"Gayet güzel" diye mırıldandım oturduğum sandalyeden, "Öbür açı" dedim stajeri dürterek. "Bay Kim karar verecek ona" dedi kız bana bakarak, "Çağır o zaman neden yüzüme alık balık gibi bakıyorsun?" dedim sinirle. Kız hemen gitti, Taehyung elindeki kamerası ile geldi. "Açıya karar verin Bay Kim" dedim ona seslenerek, "Bakıyorum da siz iyi misiniz?" dedi beni keserek. "Kötü bir gün geçiriyorum" dedim onu süzerek.
"Anladım siz dinlenin" dedi ve Taehyung açı aramata gitti, regl süreçlerim hep cinnet gibi geçerdi. Adeta yok olmak isterdim, sinir kat sayım yükselirdi. Elimde tuttuğum yelpazeyi hırsla salladım, kızlar nasıl yürüyeceğini öğrenirken bende onları kesiyordum. "İlaç vereyim mi?" dedi Bambam yanıma gelerek. "Yok daha az önce içtim" dedim ona bakarak, elindeki kahveyi bana uzattı.
"Gidip Taehyung'a baksana" dedim ona dönerek, Bambam yanına gidince etrafı kesmeye devam ettim. Onlar yanıma gelince suratlarına mal gibi baktım, "Sen ne zamandır buradasın?" dedi Taehyung beni keserek. "Sabah yedide kavga oluyor diye çağırdılar o zamandan beri buradayım" dedim ona bakarak, "Tamam sen çık gerisi bizde" dedi bana bakarak.
"Tamamdır ben gidiyorum size iyi çalışmalar" dedim ve zar zor sandalyeden kalktım, içeriye girdim ve çantamı aldım. Taksiye bindim ve evime yol aldım, taksi parası vermekten götümde don kalmamıştı. Defileden alacağım parayla bir araba taksitine girecektim, evime çıktım ve üstümü değiştirdim.
Kapı çalınca söylenerek kapıya gittim, kızlar gelmişti. "Hazır mısın?" dedi Lisa bana bakarak, "Siz bana seçsenize kıyafet" dedim kendimi koltuğa atarak. "O iş bende" dedi Chaeyoung ve gitti, "Ne yaptınız?" dedim onlara bakarak. "Bir bok yapmadık aslında" dedi Lisa gülerek, "Maça gitmemin tek sebebi yeri güzel en ön yerde oturuyoruz" dedi Jisoo bize bakarak.
"Bu çocukla manita olsana takılırız oralarda" dedim Lisa'ya bakarak, "Tabii hayatım hemen" dedi Lisa ve güldü. Chaeyoung bana kot etek ve üstüne askılı bir şeyler getirmişti, onları giydim. Takılarımı taktım ve at kuyruğu yaptım, çantamı aldım.
Jisoo'nun arabaya bindik, zar zor sahayı bulduk. "Sıra mı bekleyeceğiz?" dedi Jisoo ona bakarak. "Durun" dedi Lisa ve çocuğu aradı, "Alacaklarmış şimdi" dedi bize dönerek. Adamlar kapıyı açtı ve hızlı hızlı yukarıya çıktık, yemekli falan bir yerdi. Maçtan da bir sik anlamazdık ama beleş yemek bulunca sarmıştı.
Elime aldığım üçüncü kutu patlamış mısır ile boş boş bakındım, maç bitince Lisa'nin çocuk yanımıza geldi. Tatlı çocuktu tek umudum uzun süre çıkmalarıydı, Jisoo'nun arabaya adımladık. Jisoo beni eve bıraktı ve evime çıktım, Taehyung saat sekizde geleceğim diye mesaj atmıştı.
"Ne giyeceğim amına!?" diye söylenerek dolabımı açtım, bir şeyler fırlattım etrafa. Siyah saten elbise giydim, saçımı salık bıraktım ve azıcık makyaj yaptım. Geçen ay maaşımın tamamını yatırdığım Prada çantayı aldım, parfüm sıktım ve kapının önüne indim. O gelene kadar bir sigara patlardı, telefonuma bakarak onu bekledim.
Korna sesi duyunca ayaklandım, "Kapı da bekliyorsun ha?" dedi gülerek. "Tabii çok heyecan yaptım" dedim göz kırparak, kapıyı açıp bindim. "Gitmek istediğin bir yer var mı?" dedi bana dönerek, "Bana fark etmez" dedim ona dönerek. "Tamamdır ben plan yaptım" dedi ve yola koyuldu.
Aslında biraz da olması gereken aslında buydu, erkeklerin bu konularda sakin biraz daha baskın olması gerekiyormuş gibi hissediyordum. Ben bir plan yapmamalıydım, yani elbette zamanı gelince bende yapacaktım ama böyle yapılan ilk buluşmalar da planları bence önce erkekler yapmalıydı.
"Bakalım hatırlayacak mısın?" dedi ve kemerini açtı, bende indim. Yanıma gelip dikildi, "Sanırım hatırladım" dedim ve gülümsedim. Bir zamanlar takıldığımız bir mekandı, baya severdik. Beraber içeriye adımladık, köşedeki masaya oturduk. "Bugün baya yoruldun sanırım" dedi bir şeyler sipariş verdikten sonra, "Regl süreçlerim ağır geçer" dedim mırıldanarak.
"Sanırım biraz hatırlıyorum" dedi mırıldanarak, "Keşke izin alsaydın" dedi bana gözlerini dikerek. "Maaşıma zam gelecek bu defile sayesinde mecburdum" dedim saçlarımı düzelterek, "Ne yapacaksın? Tatile mi gideceksin?" dedi merakla. "Araba almam lazım" dedim ona bakarak, "Aaa güzel bir kıyafet için borca girmeyeceksin yani?" dedi gülerek. "Yok bu sefer araba gerekli" dedim gülümseyerek.
"Yarın güzel iş çıkaracağız merak etme" dedi beni motive ederek, "Umarım güzel geçer" dedim ve yemekler gelince ona odaklandık. Arada ufak ufak sohbet ettik, "Tatlı yiyelim mi?" dedi bana bakarak. "Yok ya şiştim!" dedim arkama yaslanarak, "Tamam o zaman bir şeyler içebiliriz" dedi gülerek.
"Bende içelim mi? yani daha rahat ederiz falan" dedim mırıldanarak, sıçmış mıydım? güldü ve beni süzdü. "Dahice bir fikir" dedi ve hesabı ödeyip arabaya bindik, yolda konuşmayıp şarkı dinlemiştik. "Evini değiştirmişsin" dedi arkamdan kapıyı kapatarak, "Kötü anlamda mı?" dedim salona girerek. "Hayır baya güzel olmuş" dedi gülümseyerek, "Biraz moda katmak istedim" dedim mırıldanarak. "Belli oluyor zaten" dedi ve koltuğa oturdu, "Ne istersin?" dedim merakla.
"Şarap içebilirim" dedi saçını düzelterek, şarap aldım ve bardakları da alıp içeriye girdim. Şarabı doldurup ona uzattım, "Değiştiğini görmek çok tuhaf" dedim ona bakarak. "Nasıl?" dedi gülerek, "İlk başlarda çok çekingendin sonra birden herkesle beraber olmaya başladın falan" dedim mırıldanarak. "Sana dönüştüm" dedi mırıldanarak, "Sana göre ben öyle biri miydim?" dedim merakla sorarak.
"Öyle biri olmak kötü değil Jennie evet sana tam olarak benzemedim, senden daha beter oldum" dedi gülerek, "Bu kötü bir şey" dedim mırıldanarak. "Hangimiz daha kötüyüz tartışmasını bırakalım" dedi bana bakarak, "Ne konuşalım?" dedim gülümseyerek. "Neden ayrıldığımızı hatırlıyor musun?" dedi saçını düzelterek, "Hayır" dedim kesin bir şekilde ama her siki hatırlıyordum.
"Bence de unutalım istediğim bu yani şuan böyle oturup sohbet edebiliyorsak eskisi gibi de olabiliriz" dedi beni ikna etmek için, "Eskisi gibi?" dedim malca bakarak. "Beraber vakit geçirebiliriz eskiden çok güzel vakitler geçirirdik" dedi gülümseyerek, bunu yapıp ona nasıl harika bir halde olduğumu da gösterebilirdim. "Tamamdır ben hazırım" dedim gülümseyerek, "O zaman harika" dedi ve kazandığını düşündü piç.
"Yarın için stres yapma beraber halledeceğiz" dedi destek çıkarak, "Arka tarafı kontrol altına alacağım ama senin tarafın için stresliyim" dedim ona bakarak. "Ben hallederim ikimizde başaralım sende araba al" dedi beni güldürerek, "Cidden acilinden arabaya ihtiyacım var" dedim sinirle arkama yaslanarak. "Normaldir taksiden taksiye koşturmak zor" dedi ayağa kalkarak, camın önüne gitti.
"Bir gün hatırlıyor musun seninle bir mağazaya gitmiştik, orada cam vardı. Seni orada çekmiştim bu sabah çıktı karşıma fotoğraf bak" dedi ve telefonunu uzattı. "Oha ciddi misin?!" dedim ve incelemeye başladım, ne kadar zayıfmışım amına diye kafamda söylenirken. "Eski Jennie'yi özledim" dedi ve malca ona baktım, "Ben eski Taehyung'u özlemeyi bıraktım" dedim mırıldanıp ayağa kalkarak.
"Neden?" dedi yüzüme bakarak, "Çünkü eski Taehyung beni severdi, bana değer verirdi" dedim mırıldanarak. "Herkes değişebiliyor" dedi lafı çevirerek, "Zaten eski Taehyung'dan beni sevmesini istemiyorum artık" dedim ve cama döndüm. "Gitsem iyi olacak uykumu iyi almalıyım" dedi bana bir adım atarak.
"Sarılabilir miyim?" dedi sırıtarak, "Olabilir" dedim ve sarıldım. Tuhaftı, hissetmediğim şeyler hissettim. Sevişseydik bu kadar sorgulamazdım belki de. Ardından onu geçirdim ve salak salak söylenerek salona gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sex And The City/ taennie
FanfictionVogue dergisinde editörlük yapan Jennie orada kendisini beş kişi ile aldatan eski sevgilisi Taehyung ile karşılaşır, Taehyung zamanında asosyal bir ergen iken zorba Jennie ile ortamlara girer ve Jennie'yi yüz üstü bırakır. Aradan geçen dokuz sene so...