neden Dante neden neden ha ha ha ha neden neden...''Samu adeta delirmiş gibi gözleri büyümüş, vücut dili ise her an saldırmaya hazır bir hava veren formda, hızlı kafa hareketleri ile etrafa bakınır bir halde birçok kelimeyi tekrar tekrar söylemiş ve Samu'nun ona doğum gününde hediye ettiği kolye kan kırmızısı bir renkte parlar olmuştu ama yaşadığı şok etkisiyle Dante'nin gözü kolyeyi görmüyordu bile..

Bu sözler karşısında ne diyeceğini bilemeyen Dante kafayı sıyırmışçasına ona verilen son emri tekrar edip duruyordu ''Kartallar yok edilmeli, Lorenzo hayır Orso'nun intikamı alınmalı''defalarca tekrarladı ve ilk odaya girdiğinde yerinden dahi oynatamadığı kapıyı parmağı ile karşı duvara uçurdu. Kilise adeta deprem olmuş gibi sarsıldı sessiz olan papaz hemen mekânı terketti, korkusu her halinden belliydi. Kelime anlamı ile ters düşen bir Kutsanma yaşayan Dante,sanki Kutsanmaktan çok Lanetlenmiş gibiydi. Gözündeki en ince damara kadar bütün gözü kıpkırmızı kana susamış bir hal almıştı, vücudu ise dehşete düşürecek kapkaranlık ve iç karartıcı, maruz kalana kafayı yedirtecek bir aura yayıyordu, bulunduğu ortam ise kasvetli boğucu ve sonsuz karanlığa gömülmüş gibiydi.

Araba ile geldiğini bile unutan Dante deli gibi koşmaya başladı öyle hızlanmıştı ki ilk geldiğine göre çok daha hızlı ilerliyordu gücünün boyutunu fark etmiyordu bile, sürekli son emri tekrarlıyordu. Saat artık 00:00 olmuş ve gün 3 Eylül'dü. Pasajlara dönmüştü ama gözü kimseyi görmüyordu, Aygırlar onu görünce sevinmişlerdi... bir terslik vardı herkes ama istisnasız herkes bayılıyordu bu baskı bu aura çok çok fazlaydı hatta Capo bile bayılmıştı. Dante hemen Carbonia Kartallarının ana mekanına doğru hızla yola koyuldu, mekânın bulunduğu mahalleye geldiğinde öfkesi daha da arttı hem de haddinden fazla aynı oranda gücüde kontrolden çıkıyordu... zaten hiç kontrolünde değildi... Mahalleye girdiği gibi yerle bir etmeye başladı ve ağzında sadece Orso-Capo-Samuel isimlerini geveliyordu. Masum-Suçlu kim varsa herkes nasibini alıyordu adeta arınma gecesi yaşanıyordu Carboniada. Artık ortada tek bir bina kalmıştı o da Kartalların Patronu Miguel'in korkudan pineklediği binasıydı. Dante öfke ile kükrer gibi haykırdı ve binayı eritircesine parçaladı, Miguel olduğu yere mıhlanmıştı. Sonunda ona ulaşan Dante tek bir kelime bile etmedi ama o; '' Oovovv bunun canı kan istiyor, anca ölüm susuzluğunu giderir. '' der ve canice katledilir hem de çok feci bir şekilde her bir parçası ayrı bir yere dağılır, resmen koca bir bölge ibretlik diye yok edilir.

Her şey bittiğinde yerde cenin pozisyonunda yatan Dante hala Orso-Samuel diye söylenmektedir ve en sonunda bayılır...

Döngü:Kadim KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin