pancurların gerisinde kararıyorum
içime belâlar doğuyor sonbahar doğuyor
telefonda sesini tanıyamıyorum
yüzün parmaklarımdan akıp kayboluyor
böyle hep bir şey kopuyor bir şey kırılıyor
sabaha karşı gel eski gözlerinle gel
öteki kapımdan gel bunu aça...
bir sabah, soğuktu hava koşturuyordun sokakta ben paketimdeki sigaraları sayarken sen saçlarını düzeltiyordun düşman rüzgâr karşısında ve ben çakmağımı ateşliyorken sen bir köpeğin başını okşuyordun boyayla kirlenmiş parmaklarınla sigaram biterken tekrar baktım sana üşüyordun sarılacak kimsen yoktu
bir başka sabah, soğuktu hava bir kitap tutuyordun ismini görmek için gözlerimi bozmam gerekti öğrendiğim gibi okudum kitabı içinde sana dair bir şey aradım ne anlatmak istiyordun bana? ne aramıştın bu kitapta? aşk cümlelerinin altını çizdim her birinde aklımda sendin sonra ben bir kâğıt çıkardım önüme oturdum, seni resmettim
bir başka sabah, soğuktu hava aynı kitabı taşıyordum yanımda son sayfalardaydım artık yavaşça bırakıyordum duygularımızı boşluğa kaybediyordum, yalnızlığını avuçlarımda taşıyordum paylaşıyordum seni dünyayla hiç istemesem de güzelliğini gösteriyordum ona buna mavi tükenmez kalemimle işaretleyecek bir cümleye ihtiyaç duyuyordum sana yakışacak bir çift söz sana âşık bir çift göz yalnızlığına verdiğim söz sen de bunlara ihtiyaç duyuyordun biliyordum
bir başka sabah, geliyordum yanına varıyordu adımlarım yarınlarına olduğun yerde durmuyordun ama hâlâ koşturuyordun kalbimin kapısında bir dur sevgilim, çal bakalım zili sıcacık bir ev bekliyor seni dur sevgilim, bak bana alıp kaçtığın aklımı getir başıma bu zavallı âşığını ödüllendir dudaklarınla
bang chan. bir kasım ayından.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bang chan, 19
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
