onlardan ne farkımız kalır

11 2 0
                                    

SELAM SELAM SELAAAMMM

NASİLSİNİZZ

BEN SUPERİMM

BOLUME GECELİM

GOO!!🪴🌾
Aynen annemin dediği gibi
Benim amacımı bulmak istiyordum. Eğer ne cadısı olduğumu bilmiyorsam, hepsini birden olurdum. Amacımı bulamazsam, amacımı kendim oluştururdum. Evin birkaç kilometre ötesinde bir ağacın altında büyülere çalışmak için bitki toplamaya karar verdim. Yani en azından planım o yöndeydi. Biraz yürüdükten sonra bir meşe ağacının önünde durdum. Okuduğum kitaplarda bazı yabancıların dileklerinin gerçekleşmesi için meşe ağacına çaput bağladığını okumuştum. Kıyafetimin ceket kısmından bir parça kumaş yırttım, kumaşı ellerimin arasına alarak dileğimi diledim.

"Asıl benim amacımı bulmak istiyorum"

Ceketimin kumaşını ağacın yüksek bir dalına astım. Tekrar yürümeye devam ederken kocaman bir akça ağacını gözüme kestirerek ağacın yanına ulaştım, ağacın tepesine çıkarak büyülere çalışabilirdim. Ağacın ilk dalına ayaklarımı yerleştirdim, diğer dalına ayağımı atarak tepeye yakın bir dalın üzerinde oturdum. Belimin arasındaki kama hançerini ince dallardan birine vurdum. Ağacın öz suyu gayet iyiydi, gitmeden önce bir delik açabilir ve yarın gelerek öz suyunu alabilirsin. Kitaptaki birkaç büyüde gözümü gezdirdim. Akça ağacı kabuğu büyüdeki esas malzemelerdendi. Bunun yanında polen ve bir miktar deniz suyu gerekiyordu, bu karışım vücuttaki derin kesikleri iyileştiriyordu. Çantamdaki birkaç torbadan birini çıkarıp akça ağacının kabuklarını içine yontmaya başladım. Yontarken bir yandan da ayaklarımı sallıyordum, dallarının ben ayağımı oynattıkça sanki aynı şekilde hareket ettiğini farkettim. Ancak bundan emin olmalıyım, ayaklarımı iki çapraz yine salladım ve ağacın sağ ve sol tarafları birbirine geçti, bu sade evin küçük bir verandası ve tahmin ettiğim bir kiler katı vardı; orada ihtiyacım olan her şey olabilirdi. Ağaçtan hızlıca inerek o tarafa doğru koşacaktım, aklıma akça ağacının öz suyunu çıkaracağım fikri geldi ve çantamdan ufacık kuru bir bambu dalı çıkardım. Akça ağacının gövdesinde uygun bir delik açtım, bambu dalını delikten geçirip küçük bir şişeyle sabitledim. Göz bandımı tekrar açarak eski kulübenin konumunu hatırladım.

Hızlıca kulübenin önünde belirdim ve işe koyuldum. Ellerimi oynatarak tahtaları yerlerine sabitledim ve bunun iyi yanı, bunları yaparken parmaklarım tahtalara değmiyordu. Hızlıca çivileri birbirine çaktım ve artık burası yaşanılabilir bir ortamdı. İçeri girip bütün örümcek ağlarını ellerimi iki yana açarak topladım. Gözlerimle camı açarak önümdeki ağ yumağını dışarıya üfledim. Köşedeki süpürgeyi sanki ellerimin arasındaymış gibi kavrayarak evin içindeki bütün tozları dışarıya attım. Yukarıdaki kiler olarak tahmin ettiğim çatı katına çıktım ve evet, burası tam da düşündüğüm gibi bir kilerdi. En son kapıyı tekrar yerine yerleştirecektim. Parmaklarımı yukarı kaldırarak kapıyı havalandırdığım sırada yanımdan geçen bir ok sesi duydum.
Avcılar
Hızla arkamı dönerek düşüncemin doğruluğunu teyit ettim.
Arkamda avcılar bana doğru koşturuyorlardı.
Kafamı keserek beni yakarak bana işkence çektireceklerdi, buna izin veremezdim. Bende önlerinden tüm gücümle kaçtım, yerdeki ufak çakıl taşlarını onlara fırlatarak hedeflerini şaşırtmaya çalışsam da başarılı olamamıştım. Tıpkı sabah yaptığım gibi etraftaki küçük ağaçları birbirine kenetledim ve artık okları bana isabet etmeyecekti ve çok geçmeden gözden kaybolacaktım. Çantamdaki katlı olan pelerini üstüme geçirdim, bu pelerin beni ve dokunduğum her bir canlıyı görünmez kılacaktı. Biraz daha koşamadığım sırada kocaman bir kayanın arka kısmına gizlendim ve anlaşılan burada gizlenen tek kişi ben değildim. Sağ tarafımdaki esmer ve yapılı adamın vücudundan kanlar fışkırıyordu, belliki o da bir avcıydı ancak yaralıydı. Yaralı birini öylece bırakamazdım. Avcı dahi olsa. Üstümdeki pelerini onun da üstüne örttüm ve artık ikimiz de görünmezdik. Bir saniyelik gözlerini araladı ve gözleri benimkilerle buluştu, sonra tekrardan kapattı. Avcıların ayak seslerinin uzaklaşıp en sonunda kesildiğinde peşlerinden kurtuldum, esmer tenli adamı az önceki kulübeye götürecektim ama bir problemimiz vardı, adam çok ağırdı, istesem de oraya taşıyamazdım.

HUNTER/TAEKOOK/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin