Bölüm 2: YANIK İZİ

18 7 17
                                    

Merhaba bölüm bir tık uzun ama lütfen tadını çıkarta çıkarta okuyun olur mu? Bölüm şarkısı ile dinlerseniz daha iyi olacaktır uzun bölümler izin uzun şarkıları size Hediye ediyorum 💜

Bölüm şarkısı--> remembrance
____________________________☆__________________________

Yıl 2006 - Mekan Antalya

Afir'den..

Gözlerimi ovaladım.. Antalya'nın ne sıcağı çekilirdi.. Nede bu nemli havası. Ela gözlerimi buz mavisine boyadığım duvarlarda gezdirdim. Bir hafta önce bu evi tutmuştum ailemle. Yurt çıkmamıştı üniversitemde bu yüzden küçük ama bana yeten bu evi tutmuşlardır bana. Bir kaldı eksiği vardı..Hala doğal gazı yoktu ama onları bir kaç gün içinde halletmeyi planlıyordum.. Tabii zaman bulabilirsem halledecektim onları da.. Saçlarımı kaşıdım ve kenardan telefonuma uzanarak aldım.

Sadece bir kaç tane telefon bildirimi dışında hiç bir şey yoktu. Söylenerek kenara attım. Tabii ki birinin bana mesaj atmasını beklemiyordum ama en azından bir kişiden "Günaydın" Mesajı almak fena olmazdı.

Yavaşça yataktan kalkarak gerindim. Karşımda gömme bir gardırop ve onun kapağında ayna vardı.

Halime baktım. Ela gözlerimin, göz kapakları yorgunluktan daha doğrusu uykusuzluktan dolayı hafif bir şişkinlik ve kızarıklık ile beraber duruyordu.  Vize sınavlarına çalışmata başladığm için artık gece yarısına kadar uyumuyordum..Bir duş alsam fena olmazdı.. Ama o sıra da istemsizce Sol gözüme baktım..

Sol gözümün üzeri yanıktı benim. Hatta yüzümün sol göz çevresi yanıktı. Ben daha küçükken annem soba da patates haşlıyormuş.. Onun dediğine göre bende tencereyi tutunca kaynar su yüzüme bocalamış, sonra böyle tuhaf.. İğrenç bir iz kaldı yüzümde.

Başımı çevirdim.. Baktıkça karnım kasılıyor her gördüğüm de kendimi kötü hissetmek dışında bana başka bir şey hissettrimezdi bu iz..

Ben Edebiyat ve Fen fakültesi öğrencisi, Afir Kılıçtım. Kendimi bildim bileli hep karsta ormanlık alanın karşısında bulunan o küçük sobalı evde yaşardık.. Şimdi ise koskocaman bir şehirde edebiyat öğretmeliği okuyorum.. Hayat oldukça tuhaf, özellikle küçük şehirden büyük şehire geldiyseniz

Üzerimde ki kıyafetleri çıkartıp halının üzerine attığım da zayıflamış bedenime baktım. Bu aralar yemeden içmeden kesilmiştim belliydi. Gözlerim bana ait değilmiş gibi olan bu bedende gezerken çalan telefon sesi beni kendime, bu odada varlığımın bulunduğunu hatırlattı. Yatağın kenarında duran telefonumu elime aldığım da ekran da gördüğüm yazı ile güldüm

DÖNENPİPİSALDIRISIHASAN🐸

arayanın Hasan olduğunu görerek telefonu kulağıma götürdüm.

"Sabah sabah beni rüyanda mı gördün arıyorsun?" Hasan benim burada tanıştığım bir oğlandı. Uzun boylu, siyah saçları ve yeşil gözlere sahip bir insan olsa da kalıbının adamı değildi doğrusu!

"Kardeşim sabah diyorsun öğlen oldu! Bak yanımda ki pedofiliyi zaten zor tutuyorum! Bırak lan elimi ısırmayı eşşek herif!"

"AFİR!.. HASANI AZ SONRA KENARA SIKIŞTIRICAM KAMERA ALIP GELSENE ASLAN PARÇASI!"

istemsizce güldüm.. Çıplak bedenimle yatağa oturduğum da iç çekerek göz devirdim.

"Bir bitmedin Miran! Bir bitmedin! Banyo edeceğim benim Eve gelirken simit alsanıza?"

"PARA MI SIÇIYORUZ LAN! HASAN ŞİMDİ BİR BACAK GÖSTERİSİ İLE OTOSTO-"

Arkada aniden duyduğum vurma sesi ile telefona baktım. Telefon kapandı sanmıştım ama Miran' ın sesi kesilmişti. Dakikalar sonra telefonda küfürler duyduğum da güldüm. Belli ki Hasan oldukça zor durumdaydı bu yüzden kapatmıştım telefonu.. Ayağa kalkarak kendi kendime güldüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MED-CEZİR ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin