final-2.kısım//26

203 39 24
                                    

Sevdiği oğlan tarafından atılan konuma göre yaklaşık bir dakika içerisinde ulaşacağını gösteren uygulamaya, arabayı kenara çekip birkaç dakika anlamsız bakışlar attı Jungkook.

Direksiyon başında havalı görünüyordu, trafikte kırmızıda durduğu anda yaya yolundaki insanlar da dahil olmak üzere iki yanındaki arabaların şoförleri de dönüp ona bakıyorlardı. Normalde olsa hemen gruba yazar ve kendisine övgü yağdırmalarını isterdi, biraz da ikiz1 adı altında sevdiği arkadaşı Hanniye laf atıp uğraşırdı belki de.

Fakat tüm bunlar kafası dalgın olmasaydı gerçekleşirdi.

Konuma göre park halinde olan aracını yavaşça ilerletti ve Hedefiniz sağdadır uyarısıyla birkaç blok ötede duran arka bahçesi süslenmiş müstakil bir evin önündeydi artık.

Kafası iyice karışırken bir kutlama var sanırım, diye düşündü ve el frenini çekti.

Tam o anda önünü göremeyecek kadar şişmiş birden fazla balonu bahçeye taşıyan Taehyung'u gördü, daha bir kaşları çatıldı Jungkook'un; anlam veremiyordu.

Büyük bir kafenin tam ortasında ya da özel olarak kiralanmış ve yaşıtlarının olduğu bir salonun ortasında değildi. Tahminlerine göre, sevdiği oğlanın evinin önündeydi Jungkook.

Bahçe kapısının önünde tam anlamıyla dikelip neler olduğunu çözmeye çalışırken aynı zamanda Taehyung balonları çimlerin üzerine gelişigüzel attıktan sonra ağacın üzerindeki ışıltılı süsü sabitleyip arkasına döndüğü an göz göze gelmişlerdi.

"Jungkook! Gelmişsin! Neden aramadın?"

Bu neşeli ses kendine getirsi Jungkook'u, düşünce havuzundan çıkmasını sağladı.

Şaşkınlığından olsa gerek, kocaman olmuş gözleriyle o kadar şeker duruyordu ki Taehyung'a göre, ta ki kombinini görene dek. Gömleği haricinde siyahlara bürünmüştü Jungkook, mullet model olan saçının yarısını pek emindi ki bağlatmıştı, ya annesine yahut kız kardeşine. Açıkta olan göğsünde yer alan birbiri içine geçmiş gümüş kolyelerinin karmaşıklığı bile havalıydı ona göre. Küpeleri her zaman olduğu gibi sallanıyordu pırıl pırıl kendisi gibi.

"Ben bilemedim, yani şey böyle bir ortam beklemiyordum." derken çit kapıyı açtı Taehyung sevdiğinin içeri girmesi için.

"Çok yakışmış üstündekiler."

Aldığı iltifatla bir kez daha kalbi çarptı Jungkook'un. İlk defa duymuyordu bu iltifatı, fakat karşısındaki takım giymiş esmer oğlandan her duyduğunda sanki ilkmişçesine tepki veriyordu kalbi.

"Sen de, çok çok havalı olmuşsun. İlk defa takım giyerken görüyorum seni, çok yakışmış."

"Teşekkür ederim." derken belinden tutup kendine çekti Jungkook'u ve kulağına doğru fısıldadı.
"Balomuza hoşgeldin."

Tenine sinmiş parfümünün kokusu inanılmaz çağrışımlarda bulunurken anlam veremedi Jungkook.

Sarılmalarının ardından karşı karşıyalardı tekrar.

"Ben anlamadım, anlayamıyorum Taehyung. Neler oluyor şuan? Balo sizin evde olmayacağına göre, anlayamadım biz balonun olduğu yere mi geçeceğiz burda ayrı bir kutlama mı var?"

Taehyung resmen kahkaha attıktan sonra arkasını dönüp ağacın uanında kurulu olan ve üstünde buz dolu içecek kasesi ile beraber atıştırmalıkların olduğu masaya doğru ilerledi. "Hepsine cevap vereceğim, canım, ama ilk başta arkadaşıma iddiayı kaybettiği hakkında mesaj atmam gerekiyor."

baloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin