1. bölüm

11 1 0
                                    

ELA DURU ALTINOK AĞZINDAN

sabahın altısından beri tavaf ettiğim şehri  dolanmaktan ayaklarım şişmişti. sinirden oturup ağlamak istiyordum koskoca izmir de bir tane bile öğrenci evi yoktu. ev sahipleri ya evli çift istiyorlardı ya da mesleği elinde, kısaca 'öğrenci' olmayan birini istiyorlardı. Daha fazla dayanamayarak ağacın altında bulunan banka oturduğumda dolan gözlerime engel olamadım.

ailemden uzak kaldığım şehirde bir de yurtta zehirlenmiştim.  daha kolumda ki serum izinden akan kan kurumadan sinirle hastaneden çıkıp ev aramaya başlamıştım. çalan telefonumla arayan ismi görmek için dolan gözlerimi kırpıştırdım .


(A)lingo lingo şişeler arıyor...


yakın arkadaşımın adını görmemle yüzümde oluşan küçük gülümsemeyle açtım telefonu. taa ki kulağımın zarını patlatan sesi duyana kadar.

" KIZIM SEN NERDESİN, MANYAK MISIN HASTANEDE YOKSUN NERDESİN SÖYLE ÇABUK" diye sıralandırmaya başlarken telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.

bir kaç saniye sonra geri dayadığımda hala söylendiğini duyunca 

" lingo bir sakin ol kızım ya" dediğimde kahkaha attı delirmişçesine

" lan ne sakin ol delirtmeye mi çalışıyorsun sen beni. neredeysen hemen konum atıyorsun duru hemen" deyip yüzüme kapattığında konum atmaktan başka çarem olmadığını biliyordum zira aslen komik uyumlu olan arkadaşımın sinirlenince içinde çıkan canavarı çok iyi biliyordum.

WhatsApp'a girip bulunduğum yerin konumunu attım 15-20 dakika geçtiğinde önümde duran araba hiç tanıdık gelmemişti ama umursamadım çünkü içinden inen canım arkadaşım üstüme atlamıştı.

hemen geri çekilip mavi gözlerini üzerimde zarar olup olmadığını teyit edercesine gezdirdiğinde ellerini tuttum.

" kankam sakin ol bak hiç bir şeyim yok" deyip inandırmaya çalışırcasına yerimde bir tur döndüğümde ani bir B12 saldırısına uğramıştım. 

kararan gözlerimle tutunacak bir yer ararken yerre düşmekten son anda kurtulduğumda gözlerimi açmıştım.

gözleri dolu dolu bakan alinse bana dönüp

" kızım  bir söz dinle da, ben bir çözüm buldum ev işine"  dediğinde umutla açtım gözlerimi

" ne? , nasıl? , nerde? , ne zaman? " diye sıraladığımda gülümsedi ve yeniden sarıldı geri ayrıldığındaysa geldiği siyah mat jeepten bir adam indi.

kumralımsı sarı saçları ve yeşil gözleriyle  bir araya gelen yüz yapısı adeta bir şaheser oluşturuyordu. sanat eseri misin mübarek dememek için kendi içimde sebepler üretirken açık kalan ağzımı son anda kapatmak aklıma gelmişti. gözlerini alinden sonra bana çevirdiğinde silkelendim ve kendime geldim.

" şükür abi inebildin şu arabadan." diye hayıflanan aline 'madem böyle şeylerin vardı niye söylemiyorsun köpek' adlı bakışımı attığımda  bana bakmadığı için görmemişti.

abisi yanımıza geldiğinde alin eliyle beni gösterdi 

" en yakın arkadaşım Ela Duru - bana döndü- hadi tanışın " dediğinde konuşsam sesimin çıkmayacağını hissettim. boğazımı temizleyip elimi uzattım.

" ben Ela Duru memnun oldum" dediğimde önce gözlerimin içine baktı. iç sesim bizimki kahve rengi aslan parçası ne kadar incelersen incele diye söylendiğinde kendi kendimi onayladım. 

ARKADAŞIMIN ABİSİ (YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin