(1) 𝐍𝐮𝐦𝐚𝐫𝐚.

85 38 165
                                    

Bölüm Müziği: Isabel LaRosa: Favorite

İyi okumalar :)

*************

Her sabah olduğu gibi, istediğim gibi, istediğim saatte uyanmayı diliyordum. Ama mümkün değildi.

Sabah o alarmın sesiyle uyandım. Alarmlardan nefret ederdim. Nedeni yoktu. Bence insanların huzurunu bozmaktan başka hiç bir işe yaramıyorlardı.

Dudaklarımı yaladım ve istemeyerek de olsa yorganımın altından çıktım.

Yavaş ve isteksiz adımlarla banyoya doğru ilerledim. Kapıyı çaldım ve ses gelmeyince içeri girdim. Ellerimi ve yüzümü yıkayıp, kuruladım. Daha sonra diş macununu diş fırçama sürdüm. 3 dakika sonra bitmişti. Banyodan çıktım ve mutfağın yolunu tuttum.

"Anne, her şey hazır mı?"

"Bir tek sen ve baban eksiksin!" Sitemli bir sesle söylemesi beni güldürmüştü.

"Neye gülüyorsun bakayım sen? Git babanı çağır da artık kahvaltımızı yapalım."

"Tamam anne!" Sesim neşeliydi.

Hızla odaları gezdim. İşte oradaydı! Televizyon odasında. Her zaman olduğu gibi maç izliyordu. Ne zaman maçtan bıkmıştı ki (!) Aynı maçları bile tekrar tekrar izliyordu.

"Baba! Kahvaltı hazır!"

"Tamam kızım geliyorum!"

Her zaman böyle olurdu. Tamam derdi, kahvaltının sonuna doğru gelirdi.

Ama bu sefer beni çok şaşırttı ve hemen geldi.

Ha, bu arada size kendimden bahsetmeyi unuttum. Ben Hayal Yiğit. 16 yaşındayım. Böyle neşeli olduğuma bakmayın. Sınıfta hiç arkadaşım yok. Bu da yetmezmiş gibi yeni okula gidecektim. Aslında bunu bende istemiyordum. Aileme nedenini sorduğumda ise bu okulun benim için daha iyi olacağını söyledi.

Kahvaltı masasına oturduk ve kahvaltımızı yapmaya başladık.

"Kızım, bugün için heyecanlı mısın?"

"Evet, baba..." Yalan söylüyordum. Hiç heyecanlı değildim. Nasıl olabilirdim ki?

Yarım Saat Sonra

Nihayet kahvaltımız bittiğinde kıyafetlerimi giymek için odama girdim. 15 dakika sonra hazırdım.

 15 dakika sonra hazırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(Kombinimiz bu. ✨ Bir de yanında küçük beyaz bir çanta var :) Sizce nasıl?)

Yanıma çantamı da aldım ve babamla birlikte arabaya doğru ilerledik.

Babam sürücü koltuğuna, bende onun yanına geçtim.

"Çok güzel olmuşsun benim canım kızım."

"Teşekkür ederim baba."

Yaklaşık 15 dakika sonra okula varmıştık. Babamla da vedalaştım ve müdürün odasına doğru ilerledim.

Kapıyı çaldığımda içeriden "Gir" sesini duydum ve içeri girdim.

"Demek yeni gelen öğrenci sensin canım. Sınıfın 11- C, üst katta sola dön son sınıf. Derslerin başlamadan sınıfında ol."

"Peki teşekkür ederim hocam."

"Rica ederim canım."

Hoca çok tatlı bir hocaydı. Yanlış hatırlamıyorsam ismi Deniz Sar'dı.

Üst kata çıktım ve sola doğru döndüm. En sona gittim ve işte orada! Sınıfın kapısı açıktı ama içerisi bildiğin hayvan çiftliği! Yine de içimden dualar ederek sınıfa girdim.

"Bugün pazartesi!"

"Eee!" Kahkahalarla söylemişti.

"Ayak basma partisi!" Ve daha sonra ayağına basmıştı.

"Ne yapıyorsun amına koyayım!"

Ve daha sonra başka bir şeye takıldı gözüm. Bir çocuk kağıttan uçak yapmıştı ve uçurmaya başlamıştı. Daha sonra bir kızın gözüne geldi. Kız tüm sesiyle bağırmıştı. O zaman bu kızın cringe olduğunu anlamıştım.

"Ya ne yapıyorsun gerizekalı!"

"Gerisi sende zekası bende kalsın."

"Pislik çocuk!" Bu söz yüzünden kahkalara boğulmuştum.

Sonra ne yazık ki bana da laf attı.

"Neye gülüyorsun gerizekalı!"

İşte o zaman sinirlenmiştim.

"Sanane kızım sana hayırdır!" Sesim sınıfta yankılanmıştı bu yüzden herkes sus pus olmuştu. Daha sonra boş bir sıraya geçtim. Sıranın önünde bir erkek tek başına oturuyordu ve garip ki, sınıfta hiç konuşmamıştı.

Sonunda arkasını döndü ve konuştu.

"Selam." Ela gözleri beni bulmuştu. Saçları koyu kahverengiydi. Kaslı bir vücuda sahipti. Doğrusunu söylemek gerekirse çok yakışıklıydı...

"Selam." Diye karşılık verdim. Ama bir şeyi fark etmiştim: Dudakları yukarıya doğru kıvrılmıştı. Benim baktığımı görünce hemen eski haline geri döndü.

"Çok garipler değil mi?" Nedense onunla aynı fikirdeydim.

"Bence de. Böyle bir sınıfta ne işim var ben de bilmiyorum. Adın ne? Yaşın kaç? Buraya neden geldin?"

Küçük ve kısa bir kahkaha attı. Bu yüzden yanaklarımın kızarmaya başladığını hissedebiliyordum.

"Ben Yağız Güz. 17 yaşındayım. Babamın tayini çıktığı için burada okumaya başladım. Sen?"

"Ben Hayal Yiğit. 16 yaşındayım. Bende bazı ailevi nedenlerden dolayı buradayım."

"Hmm, anladım."

"Ee," Alaycı bir şekilde güldü. Çok güzel gülüyordu. O an her zaman gülmesini istedim.

Sen ne saçmalıyorsun? O senin sadece sınıf arkadaşın. Ne oldu gelir gelmez âşık mı oldun?

Sen ne saçmalıyorsun?! Yok öyle bir şey.

Gerçekler acıdır tatlım. Her neyse.

Bence de her neyse!

"Sınıf arkadaşı olduğumuza göre birbirimizde numaralarımız olmalı değil mi?"

- - -

Evett, bu bölümün sonuna geldik. 💅🏻 Hazırsanız sorulara geçelim. 💙

Bölüm nasıldı?

Hayal'in ailesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hayal hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yağız hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sınıf hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ve son olarak okul müdürü Deniz Sar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bölüm bu kadardı. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere... ✨✨

𝐂̧𝐀𝐑𝐏𝐈𝐒̧𝐌𝐀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin