1

4 0 0
                                    

Merhaba güzel/yakışıklı okuyucularr bu bölümü Taylor Swift - Cardigan şarkısını dinlerken yazdım...

Sizleri seviyorum.

Yorgundum fazlasıyla ama fiziksel olarak değildi, bu yorgunluk.. Yaşadıklarımın verdiği bir yorgunluktu..

Hava kararmıştı. Telefonumu cebimden çıkardım ve saate baktım. Saat akşam 9 buçukdu.

Yağmur yağmıştı, hava esiyordu. Ben ise sarılsıklam olmuş üstüm, fazlasıyla karmaşık düşüncelerim ile aklımı bulanıklaştırıyordum.

Önümde bir su birikintisi beni yansıtıyordu. Gözlerimin halsizliği bile o kadar belli oluyordu ki bir su birikintisinde... Gözlerimin kenarında kalmış bir iki gözyaşını elimle sildim. Telefonumun kamerasını açtım, gözlerimin nasil bir halde olduklarini gormek adina.

Aslında her şey gözlerimden de anlaşılıyordu. Peki ya niye hiç kimse beni anlamıyordu?

Gözlerim adeta kan çanağı olmuştu. Telefonu kapattım tekrardan cebime koydum neyse ki telefonumu okula götürmüştüm yoksa telefonsuz kalıcaktım.

Topuklarım sızlıyordu, sanırım fazla yürümüştüm. Etrafa bakındım ve oturabileceğim bir bank aradım.

Biraz ilerimde oturabileceğim bank vardı. Oraya doğru yürürken yerdeki artık sular bastığım her adımda gıcırtılı sesler çıkartıyordu.

Umursamadım, yürümeye devam ettim. En sonunda bank'ın dibine gelmiştim. Sağ elimle bank'ın uç kısmına tutundum ve oturdum.

Hava soğuktu özellikle üstünüzde kısa kollu formayla evden atıldığınızda hem bedeniniz hem de kalbiniz soğuk oluyordu..

Kafamı eğmiş parmaklarımla oynuyordum. Kafamı yavaşca kaldırdım ve bu sefer sokak lambaları yüzünden karanlığı kalmamış gökyüzüne baktım.

Pekalaa bence artık size kendimi ve yaşadıklarımı tanıtma zamanı geldi.

Ben, efnan ismim cennetteki güzel gözlü kız anlamına geliyor. Yaşım 19 ve üniversite 1'e gidiyorum. 24 ocak 2005 doğumluyum. Annemle babam ayrı ve annemle de bazenleri iyi anlaşamıyoruz.

Babam annemi bir çok kez aldatmış, ben 4-5 yaşındayken de ayrılmışlardı. Bizim evde hep kavga olurdu.

Belki ondan dolayıydı, benim gürültülü seslerden korkmam ama hayat böyleydi. Demek ki bunları yaşamak zorundaymışım.

Aslında erken yaşta büyümek kötüdür ama ben yine de kendimi en azından saf ve her şeye kanan birisi olmadığımla motive ediyorum.

Annem beni o küçük yaşta bir kaç haftalığına ya da aylığına bırakmış evini düzenliyordu tabii ben terk etti diye saat başı ağlıyordum.

Sonra annem beni almaya geldiğinde mutlu olmuştum. Ben tek çocuktum. Hani derler ya tek çocuk olunca ebeveynler sizi daha çok sever diye, hayır bizde öyle bir kavram yoktu.

Annem çalışıyor ve ben bütün gün evde tek başıma kalıyordum. Neyse ki annem yemek yapıp da gidiyordu yoksa o yaşta ne yapardım bilmiyorum.

Bu süreç içerisinde 1 kez bile babamı özlememiştim.

İnsanlar, "kız çocukları babalarına daha düşkün olur" derlerdi fakat ben anneme düşkün bir çocuktum.

Bu süreçler içerisinde annem çalıştığı için bana vakit ayıramıyor ve normal olarak da ne ilgi ne de sevgi gösteriyordu.

Her neyse asıl gelelim dün geceden beri yaşadıklarıma...

Dün geceden beri yaşadıklarım berbattı ama annemin bu kadar ileriye gideceğini düşünmezdim.

Dün gece, odam da ders çalışıyorken annem gelmiş bana notlarımla ilgili kırıcı,ağır sözlerini söylerken ne kadar onun bu haline kırılsam da belli etmedim.

Ders çalışmaya devam ederken onu dinlemediğimi fark ettiği için kitabımı bir'den önümden alıp yırtmıştı sonra da çöpe atmıştı. Yine umursamamıştım. Bu hayatta hep umursamazdım.

Annemin bu davranışlarına küçüklüğümden beri alışkın olduğum için duygusuz gözlerle bakmıştım onun öfke püskürten harelerine karşı.

Notlarım aslında kötü değildi 80-90 arasıydı ama annem bütün derslerden 100 almamı beklediği içindi bu tavırları.

O gece de öyle böyle bitti. Sonra sabah okula gittim ve okuldan eve geldiğimde de annem kendi kendime yazdığım aşk şiirlerini bulmuş beni hırpalamak için kapı da bekliyordu. Tabi ben her şey'den habersizdim.

Kapıdan içeriye girer girmez saçımdan tutup elindeki kağıtları gösterip "BUNLAR NE HA BUNLAR NE" diye bağırmıştı. Bir yandan saçımın acısına katlanıp onun gösterdiği kağıtlara bakıyordum.

"SEN BİZİM BAŞIMIZA OROSPU MU OLUCAKSIN BEN SENİ BÖYLE Mİ YETİŞTİRDİM!" Diye tekrardan bağırınca saç acısını geç bana böyle bir hitabı uygun bulduğu için canım yanmıştı.

Anneme her şeyi açıklamaya çalışırken benim dediklerime bir kez olsun kulak asmamış geldiğim gibi evden kovmuştu.

Gündüz hava sıcak diye kısa kollu formamı giymiştim ve yanıma hırka bile almamıştım. Keşke alsaymışım şu halime bak.

Her neyse şuan tek düşünmem gereken şey bu oturduğum bankta sabahlamak ya da uyumak zorunda olduğumdu...

AŞKLARIMM LÜTFENN YILDIZA BASIP YORUM YAPINN<333

Bir de kızın gözü hangi renk olsun ya?

Birazcıkk fazla sad oldu bu bölüm 2ci bölüm bomba gibi olucakkk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birazcıkk fazla sad oldu bu bölüm 2ci bölüm bomba gibi olucakkk

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

&quot;Cennetteki Güzel Gözlü Kız&quot;Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin