Derdimin dermanı

275 28 13
                                    


Sabah olup gün doğunca Gonca uç pazara gitmisti. Ama en büyük korkusu Alaadinle karşılaşmaktı. Alaaddin'i görünce içindeki yangın daha da harlanırdı. Bunları düşünürken Holofira'yı gördü. Holofira'nın yüzünden düşen bin parçaydı belli ki onun da gönlü kırgındı. "Holofira eyi misin?" dedi en içten sesiyle. "İyi olmaya çalışıyorum ya sen... Sen iyi misin?" diye sordu Holofira da o da Gonca'nın gönlündeki yarayı görüyordu. "Ben de iyi olmaya çalışırım." Biraz duraksadiktan sonra Holofira konuşmaya başladı. "Az evvel Malhun hatunla Bala hatunu gördüm şehzadelere gelin ararlarmış." gözlerinden birkaç damla yaş süzülmüştü Holofira'nın bir yandan da sımsıkı boynundaki niluferi tutuyordu. Gonca şehzadelere gelin aradıklarını duyduğunda dizlerinin bağının çözüldüğünü hissetti. Sanki bir hancer göğsüne saplanmıştı. Holofiraya doğru baktı onun da kendisinden pek bir farkı yoktu. "Bizim imtihanımız da buymuş" cümlesi döküldü dudaklarından. Kimi hanesinden ailesinden imtihan olurdu kimi de böyle sevdasından. Gonca hızla arkaya doğru gitmeye başladı onu kimsenin göremeyeceği bir yer gitmesi gerekiyordu çünkü kendini en güçsüz hissettiği andaydı. Arkaya doğru giderken birine çarptı. Başını kaldırıp baktığında Alaaddin'in kara hareleriyle karşılaştı. Öylece kalakalmıştı yutkunmaktan başka bir şey yapamadı. Gözlerindeki yaşlar kurumuştu sanki akmıyorlardı artık. Yalnız Alaaddin'in gözlerine bakıyordu. Belli ki Alaaddin de pek uyuyamamıştı. Sevdanın yükü ikisine de ağır gelmişti yahut ayrılığın yükü mü demeliydi. Ama ayrılmamışlardı ki ayrılmak için evvela bir olmak gerekirdi onlarsa henüz bir olamamışlardı. "Alaaddin" dedi en yumuşak sesiyle. "Goncaa'm" diye karşılık verdi Alaaddin de. Sonra bir anda gelin aradıkları geldi Gonca'nın aklına. Hemen geri çekildi. Basının döndüğünü hissetti. Düşer gibi olunca alaaddin tuttu onu tekrar. "İyi misin Gonca ? Gelesin şuraya oturasin" fiye onu kenara oturtmaya çalıştı. "Bırak!" diye bir anda yükseldi Gonca'nın sesi. "Bırak beni Alaaddin" Alaaddin boynunu büktü. Gonca'ya doğru baktı. Şimdi o ceylan gözlerde yalnız öfke ve hasret vardı. "Gonca beni senden mahrum bırakma."  hayatında sahip olduğu her şeyi kaybetmiş gibi hissediyordu Alaaddin. "Bu güzel lafları hatununa söylersin artık sen Alaaddin Bey. Bala hatunla malhun hatun tum pazara gezer size layık gelin ararlarmış." Alaaddin şindi anlamıştı Gonca'nın ne diye bu kadar öfkeli olduğunu. "Sen ne vakit yüreğinden benim sevdamı attın da kendine hatun arar oldun Alaaddin. Benim bildiğim medreseli bana bunu etmezdi." Alaaddin'in söylemek istediği çoj şey vardı gönlünden geçen her şeyi söylemesi mümkün olabilseydi keşke diye düşündü o an. "Etmez, medreseli sana bunu etmez. Ben sana bunu etmem edemem Gonca'm. Benim gönül gözüm senden başkasına kapalıdır. Benim gözlerim senden başkasına kör, dilim lâldir." Gonca Alaaddin'in söylediklerini düşündü doğru söylerdi Aladdin o kimseye başka gözle bakmazdı dahi o Gonca'yı incitecek bir şeye asla kalkışmazdı, kalkışamazdı. "O vakit ne deyu gelin ararlar? Senin rızan yok mudur?" Gonca bunları söylerken sesi Aladdin'e inanmazmış gibi çıkmıştı ama o Alaaddin'e inanırdı sadece anlamaya çalışırdı. "Gonca'm benim gelinin bellidir. Başkasında gozum de gönlüm de yoktur. Yolumuza ne çıkarsa çıksın hepsini aşıp birbirimize varacağız biz." Alaaddin'in sözleri Gonca'yı gülümsetmisti ama yuzu yine gölgelendi "Korkarım Alaaddin çok korkarım sana bir şey olacak seni kaybedecem deyu korkarım. Geçen gece bir rüya gördüm karşıma geçmiş bana elini uzatırdün gel derdin ben tam gelecegim vakit atam girdi ortamıza sonra Osman Bey de girdi bir anda kıyamet koptu sanki cenk etmeye başladılar." Alaaddin Gonca'nın tüm korkularını men etmek istedi ama elinden gelen bir şey yoktu. "Bu yol zordur Gonca'm ama göğüs germek lazımdır. Bizim sevdamız her şeyin ustesinden gelecek." daha sonra öylece ayrilmak zorunda kaldılar birbirlerinden akşam olunca alaadin oturup düşünüyordu. Ayak seslerini duydu gelen ağabeyiydi. "Kardaşım nedir derdin diyesin derman bulalım" dedi "Derdimin dermanı Gonca'dadır ağabey. Senin derdin nedir senin de yüzünden düşen bin parçadır?" Orhan yutkundu dile dökmek çok zordu "Anam Holofira müslüman olmadan olmaz, der. Holofira müslüman olmam, der." Orhan'ın da derdi Alaaddin'in derdi kadar büyüktü. "Sevda ağabey... Sevda imtihanımızmış." bilirdi elbet ikisi de imtihan olduğunu isyan etmezlerdi ama ağır gelirdi yüreklerine. Bir süre öyle sessizce oturdular. "Yarına vazife vardır artık uyuyasın" deyip çıktı Orhan. Alaaddin bir şekilde her şeyi yoluna koyacaktı ama nasıl olacaktı ki. Her engel edilirdi belki ama ya Gonca engel olursa omu nasıl aşacaktı. Birlikte atan iki yürek elbet bir gün kavuşurdu ya bu cihanda ya diğer cihanda. Ezelden ebede gitmez miydi onun sevdası da. Belki de ebediyette kavuşacaklardı. Bu düşünce ciğerini deldi geçti. Uykular artık ona haram olmuştu. Uyumaya çalıştı gözlerini kapattı. O gözlerini kapattığı an Gonca gözlerini açtı. Dışarı çıktığında ülgen hatunu gördü. "Gonca ne ararsın bu vakitte?" telasla sordu Ülgen. "Gözüme uyku girmedi Ülgen" Ulgen anlamıştı Gonca'nın derdini. "Gonca'm ben bilirim seni anlarım sevda ne demek ayrı düşmek beklemek ne demek ben bilirim." Gonca Ülgen'in dolan gözlerine doğru baktı. Gözlerinde hüzün vardı. Ama yüzünden çok bir acıma vardı sanki. Gonca'nın hoşuna gitmedi bu acıma hissi."Ben Cerkutay'ı senelerce bekledim elimden bir sey gelmedi. Onun da elinden bir sey gelmedi. İmtihan dedik mevlam neylerse Gül eyler dedik kabullendik." Hatrına eski anılar geldikçe yüreği sızladı Ülgen'in. "Biz karanlığı geçirdik sabaha çıktık ama ayazda da az kalmadık" Gonca Ülgen'in nereye varacağını bekledi usulca. "Demem o ki elinde fırsat varken size karanlığı yasatmayasın. Benim elimden bir şey gelmezdi. Ama senin gelir. sen sevdana sahip çıkasın." Gonca Ülgen'in dediklerini kafasında tarttı. Öyle karşıdan söylemek nutuk cekmek kolaydı elbet.

AlGon | KesitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin