Medya: Barut Eraslan
Nevra
O kadar sinirliydim ki babama , bir müddet sonra kırgınlığım bile sönük kalmıştı sinirimin yanında. Asla , asla dememeyi , ben bu gün birkez daha babamdan öğrendim . Bazı çoçuklar babalarından hayatın güzelliklerini öğrenirken ben sadece kötülüğünü öğrenmiştim. Ben insanlara nefret etmeyi bile ilk babamdan öğrenmiştim.
Zira en acısıda buydu değil mi? Arabada bile o öyle söylerken umursamadığımı sansamda rüyamda görecek kadar umursuyordum . O bana elini uzatsa bu kadar yılıda çöpe atıp onu kabul edeceğimi biliyordum. Ama yapmazdı bunuda çok iyi biliyordum .
Ama bu gerçeği benim öğrenmemi istemezdim . Şimdi bunun yükünü ben nasıl taşıyacaktım? Nasıl anneme söyleyecektim? Söylemeliyim biliyorum ama , söylersem her şey daha kötü olacakmış gibi içimde bir ses vardı .
Söylemeyecektim . Yani şimdilik . İçimdeki bu hiss yatana kadar bekleyeceğim , sonra gidip anneme her şeyi rahatlıkla anlatacağım .
Peki ben o zamana kadar onun yüzüne nasıl bakacağım? Belkide yanıma yaklaştırmamak güzel bir fikir ola bilir . En azından bir kaç gün .
Düşüncemle hemen yatağın yanında olan kırmızı butona bastım , izinsiz çıkamazdım fakat bu butona basarsam doktor Barut buraya gele bilirdi. 2 tane buton vardı zaten , biri yeşil diğeri kırmızıydı . Yeşil sadece kişisel ihtiyaçlar , konuşma , dışarıya izin zamanı doktoru çağırmak içindi. Kırmızıysa kriz anında , ciddi bir durum olduğu için koşarak gelmeleri içindi. Aklınızda soru oluştu değil mi? Neden kırmızıyı bastım diye? Tabikide daha erken gelmesi için . Oturup onu mu bekleyeyim yani? Rüyasında dahi göremez böyle bir şeyi .
Fakat geliş beklediğimden de kısa sürmüştü . 2 dakika içerisinde kapıdan içeri bir fırlayışla girişi oldu görmeniz lazım , arkasındada 3 tane doktor, ellerinde de bilip bilmediğim kaç tane ilaç tepsisi .
"Nevra iyimis-" içeri dalarak sorduğu ve ya soracağı soru yatakta sakince oturan beni görünce yarım kalmıştı . Tabii bende boş durmamış yarım ağız sırıtmıştım. Böyle oyuna gelirsin doktor bey.
Arkadaki doktorlar oflayıp bir şeyler gevelemiş öylece çıkıp gitmiştiler.
Şuan o kadar emindim ki Barutun içinden bana küfürler yağdırdığına , bu surat ifadesinden bile anlaşılıyordu yani . Suratı o kadar komik gelmiştiki duramamış hatta hafif kıkırdamıştım .
"Noldu doktor ? Yüzün bir kızardı sanki?" Gerçektende yüzü hafif kızarmıştı. Sinirdendi galiba , acaba kime sinirlendi?
"Madem ciddi bir durumun yoktu Nevra , neden yeşil butona değilde kırmızıya bastın?"
Sırıtışımı ciddileşerek bozdum . Yatakta her zamanki gibi bağdaş kurarak oturduğumdan ayağa kalkmaya bile tenezzül etmemiş olduğum yerde kollarımı arkaya , yatağa yasladım .
"Şimdi şöyleki , ben bir şey düşünüyordum . Ve bunun için sana bir şeyler söylemem gerek , bende hızlı gelmeni istedim . O kadar" sonda yalandan da olsa sevimlice , yani bana sevimlice gelen bir gülümseme sundum ona .
O ise bıkkınlıkla nefesini dermiş "Nevra sen yeşil düğmeye bassan bile ben yine aynı hızda gelirdim , fakat yanımda bu kadar doktor getirerek vakit kaybetmezdim" diye söylenmişti.
Şimdi ben yeşil butona basınca bu daha hızlı geliyorsa , neden yeşil buton kırmızı buton değil? Kırmızı buton daha hızlı gelmesi için değil mi yani şimdi?
"La madem yeşile basarsam daha hızlı geleceksin , neden bana kriz geçirirsen ve ya kendini kriz geçirecek gibi hissedersen oraya bas dedin? Mantıksal olarak kırmızıda daha hızlı gelmeli değilmisin?" Çatık kaşlarla sorduğum soruya odaklanmış aynı düşüncede olduğunu varsayacağım şekilde kaşlarını çatmıştı .
"Bak burada sana hakk veriyorum Nevra , haklısın kırmızıda daha erken gelmeliyim . Gelecek sefer daha hızlı olacağım ." Kaşlarımı çattım , ne demek hızlı olacağım?
"Pardon? Sen benim kırmızı butona basmak zorunda kalacak kadar büyük bir kriz geçirmemi mi istedin az önce? Dileğin öldüğümü görmek değil mi? Git buradan Barut . Geber anlıyormusun? Sen geber , sen kriz geçir . Maydanoz" diyerek gerçektende sinirle bir sesle arkamı döndüm . Tabii onun donuk ve şaşkın bakışlarından haberim yoktu.
Ama sesi baya şaşkınlık içindeydi .
"Oha , sen nasıl konudan saptın ya? Neden ben haklıyken şimdi sen haklısın gibi duruyor?"
Ofladım. "Haklı olduğum için ola bilir mi doktor?"
Alttan alttan gevelediklerini duymuyor ola bilirdim ama bunu umursayacak mood'da da değildim. O yüzden her şeyi kenara bırakarak onun olduğu tarafa geri döndüm . "Neyse ağlamayı bırak , sana bir şey söylemeliyim" ben söylediklerimden sebep onun aldığı yüz şekilleriyle baya bir keyifleniyordum fakat o hiçte keyifleniyor gibi değildi . Sonuca odaklanalım ben eğleniyormuydum ? Evet eğleniyordum .
"Ne soracaksın Nevra? Hadi bekliyorum" fakat ne isteyeceğimi hatırlayınca yüzümdeki gülüş hafiften soldu . "Annem . Annemi Bir süre , yani ben onu görmek isteyene kadar , yanıma almasan olur mu?" Kaşları yukarı kalkmış bana sorgularcasına bakıyordu . Haklıydı ben olsam bende kendimi sorgulardım , ki sorguluyordum da zaten . "Annenden gerçektende ayrı kalmak mı istiyorsun Nevra? Hemde bunu kendi hür iradenle istiyorsun? Sen öğleden beri konuşmak istemediğin için üstüne gitmedim , ama konuşmak zorundayız . Ben senin yalnız doktorun değilim . Arza ve Asel gibi arkadaşınım Nevra. Benimle konuşa bilirsin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİLEŞ
Romancepsikolojik rahatsızlığı olan genç kız Nevra Yüce ve onu iyileştirmeye çalışan psikyatrist Barut Eraslan .