31

64 0 0
                                    

  Tonlarca testin ardından nihayet doktorlar Gökhan'ın taburcu olmasına izin verdiler. Hastaneden çıktıktan sonra Gökhan'ın evine geçtik.

Ne kadar da garip. Bundan bir ay öncesine kadar birbirimize veda etmeyi düşünüyorduk. Hatta Gökhan benden nefret bile ediyordu. Hayatın mizah anlayışı gerçekten çok garip.

Gökhan henüz tam anlamıyla iyileşmiş değildi. Kendine bakmayı bırak adam akıllı ayakta bile duramıyordu.

Geldiğimiz ev lise yıllarımızdaki evdi. Bazı şeyler cidden değişmemişti.

Gökhan'ı yatağına yatırdım.

"Biraz dinlenmen gerekiyor."

"Uyumak istemiyorum anne."

Sesli bir kahkaha patlattım.

"Annecik yemek yaparken bebeğinin dinlenmesi gerekiyor."

Ortam garipleşiyordu.

"Emzirmen gerekmiyor mu ilk önce?"

Erkekliğimi tuttum.

"Tam da burası süt dolmuştu."

"Tamam tamam dinleneceğim."

"Ben de öyle düşünmüştüm."

Odanın perdelerini kapattım. Oda biraz da olsun kararmıştı.

"Yemek istediğin özel bir şey var mı?"

"Kafana göre takıl. Ben her şeyi yerim."

Gökhan'a doğru yaklaştım. Yüzü yüzüme çok yakındı. Dudaklarına baktım.

"Her şeyi mi yersin?"

Omzuma vurdu.

"Tamam lan bokunu çıkarma. Sikişmek istiyorsan iyileşmemi bekle. Bir kez daha boğulmayı göze alamam."

Gülümseyen yüzüm bir anda düştü.

"Komik değildi."

"Spermlerinden bahsediyordum."

Yataktan kalktım.

"Neyse yolcu yolunda gerek. Ben mutfağa sen rüyalara."

Kafasını olur anlamında salladı.

Odadan çıkıp kapıyı da arkamdan kapattım.

Salona doğru ilerledim. -Açık mutfak salondaydı.- tezgahta kim bilir ne zamandan beri duran boş süt kutusunu alıp çöpe attım.

Gökhan eskiden çok temiz çalışırdı fakat şuan tek başına diye düzeni çokta umursamıyor gibiydi.

Tezgahı temizledikten sonra buzdolabının hemen yanındaki mutfak önlüğünü üzerime bağladım. Lavaboda ellerimi yıkayıp buzdolabında ne var diye inceledim.

Sebzeler solmaya başlamışlardı. Onun dışında ne zamandan kalma olduğu belli olmayan yemek ve kahvaltılıklar vardı.

"Ncık, ncık, ncık. Gökhan harbiden Mecnun olmuş."

Cebimden telefonu çıkarıp salihi aradım. Salih telefona yanıt verene kadar da çöpü buzdolabının önüne koydum.

"Buyrun Efendim?"

"Salih n'apıyorsun şuan?"

"Şirketteki personel odasındaydım Kerem bey. Eve bırakmak için Burhan beyin toplantısının bitmesini bekliyorum."

"Ne toplantısı?"

Buz dolabında ki kötü durumdaki sebze ve meyveleri çöpe atmaya başladım.

"Hissedarlar toplantısı Efendim."

AYLARDAN KASIM +18 (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin