baklava tepsisi

499 76 46
                                    

Rahatsız kurye:
svdigim kiz hla yasyor evt
am bnim svdgiim hli old
[Görüldü.] [21.01]

Siz:
?

Rahatsız kurye:
aklmi dlrcem
bu tasss gvi oglnlr
nye surkli at hrzlarnına ask olyo
o cock bikrem tekkas///

Siz:
Biraz daha bana ne olduğu belirsiz
saçma sapan mesajlar atmaya devam ederseniz
sizi savcılığa vermek
durumunda kalacağım.

Rahatsız kurye:
ua sn nye bole yabiysın
bn sna naptm

Siz:
Niye Osman aga gibi konuştuğunuzu
anlamış değilim.
Trakyalı mısınız?

Rahatsız kurye:
yo
ne alka smdi
bn brada ask acsı ckyrim
siz bna osmn aga diyrsınız

Siz:
Beyefendi, inanın aşk acısı çekmeniz
umurumda bile değil.
Lütfen beni daha fazla rahatsız
etmeyin.
Ben sizin arkadaşınız değilim.

Rahatsız kurye:
Ylan soluo///
anoklnda cnm arkdsm dyip ynamdan
obmstun///
untamdm
sni de o slu opcunude
[Görüldü]

Siz:
Ne?

-

Arda:
Aşkım
Napıyosun?

Siz:
güzelim yazmış
napıyım sevgilim dükkanı kapattım
eve geldim
özledim seni yine

Arda:
Ya
Bende seni özledim.
Ama devamlı görüşemeyiz
abim hoşlanmıyor pek.

Siz:
Göt herif yine aklıma geldi aqq///
Baklava tepsisini niye calar bir insan///
sinirlendim yine amını siktimin
çocu///
Olsun sevgilim abin sonuçta
zamanla alışıcaktır

Arda:
Bunu boşver de sevgilim.
Ben sana bir şey söyleyeceğim
aslında.
Sonradan öğrenirsen kötü hissedebileceğini
düşündüm.
söylemese miydim///

Siz:
Altay abinin baklava tepsisini
çaldığını biliyorum güzelim
Dert etme hallettim ben
nereye hallettin amk///
ağzına sıçtı baban pezevengin çocuğu
yüzünden///
[Görüldü.]

Arda:
Ne?
Abim sizin dükkandan baklava tepsisini
mi çaldı?

Siz:
evet?
hatta iki tur kovalamaca oynadık
mahallede altay abiyle

kenan iti en sonunda beni kollarımdan
tutup irfan abilerin gözümün önünde
iki kiloluk tepsiyi höpletmesini seyretmek
zorunda bıraktığını bilmiyor muydun
[Görüldü]

Arda:
Kazımcan
Umarım şaka yapıyorsundur.
Allahım///
Lütfen böyle bi ayılığı yapmamış
olun abi///

Siz:
mahallede ikinci turu koşarken
bende şaka olmasını diledim aslında
[Görüldü.]

-
"Abi!" Sinir dolu bir çığlık koptu yatağında
oturan gençten.
Sesini odasından, salona konsolun başındaki
abisine duyurmayı başarmıştı.
Altay kulaklığının bir kısmını kaldırarak
salonun girişine baktı.
"Beyler sıçtım, Arda öğrendi galiba."
Gergince kardeşinin parkeden hıncını çıkarmak
istercesine zıplaya zıplaya gelişini dinledi.

"Neyi lan? Kazoşun aldığı küreyi kırdığını
mı öğrendi yoksa?"
Arkadaşı Salih'den duyduğuyla içi bir nebze rahatladı aslında.
Umarım bunu öğrenmiştir diye geçirdi
içinden.
Çünkü onu yanlışlıkla kırdığını söyleyebilirdi
ki -bu gerçekten böyle- ancak o koca
tepsiyi arkadaşlarıyla beraber çalıp gömdüğünü öğrenirse o tepsiyi kazık gibi götüne sokar hem de o parayı misliyle ödetirdi.
Maalesef Altay ve çulsuz arkadaşlarında da
o parayı verecek göz yoktu.

"Umarım öyledir biraderim. Ama baklavaları
yediğimizi öğrendiyse kötü olur.
Sıçar ağızıma."

Son cümleyi kısık bir şekilde söylemek zorunda
kalmıştı ki kardeşi tam karşısında dikiliyordu.

Tatlı bir sırıtış gösterdi ve elindeki oyun kolunu
sıktı.
"Abisinin gülü, beni mi özledin? Merak etme,
birazdan seni kucağıma oturtup bir tur da
senin oyuna girmene izin vereceğim."
Arkadaşlarının sözlerinin ardından hayvansı
kahkahalarını duymamaya çalıştı.
Ayakta olan ise, ilk defa duyduğu bu samimiyet
dolu sözlerle yüzünü buruşturdu.

"İğrençsiniz, hepiniz! Kazımcan'ın dükkanından
baklava çalmışsın! Üstelik bunu hayvanat arkadaşlarınla çocuğa baka baka yemişsiniz!
Hayvansınız siz! Çocuğun bir daha yüzüne
nasıl bakacağımı düşünmediniz mi?"

Kısa süreli bir sessizlik oluştu.
Altay, yavaşça kulaklığını çıkarıp masanın üzerine attı ve kardeşine döndü.
"Sana böyle mi anlattı?..."

Arda'nın zaten çatık kaşları olabildiğince
daha da büküldü.
"Hiç kıvırmaya çalışma! Yaptığınız şeyin
ne kadar ayıp olduğunun farkında mısınız?!
Hemen gidip o tepsinin parasını veriyorsunuz
çocuğa!"
Abisi, bekleyip bekleyip aniden parlayan
kardeşine karşı içinde tuttuğu sabrı daha fazla
koruyamadı.

"Yeter lan! Bağırma bana!
Bir tepsi abilerinin parasından ve iştahından daha mı önemli!?"

"Evet!"
Yaşanan tekrar sessizce bir bakışma.
Altay, küçüğün ağzını aralayıp yeniden
tıpkı bir taramalı tüfeği andıran asla ama asla
kıçına takmadığı konuşmasının devam edeceğini hissettiğinde ayağa kalktı.

Kardeşinin kapanmak bilmeyen çenesine
karşın yeni bir fikir üretmişti.
Eğilerek Arda'nın bacaklarını kavrayıp
genci sırtına attı.

"İndir beni hayvan indir! Sakın o hareketleri
bir daha üzerimde deneyeyim deme!"
Klasik bir abinin izlediği kickboks maçlarındaki hareletleri uygulayacağı türden hareketlerdi bunlar.
Kıvırcık olan sadece sırıttı. Ama bunu yapmayacaktı çünkü bir an önce oyuna geri dönmesi gerekiyordu.
İnsaflı ve oldukça centilmen bir davranış sergiledi.

Sırtındaki kardeşini ağır adımlarla odasına
götürüp yatağına, okuldan derbeder bir hâlde dönmüş sırt çantası misali fırlattı.
Arda'nın kalkma fırsatını bulmadan koşarak odadan çıktı ve kapısını kilitledi.

Arkasını dönerek salona ilerlerken kardeşinin kapıyı yumruklayıp, hakarerler etmesini tabii ki de umursamıyordu.
Tam kalçasını koltuğun üzerine yaya yaya bırakacağı sıra kapının çalmasıyla küfür etmemek için dilini ısırdı.
"Sikeceğim artık."
Fakat başarılı olamadı.

Doğrularlak kapıya ilerletken önünden geçtiği
kardeşinin odasıyla yüzünü buruşturdu.
Ne çok çıkıyordu bu veletin sesi?

Kapı kolunu indirerek açtığında karşısında tanımadığı bir adamı görmeyi beklemiyordu.

"Buyur kime baktın?"

Karşısında kendisi gibi kıvırcık saçlı adam
dişlerini göstererek sırıttı.

"Arda'nın ismini duyunca ağlamaya başladığı
abisi sen miydin?"


-
ferdi: iste kuzu kuzu gekdim DİLEDİGİNCE
KAPANDİMM DİZLERİBE

Dominos | Ferdi x Arda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin