Bu defa Alaadin'i bekleyen Goncaydı. Dün Ülgen hatunla konuştuktan sonra etraflıca düşünmüş sevdasına sahip çıkmaya karar vermişti. Yüreği bir atan sevdalılar elbet kavuşurlardı. Onlar bu cihanda kavuşmalıydılar. Bir yolunu bulup bu sevdayı bir ömür yaşatmalıydılar. Ömür boyu kalpleri yalnız birbirleri için atmalıydı aksi mümkün değildi. Ya zorluklar onlar ne olacaktı? Bir şekilde aşılır, her şeyin üstesinden geliriz diye düşündü Gonca. Alaaddinle bir olup da aşamayacakları zorluk yoktu. O Alaaddinsiz kalamazdı. Bin diyar gezse Alaaddinsizliğe çare bulamazdı. Alaaddinsiz olan tüm düşünceleri kovup atmak istedi. Allah ona Alaaddin'i vererek tüm nimetleri vermişti sanki. Tüm duyguları onunlayken yaşıyordu sevdayı, korkuyu merhameti ,hüznü... Bunları düşünürken Alaaddin'in geldiğini gördü. Alaaddin'in göründüğü anda sanki her şey daha da güzelleşti. Kuslar daha güzel ötmeye başladı, ağaçlar daha da yeşillendi. Yüzünde fark edemediği ince bir gülümseme belirdi. Alaaddin'in ona doğru bakan ışıldayan gözlerini görmüştü daha ne isteyebilirdi ki. Konuşmadan sadece gözlerine bakarak saatlerce durabilirlerdi. Daha da emin oldu Gonca. Bu gözleri görmeden değil bir ömür, bir an bile duramazdı. Alaaddin'in aklından geçenler de farksızdı. Sanki hep Gonca'yı beklemiş gibi hissediyordu. Yıllardır arıyormus da yeni bulmus gibi. Alaaddin yanına yaklaştığı gibi Gonca elindeki mendili ona uzattı. "Bunu alasın medreseli gayri lazım değildir." Alaaddin anlam veremedi. "Ne dersin Gonca'm, ne deyu geri verirsin?" Gonca'nın yüzündeki gulumsemeden ters giden bir şey olmadığını anlamış ici rahatlamıştı. "Hani sen bunu gözümün yaşını sileyim deyu vermiştin." Gonca duraksayıp Alaaddin'in anımsamasını bekledi. Alaaddin zaten hic unutmamıştı. Sonra devam etti. "Gayrı gözümden yaş akmayacak. Alaaddin ben etraflıca düşündüm karar aldım." Alaaddin hevesle başını salladı söyle dercesine. "Bizi bundan gayrı ölüm ayırır Alaaddin Ali. Yolumuza ne çıkarsa çıksın yüreğim yüreğinle bir atar." Alaaddin duyduğu sözlerle ne edeceğini bilemedi bir o yana bir bu yana gidip gelmeye başladı. "Bizi gayrı ölüm ayırır." diye tekrar etti. Sonra bir kez daha dedi aynı cümleyi sonra yüksek sesle "Allah" diye bağırmaya başladı. Gönlündeki coşkuya dili eşlik ederdi şimdi. "Toy edeceğiz Gonca'm. Evlatlarımız olacak. Kızlarımız oğullarımız. Talimler edeceğiz onlarla." Gonca yüzünde kocaman bir gülümsemeyle başını salladı. Alaaddin sersem gibi olmuştu. "Senin gözlerin hep böyle gülecek. Yalnız mutluluktan yaş dökülecek o ceylan gözlerden." Daha onlarca cümle sıralamıştı Alaaddin. "Senin gibi ceylan gözlü kızlarımız olacak." Daha sonra Gonca da "Senin gibi yiğit sehzadelerimiz olacak." dedi. "He ya he gülüm evlatlarımız olacak." dedi. "Ben... Ben gideyim atamla konuşayım. İstemeye gelelim." Gonca Alaaddin'in bu hallerine gülmeye başladı. "Alaaddin durasın evvela ben anamla konuşayım sen atanla ondan sonra konuşursun. Hem durasın da biraz daha konuşalım." "Konuşalım Gonca'm. Konuşalım gülüm." Orada saatlerce konuştular. Yapacakları toyu, doğacak evlatlarını defalarca kez hayal ettiler. Üstlerinden kocaman bir yük kalkmıştı. Tüm imkansızlıkları silmişlerdi şimdi. Onları sevdası baki oldukça her şey mümkündü. Gece olunca Gonca Saadet hatunla konuşacak cesareti henüz bulamamıştı. Daha vakti vardır diye düşündü. Alaaddinse olan biteni Orhan'a anlatmakla meşguldü. Orhan ve Holofira hala bir çıkmazdaydı. Ama bilirdi Orhan eninde sonunda Holofirasına kavuşacaktı. Beşikteki bebeler dahi onların sevdasına şahit olacaktı. Hem sevda kavuşulmadıkça daha da alevlenirdi sanki. Beklerdi o da doğru vakti beklerdi. Günü gelecek anlı şanlı toyla Holofira hatunu olacaktı. Alaaddin'in anlattıklarını dinledi. "Belki de çifte toy ederiz ha ağabey?" dedi Alaaddin. " Nolur burada bensiz ne konuşursunuz ağabeylerim?" diyerek Fatma hatun girdi içeri. "Artık size gücenirim bana hiçbir şey anlatmaz oldunuz. Hiçbir şeyden haberim yoktur burada toy konuşursunuz." dedi dudaklarını büzerek. "Biz de seni beklerdik. Fatma da gelsin de ona anlatalım deyu." dedi Orhan. "Eminim öyledir ağabey. Bugün pazarda Gonca hatunu hiç görmedim amma Holofira'yı gördüm. Keyfi pek bozuktu. Sen mi bir şey ettin yoksa?" Orhan'ın keyfi mümkünmüş gibi daha da kaçmıştı. "Ben ne edeyim Fatma . Bilmez misin onun gönlü kırılınca benim de içim yanar." Fatma onaylarcasına başını salladı. "Ya sen ağabey , sen ne ettin de bugün gonca hatun hiç yoktu?" Alaaddin gulumsemeye başladı Fatma'nın sorularıyla. "Güzel bir şey olmuş hadi anlatasın ben de bileyim." hevesle sordu Fatma ne olduğunu. "Yok yok bundan böyle sana anlatmak yoktur Fatma Hatun. Sonra gider anamla atama anlatırsın." Fatma bu defa kaşlarını kaldırmış yalvarırcasına "Ağabeey naolur analatasın valla demem anamlara bir şey." dedi. Alaaddin orhan'a döndü. "Sen ne dersin ağabey anlatalım mı?" "Baksana pek meraklıdır. Anlatana kadar peşimizden ayrılmaz anlatasın da kurtulalım." dedi. Fatma'nın gözlerinde pırıltılar oluştu. "Ağabeyim doğru söyler anlatana kadar bırakmam peşinizi." dedi. Üçü birden gülmeye başladılar. Sonra Alaaddin olanı biteni Fatmaya da anlattı. "Ee ağabeylerim o vakit toylarımız vardır. Gayrı hazırlıkları başlayalım." dedi hevesle. "Fatmaa anamlara soylemeyecem dedin." dedi Alaaddin uyarırcasına. "Hiç dermiyim ağabey demem elbet için rahat olsun." dedi munzurca bir gülümsemeyle. Sabah olunca Gonca uçpazara gitti. Gözüne ilk çarpan Holofiraydı. Yanına gitti. Birbirlerini en iyi onlar anlarlardı. İkisinin de yüreği aynı sebepten yanardı. Holofira'nın yanına gitti. Holofira'yı kardaşı gibi sevmişti kısa vakitte. "Kolay gele." dedi gülümseyerek. Holofira da aynı gulumsemeyle karşılık verdi "Sağ ol Gonca. Nasılsın?" Bu soru öylesine sorulmus bir soru değildi holofira Gonca'ya gerçekten nasıl olduğunu soruyordu. "Daha iyiyim. Daha da iyi olacağım inşallah. Ya sen nasılsın?" bu soru da aynı endişeyi taşıyordu. "Değişen bir durum yok. Her şey hala aynı. Hala mümkün değiliz." İkisinin de yüzü düştü. Ne diyeceklerini bilemediler sessizce durdular bir süre. Sonra sessizliği Gonca bozdu. "Belki imkansızlar bir gün mümkün olur Holofira. Belki de mümkün edersiniz." Bir umut Holofira'nın yüzüne baktı Gonca onda küçücük bir umut aradı ama yoktu. "Belki de öyle olur dedi." ama hala umutsuzdu. Gonca Holofira'ya desteğini hissettirmek istedi. Sarıldılar birbirlerine. "İyi ki yanımdasın Gonca." dedi en icten sesiyle. "Sen de... Sen de iyi ki varsın."
Bu sarılma gelen baskın haberiyle bozuldu.