6-alo cafer sıçtın bez getirelim mi?

2 1 0
                                    

Hi!!

-

biraz daha ağladıktan sonra uyku çökmüştü. gözlerimiz kapanırken yatmaya başladık. miyeon nona da üstümüzü örtüp "iyi geceler" dedi.

-
gözlerimi açtığımda ayaklarımın üstünde yeonjun'un bacaklarını ve göğsümde kolunun olduğunu gördüm. tam da dibimdeydi, biz dün ayrılamamışmıydık?

kolunu ve bacağını üstümden kaldırıp koltuktan kalktım. miyeon nona uyanmış olmalıydı çünkü mutfaktan güzel kokular geliyordu.

mutfağa gittiğimde tamda tahmin ettiğim gibi miyeon nona kahvaltı hazırlıyordu. lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. sonradan da miyeon nonaya yardım etmeye başladım.

biz sofrayı hazırlamıştık ama hala uyanmamıştı yeonjun. bir bardağa su alıp yanına gittim.

suyu boynuna döktüğümde gözleri fal taşı gibi açılmıştı ve böyle çok komik görünüyordu.

gülerek "uyandın hele şükür" dedim.

yanıma yaklaşıp koluma vurdu.

"salak insan suylamı uyandırılır?"

"insan olduğunu kim söyledi?"

göz devirip koltuktan kalktı elini yüzünü yıkayıp mutfağa geçti.

güzelce kahvaltı edip mutfağı topladık. ne kadar salon öyle kalabilir desemde miyeon nona toplamıştı. bizde yeonjunla üstümüzü değişmiştik.

buraya gelen arkadaşlarım her daim yanlarına çanta alır. çünkü hepsi bilir ki bu eve gelirlerse mutlaka bir gün kalırlar.

miyeon nona da üstünü değiştiğinde salona geçip oturduk.

"bizimkilere mi yazsak ne zaman geçicez gratise?" dedi miyeon nona.

"birini ara sor nona" dedim.

miyeon nona jihyo nonayı arayıp sormuştu. bir kaç dakikaya meydandaki gratiste buluşalım dediği için bizde evden çıktık. meydanla bizim ev arası neredeyse yarım saatti.

meydana geldiğimizde jihyo, sunoo, yujin, winter ve jungwon'un orda olduklarını gördük.

chaewon ve yunjin'in başka planları vardı galiba. gratise girip stok yaparken telefonuma bildirim sesi gelince telefonuma baktım.

-
catmanmin&quokkji dm

minho:
parkın oraya
geldim

sen ne zaman
geleceksin?

-

ben minho'yu unutmuştum amk. benimkilere 'acil gitmem gerek, benim kullandıklarımı biliyorsunuz alırsınız' diyip ayrıldım.

-
catmanmin&quokkji dm

jisung:
simdi geliyorum

-

gidiyorum ama ne dicem ki? of of hic konuşacağım şeyleri ayarlamamıştım.


parka yakınlaştığımda adımlarımı yavaşlatarak yürümeye başladım. minho'yu görünce yanına doğru ilerledim.

"selam"

"selam hyung"

"neden çağırdın?"

"he şey..." yapabilirsin jisung konuşmaktan çekinme.

"ney? hadi söyle hanji, bütün zamanımı senle harcayamam" kıymetli zamanı var sanki. pff.

"şey arkadaşlarını salsan mı acaba?"

"ney?"

"uzun uzun anlatmayacağım. arkadaşlarının aşk hayatını bırak"

"ne aşk hayatı ne diyorsun?"

"müzikçilere bizim hakkımızda mesafe koymanız gerektiğini söylemişsin"

"sen nerden..?"

"han jisung'um oğlum ben, her şeyi öğrenirim"

"peki peki"

"evet cevap?"

"o iş" duraksayıp sağ elini ensesine attı.

"biraz benim uzaklaşmak istememle alakalıydı"

"ney uzaklaşması, kimden?"

"orasını boşver, ya sen direk bu konuyu boşver"

"yeonjun siker beni"

"soobin'e mi aşık?"

"alo cafer sıçtın bez getirelim mi?" elimle telefon işareti yapıp (🤙🏻) kulağıma götürmüştüm ve konuşmuştum.

kıkırdayıp "espri yetenegin hala çok iyi" diyip duraksadı. ne dediğini yeni anlamış olacak ki bir eliyle ağzını kapatıp gözlerini kaçırmıştı.

şuan fazlaca şirin miydi? yoksa bana mı öyle gelmişti?

"her neyse soobin de seviyor gibiydi"

YENİ BİLGİ HARİKA!!! "ne güzel ne güzel biz almaya geliriz kızınızı"

"kız olan taraf sizsiniz"

yeonjun uke miydi? yoksa soobin seme diye mi öyle demişti? ayıp ayıp.

"o zaman bekliyoruz en yakın zamanda"

"bu yarışma işleri bittikten sonra tatile çıkacaz ya ondan sonra olur"

e okul bitti amk "okul bitti?"

"daha güzel işte"

"malsın"

"ayıp oluyor"

"ayıp severim sıkıntı olmaz" (benim sözlerimi jisung'a söyletirken benim rahatlık 😌💅🏻)

"hadi en büyük ayıbı yapalım" diyip göz kırpmıştı.

"sapık var imdat"

"şaka şaka"

"neyse öyle işte, hem dur bugün okul var niye dışardasın?"

"e sen buluşalım diyince okula gitmedim"

"provan vardı?"

"olsun bir şey olmaz"

"doğru resimci değilsin bir günden bir şey olmaz"

"her neyse"

"ben gidiyim o zaman" dedim. eğilip gidicekken kolumdan tuttu. tuttuğu yere bakınca elini çekti. bu sefer yüzüne baktım.

"bir... kahve içelim mi?"

"yani şimdi bilemedim ki o kadar yakın değiliz"

"geçmişimiz var?"

"geçmişimiz kötü"

"düzeltiriz"


"bilemiyorum" minho ağzını açacakken ben konuştum.

"hem senin yok mu yatacağın kişiler bırak beni"

"hanji ben kimseyle yatmadım"

"hanji deme bana"

"peki peki"

"gidiyorum içmeyelim kahve"

"nasıl istersen"

yüzü asılmıştı ama çokta umrumda değildi. yani umrumda olmadığını düşünerek beynimi kandırmaya çalışıyorum.

eve doğru yürümeye başladım.

-

yazim yanlislari var mi diye kontrol edemeyecegim cok yoruldum eheh iyi geceler gubaydin tubaydin

artik ne zaman okuyorsaniz.

bays🎀

resimciler vs muzikcilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin