KIZIL KURT

4 0 0
                                    

" Aha, yine yendim seni abicim " dedim zaferle karışık kahkaha atarak.

" Bacağım sakat biliyorsun, yoksa yenerdim seni tek hamleyle. ''

" Hıhım, beceriksizim demiyor da. " Düştüğü yerden yavaşça doğruldu.

'' Bir hanımefendi gibi olamıyorsun Amaris. ''Kaşlarımı çattım.

'' Hanımefendi olmak aciz olmak mı abicim? Kendini koruyamamak mı? ''

'' Bu gidişle hiç bir güce sahip olamayacaksın. Prenslerin gözüne girmek zariflik ister. ''

Prenslerin gözüne girmek isteyen kim. İtibarımı ve gücümü aptal ve kendini beğenmiş prenslerden alacağıma her şeyi kendim yaparım. Her zaman yaptığım gibi.

Umursamaz bir tavırla omuzlarımı silktim. ''Çok ta umrumda prensler. ''

'' Duymadığımı sanma Amaris. Sadece iyiliğini düşünüyorum. ''

''O zaman bana destek olursun abicim. Ama sen bir erkeğe bağlı olmamı söylüyorsun. Bu mu iyilik? ''

Sıkkınlıkla çevreyi seyrederken şatonun pencerelerinden birinde üvey annem olan kraliçeyi gördüm. Bomboş bir tavırla beni izliyordu. Beni güçlü olarak görmek istemediğini biliyordum. Kendi çocukları için bir pürüzdüm sadece. Beni tahtta istemiyordu. Ama ben her geçen gün güçlenip gelişiyordum. En büyük abimin karşısına geçecek kadar güçlendiğimde, taht için hiç bir engelim kalmayacaktı. Kraliçe bir engel koymaya çalışmazsa tabi.


'' Bu kız gereğinden fazla sınırlarıyla oynuyor. Tahta geçmesine izin veremem. '' Hizmetçiye bakmadan söylendi.

'' Haklısınız kraliçem. Her zaman en iyisini düşünürsünüz. '' Aynı cümleleri kurmanın verdiği bıkkınlıkla konuştu.

'' Bu kızı olabildiğince engelle. Benim çocuklarım için pürüz olmamalı. Eğitimlerine katılamamasını sağla. Kütüphaneye de fazla giremesin. ''

'' Elbette kraliçem. İsteğiniz benim için bir emirdir. '' Yüzü asıldı.

Sinsi bir gülümsemeyle arkasını dönüp odadan çıktı. Hizmetçi kadın üzgün bir tavırla gidişini izledi. Sakince içini çekti.

'' Eğitimi engellemek nedir ya? Genç dediğin okur araştırır, boş duramaz. Bunu engellemek saygısızlık '' diye söylendi.


'' Bir kurt gibisin Amaris. Kızıl kurt. Birine bağlı olamıyorsun. Kurt gibi özgür. ''

'' Daha iyi değil mi abi? Kimseden bir şey beklemiyorsun. ''

'' Ama yalnız oluyorsun. Her an saldırıya açık. Kimse tarafından korunmayan. ''

'' Birinin korumasına muhtaç olacağıma kendi kendimi korurum daha iyi. '' Kılıcımı toprağa saplayıp hışımla bahçeden çıktım. Odama gidip kütüphaneden topladığım kitaplara gömülmeye ihtiyacım vardı. Yanlarda duran hizmetçilerden birine seslendim.

'' Odama çay hazırla. '' Basit bir emir.

'' Hemen hazırlıyorum prensesim. '' Aceleyle mutfağa koştu. Aşçıya seslendiğini duydum.

Kütüphaneden 2 kitap daha aldıktan sonra odama girdim. Çayım hazırlanıp masama konmuştu. Yönetim Siyaseti ve Greenwest Gizemli Tarihi adlı iki kitabı masama güzelce yerleştirdim.

'' Tarih kitabını ilk önce okumalıyım. Tarih bilmeden tahta geçmek kötü olabilir. ''

Büyük bir hevesle tarih kitabının tozlu kapağını açıp okumaya başladım. Ara sıra önemli gördüğüm yerleri not alıyordum. Böylece hep aklımda olacaklardı. Başımı kitaptan kaldırınca akşam olduğunu farkettim.

'' Of, olamaz. Akşamki kılıç talimi dersine geç kalacağım. '' Aceleyle masamdan kalkıp üstümü değiştirdim. Elbiselerimden kurtulup daha rahat bir takım giydim. Kahverengi deri çantama bir kaç kitap koyup omzuma taktım. Deri çizmelerimi giyip kapıyı açtım. Kraliçenin hizmetçisi odamın karşısında duruyordu. Soru soran gözlerle baktım.

'' Eh, kraliçe beni mi çağırdı Fiona? ''

'' Şey, hayır prensesim. Kılıç talimi dersine mi gidiyordunuz? '' Yüzünden bir şeyler sakladığını anlayabiliyordum.

'' Evet ama ne var ki? ''

'' Dersiniz bahçede değil salonda olacakmış efendim. '' Hızla uzaklaştı. Eğitimci ders yerini hiç değiştirmezdi. Garip şeyler döndüğünü anlamıştım. Salona inmeye karar verdim ama indiğimde kimse ortalıkta gözükmüyordu. Belki yanlışlık vardır diye bütün katı gezdim ama hiç kimse yoktu. Çaresizlikle odama döndüğümde yorgunluktan bacaklarım ağrıyordu. Gözlerim yorgunluktan kendiliğinden kapanınca bir süre uyumuştum. Uyandığımda bahçeden metal sesleri geliyordu. Yavaşça kalkıp pencereme yaklaştığımda bahçede kılıç talimi dersi yapılıyordu.

'' Ne yani, beni kandırdılar mı ? '' Şok olmuştum. Eğitimcinin en gözde öğrencisiydim. Bir hatam mı olmuştu? Ceza mı yemiştim? Başım dönmeye başladı. Gözlerim karardı.

'' Beni neden derse almadılar? '' Yatağıma çöktüm ve ağlamaya başladım. İlk defa dışlanmayı bu kadar hissediyordum. Berbat bir histi. Sonra aklıma dank etti.

'' Ha, hizmetçi kadın bana dersin salonda olduğunu söylemişti. Beni o yanlış yönlendirdi. Kraliçenin hizmetçisi. Kraliçenin..'' Beynimden bütün vücuduma doğru bir elektrik yayıldı. İntikam elektriği.

''Beni o yanlış yönlendirtti. Onun parmağı var. Benim güçlenmemi istemiyordu. O yüzden beni sabote ediyor. '' Yüzüme şeytani bir gülümseme yayıldı.

'' Demek oyun istiyorsun kraliçe hanım. Öyle olsun. Senin istediğin gibi olsun. '' Küçük bir kahkaha attım.

'' Oyun başlamıştır üvey annecim. Şansın yaver gitsin. ''


Yükselişe Adım AdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin