A Cryomancer

63 13 36
                                    

'Üzerimde birinin bakışlarını hissettim. Çok rahatsız edici bir duyguydu, özellikle de ölü olduğum düşünülünce. Gözlerimi araladım, beyaz tenli kel bir adam, yüzünde siyah mühürler var. Tanıdık.'

Bei Lun, Lin Kuei'nin agresif atmosferinden bunalıp, soluğu Madam Bo'nun yanında aldı. Lokanta çoktan kapanmıştı. Madam Bo, çatıda Bei Lun'u rahatlatmak adına verdiği 2 bardak kaymak birasını yudumlarken muhabbete başladı.

Bei Lun ''Emin değilim Madam bo... Sanırım, sanırım korkuyorum.''  kaygılı gözlerle baktı yaşlı kadına.

Yıllar önce o da bir Lin Kuei ninjasıydı, kocası öldükten sonra lokanta işine başladı ve yetim bir kızı evlat edindi. Onu ölüme terk edilmiş halde bulmuştu. O günden sonra Madam Bo kızı eğitmeye başladı. Yaklaşık 3 ay önce Wei-Feng ailesini aramak için yola koyuldu. İntikam için.

Bei Lun ve Wei-Feng pek karşılaşmadılar, karşılaştıkları anlarda ise ya Wei-Feng fazla çekingen davranır ya da Bei Lun'un acil bir işi olurdu.

Madam Bo ile Bei Lun bu sıralar pek sık görüşmüyordu fakat Wei-Feng ailesini aramaya başladığından beri Bei Lun, Madam Bo'ya destek olmak için daha sık uğruyordu ihtiyarın yanına.

Madam Bo; Sert, inatçı ve huysuz bir ihtiyar olarak gözükse de, mesele önemli ise veya karşısındaki dertliyse o'ndan ciddisi bulunamazdı.

Madam Bo kaygılı kızın gözlerine, ruhuna baktı. ''Sadece fazla gerginsin tatlım. Büyün... duygularını körleştirmiş olabilir mi? Diğer kullanıcılara olduğu gibi.''

Doğru! Gergindi, çok çok fazla gergindi. Fakat bu büyü hislerini keskinleştirdi. Yok etmedi. Körleştirmedi onları.

Bei Lun, bu cevap karşısına ''Doğru Madam Bo... gerginim. Fakat hislerimi körleştirdiğine katılamayacağım. Son zamanlarda buz... dışa çıkmak istiyor.'' Ellerine baktı çaresiz suratla.

Bu sözlerin karşısında sessiz kaldı ihtiyar. Kollarını geri yasladı, gökyüzüne baktı. Ardından:  ''Kötü şeyler yaşanmış olabilir fakat büyün hayatın boyunca seninle. Elbet, onu kullanmak zorunda kalacaksın. Yaptığın hata tekrarlanmak zorunda değil...'' kafasını kıza çevirdi ve devam etti: ''Onların ölümünün suçlusu değilsin, onun büyüsünün etkisindeydin. Biliyorsun...''

Bei Lun ''Biliyorum... Biliyorum fakat, sonuç olarak yapan kişi bendim. Öz babam Madam Bo... kalbim acıyor. Üstelik Grandmaster... Vicdan azabından kurtulamamak elde değil.'' dedi titrek sesle.

Ardından ihtiyar kadın olduğu yerde dikleşti. Elini kızın omuzunun üstüne koydu ve bir şeyler söylemeye başladı tebessüm ederken. Sarkık eti gülümserken daha çok buruşuyordu.

''Dinlen tatlım, bu gece güzel bir uyku çek ve kendini arındır onun seni ele geçirmesine izin verme. İradeli ol. Sonrasında Bi-Han'ı bul, büyünüzü geliştirmek için çalışırsınız. 2 Cryomancer. Tıpkı eskisi gibi.''

Evet, eskiden Bi-Han ile Bei Lun çok yakındı. Büyülerini keşfettiklerinde aynı yaştaydılar. Her gün beraber antreman yapar molada ise kitaplar ve gelecek hakkında konuşurdular. Ama bir gün Grandmaster, varisini yanına çağırdı. O günden sonra Bi-Han çoğu kişiye karşı soğuk davranmaya ve mesafeyi açmaya başladı.

Ve Grandmasterın can verdiği gün;

-Flashback-

Grandmaster, yakın dostu olan Shan Bu'yu öldüren kişiyi buldukları zaman zindana atılmasını emretti.

Varisi Bi-Han ile zindanın yolunu tuttular.

Karanlık kapıdan içeri girdiler. Yer altındaki zindanı minik pencereden sızan ay ışığı aydınlatıyordu. Ayrıca bakımsız zindanı, buram buram rutubet kokusu dolduruyordu. Yerler ise hafif nemliydi.

Cryomancer Heart  |  Bi-Han X OCHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin