Köleniz Olabilir miyim?

1.7K 28 5
                                    

Bu hikayeyi 30'lu yaşlarına yaklaşmış, iyi eğitimli, kariyerinde fena bir yerde olmayan Kübra Hanım'ın ağzından okuyacaksınız. Kübra Hanım, 1.77 boyunda, atletik yapılı, bakımlı ve güzel bir Hanımefendi. Finans sektöründe kurumsal bir firmada çalışıyor ve işinde de geleceği parlak ancak artık bu sektörden ve kurumsal hayattan sıkılmış birisi. Kübra Hanım, İstanbul'da geçirdiği zamanını hayli sosyal ve kültürel geçiriyor. Kendini de sürekli geliştirmekte olan bir Hanımefendi.

Başlıyoruz...

Her zaman olduğu gibi bugün de sıkıcı ve yoğun bir iş gününün ardından eve gitmek üzere metroya bindim. Metroda kulağımda kulaklığım müzik dinlerken bir yandan da sosyal medya hesaplarımı kontrol edip insanların neler yaptığını ve markaların bana neler satmak istediğini keşfediyordum. Gözüm mesaj kutuma kaydı ve 4 mesaj olduğunu gördüm. Yine saçma sapan mesajlardır diyerek bakmadım bile...Her gün bütün sosyal medya hesaplarıma komik şeyler gönderen arkadaşlarımdan veya tanışmak isteyen erkeklerden mesajlar geliyordu. Yine öyledir, hiç uğraşamam diye düşünerek müzik dinlemeye devam ettim. 

Metrodan indikten sonra oradaki banka oturup ayağımdaki topuklu ayakkabıları çıkarıp, yerine rahat spor ayakkabılarımı giydim çünkü daha yürüyecek yolum vardı. Bir sigara yapıp, müzik dinleyerek etrafı izleye izleye yürümeye başladım. İstanbul gibi bir metropolde yalnız yaşayan bir Kadın olmak zordu. Okuduğum üniversiteleri, aldığım sertifikaları ve şuan çalıştığım kurumsal pozisyonumu düşünerek yürümeye başladım. Finans sektöründen artık sıkıldığımı ve beynimin ciddi anlamda bunaldığını düşündüm. Aslında bunalan beynim değil, ruhumdu sanıyorum. Daha farklı, daha hareketli ve beni deşarj eden işler yapmam gerekiyordu. 30 yaşıma 2 senem kalmıştı ve ben 30'umdan önce bir şeyleri halletmek istiyordum. 

Nihayet eve varmıştım! Girer girmez ayakkabılarımı çıkarıp kanepeye attım kendimi. Ayaklarım zonkluyordu resmen! Ev de hayli dağınıktı...Buraları toparlamam lazım, yemek yapmam lazım, rapor hazırlamam lazım...Derken derin bir offf çekip, kanepedeki yastığın altına gömdüm kafamı. Sonra kafamı yastığın altından çıkarıp, bir sigara yaktım ve ayaklarımı önümdeki sehpaya uzatıp bir sigara yaktım, pedikür de lazım diye içimden geçirirken Instagram mesaj kutuma takıldı gözüm yine. Mesajları açıp okumaya karar verdim. Tam da tahmin ettiğim gibi, bir arkadaş komik video göndermiş, gruptan bir mesaj var, iş yerinden birisi bir şey yazmış...Bir tane de tanımadığım birinden gelen bir mesaj var. Kullanıcı adı "Erkek Hizmetçiniz", ilginçmiş diyerek açtım mesajı. 

Mesajda uzun uzun Kadınların üstün olduklarından, kendisinin de hizmet etmekten, itaat etmekten ve emir almaktan keyif aldığından ve daha önceden de bildiğim bazı fetiş, köle ve BDSM kavramlarından bahsetmiş. Mesajını da bana köle olmak konusundaki talebiyle bitirmiş. Aslında şimdi ne iyi olurdu diye geçirdim içimden, evi toplar, temizler, yemek yapar! Bide ayaklarıma masaj yapsa!! Sonra saçmalama; sapık mıdır, niyeti nedir falan diyerek kapatıp geçtim. 

Mayıs ayından Haziran'a doğru geçiyorduk, havaların ısınmasıyla artık ruhuma da bir rahatlık gelmeye başlamıştı. Bu arada gelen o mesajı gönderen kişi 1-2 kere daha aynı minvalde mesajlar atmış hatta benzeri mesajları başka başka hesaplardan da almaya başlamıştım. Bu durum hakkında bilgim vardı ama açıkçası korkumdan pek yanaşamıyordum. Günlük hayatımın içinde bu konu beynimde hep yer etmeye başladı. Nasıl kullanabileceğim, şimdi olsa ne yapardım gibi düşüncelerle aradan geçen zamanda bu konuyu da iyice araştırma noktasına gelmiştim. Twitter'da fake hesaplar açıp bazı köleleri ve Sahibeleri takip etmeye başladım. İçten içe ilgimi çekiyordu bu konu. Kölelerin, tabii gerçek kölelerin, üslupları, yazım dilleri ve anlatım becerileri çok hoşuma gitmeye başlamıştı. Kendilerini ifade ederken kullandıkları kelimeler, gramer bilgileri ve anladığım kadarıyla genel kültür seviyeleri gerçekten iyi bir seviyedeydi. Sürekli kibarlardı ve karşılarındaki Hanımefendi'lere karşı hep nazik, hep itaatkar ve hep saygılılardı. Tabii istisnaları saymıyorum, gerçek kölelerden bahsediyorum. Bazı abaza ergenler de piyasadaydı tabii. Onları gördüğüm an engeli basıp devam ediyordum. 

Sonra bir hafta sonu, cesaretimi toplayıp içlerinden bir kaç tanesinin mesajlarına geri dönmeye karar verdim. Profillerini inceleyip, en klas ve en itaatkarını bulmaya çalışıyordum. 15-20 gün boyunca 4 köle ile mesajlaştık. Bir tanesi ilk andan elendi. Diğerleri de 3-5 gün içinde abaza olduklarını belli edip engellendiler. İçlerinden Melih ile çok seviyeli ve çok nazik bir şekilde sohbete devam ediyorduk. Benim küçük emirlerimi anında ve eksiksiz yerine getiriyor ve asla kendisi için bir şey talep etmiyordu. Her yazdığımda anında dönüş yapıyor ve mesajlarında bana kendimi aşırı iyi hissettiriyordu. Sürekli poh polanmak ve bu kadar saygı duyulup, ilgi alaka görmek gerçekten harika bir duyguydu. Ağzımdan çıkan her söz için çırpınıyordu. Bana nasıl hizmet edeceği konusunda adeta kendisiyle yarışıyordu. Rutin ve sıkıcı giden hayatım bir anda renklenmiş ve içim enerji ile doluvermişti. Bana bir kölenin neler yapabileceği ile ilgili o kadar şey anlatıyordu ki bu durumun mecburi olması gerektiğine inanmaya başlamıştım. Yani her Kadın'ın bir kölesi olmalıydı, ama Melih gibi bir kölesi.

Yaklaşık 1 ay sonra onu görmek istediğimi söyleyerek Bebek'e davet ettim. Üzerine beyaz gömlek giyip, yakasına kırmızı karanfil takmasını söyledim :) Niyetim biraz da eğlenmekti. Buluşma saatinden neredeyse yarım saat kadar sonra Bebek parkına gittim. Sahilde bankta yüzü denize dönük oturan beyaz gömlekli birisini gördüm ama o olduğundan emin olmak için arkasından fotoğrafını çekip mesajla gönderdim. Saniyeler sonra ayağa fırlayıp, arkasını döndü. Onu görünce gerçekten kısa süreli bir şok geçirdim. Uzun boylu, yapılı, kirli sakallı ve yakışıklı bir adamdı. Bu adam nasıl köle olacak diye düşünerek ona doğru yürümeye başladım. Yanına yaklaştıkça banktan hafifçe uzaklaşmaya ve ellerini önünde birleştirmeye başladı ve başını öne eğdi. Bu hareketleri benim içimde çok büyük bir heyecan ve tatmin uyandırdı. Banka oturup, bacak bacak üstüne attım. O hala ayaktaydı. 

K : Merhaba, otursana.

M : Merhaba, teşekkür ederim. 

Sesi de gayet tok ve havalı geldi bana. Bankın uç kısmına, yarım bir şekilde oturdu. Bacaklarını kapalı, ellerini de bacaklarının üstünde duruyordu. Başı hala öndeydi. 

K : Bana bakmayacak mısın?

M : Siz nasıl uygun görürseniz. 

K : Bakabilirsin. 

M : Teşekkür ederim

Diyerek gözündeki güneş gözlüklerini çıkarıp bana baktı ve sonra hemen başını tekrar öne eğdi. Bu saygılı, itaatkar ve mahcup halleri çok hoşuma gidiyor ve aynı zamanda benim de duruma alışmama çok yardımcı oluyordu. Özgüvenim arttıkça daha rahatlıyordum. Çantamdan bir sigara çıkarım, anında retro Dunhill marka altın kaplama çakmağını çekip sigaramı yaktı. 

K : Vaay havalı çakmak..

M : Teşekkür ederim. 

K : Hemen konuya girelim mi? 

M : Nasıl isterseniz.

K : Zaten bir birimizi tanıyor sayılırız. Benim beklentilerimi biliyosun. Şimdilik sadece belirli aralıklarla hizmetlerini almak istiyorum. Bu hizmetler de ev temizliği, yemek falan gibi ufak şeyler. 

Bu şekilde hava kararana kadar orada oturduk. Bir birimizi daha iyi tanımaya başladık, neler istediğimi neler beklediğimi anlattım. O da bana FLR yaşam tarzından bahsetti ki en çok ilgimi çeken şey buydu. Female Led Relationship, Kadın Egemen İlişki, benim hayalini kurduğum bir hayattı aslında. Bu şekilde biriyle evlenmek istiyordum hatta. Kadın'ın egemen olduğu, erkeğin hizmet eden rolünde olduğu bir evlilik tam da benim aradığım bir şeydi. Acaba Melih ile bu ilişkiyi yaşayabilir miydim bilemiyorum... 

Rent A "Köle"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin