Bugün cumartesi idi ve herkes bowling oynamak için sabırsızlanıyordu. Aslında herkes bowling salonuna gelmişti ancak Zenitsu'yu bekliyorlardı. Sabah akarmını duymamış ve haliyle biraz geç uyanmıştı.İnosuke sıkıntıyla ağzındaki lolipopu çıkarıp iç çekti. "Bu salak gelesiye akşam olacak."
Genya, İnosuke'ye göz devirip önüne geri döndü.
"Gelir birazdan yoldaymış." Tanjiro telefonundan saate bakıp konuştu.
Biraz daha bekledikten sonra sonunda bowling salonunun otomatik kapısı açılmıştı. İçeriye nefes nefese kalmış sarışın çocuk girmişti.
Zenitsu içerideki kolonlardan birine tutunup elini göğsüne koydu ve nefesini düzene sokmaya çalıştı.
Tanjiro hemen arkadaşının yanına koştu ve onu belinden tutarak destek oldu."Zenitsu, iyi misin? Nefes nefese kalmışsın, gel su iç." Tanjiro, Zenitsu'yu oturdukları masaya yönlendirdi ve bir şişe su uzattı.
Zenitsu hemen suyu kafasına dikti."Ah, size yetişmek için evden buraya kadar koştum!" Arkadaşları -İnosuke hariç- Zenitsu'nun bu haline güldüler.
İnosuke, onlara göz devirip önden bowling sahasına yürüdü. Diğerleri de arkasından gidiyordu.Zenitsu koşarak İnosuke'nin önüne geçti ve bir top alarak oynamaya hazırlandı. İnosuke'yi her gördüğünde sebepsiz onunla uğraşmak istiyordu. İnosuke sinirlendiğinde çok komik oluyordu ve bu Zenitsu'nun çok hoşuna gidiyordu. Onunla inatlaşmak küçüklüğünden beri hobisiydi.
Zenitsu, İnosuke ve diğerleri çocukluktan beri arkadaşlardı. Hep beraber takılırlar ve hiç ayrı kalmazlardı. İnosuke ve Zenitsu ilk tanıştıklarından beri hep kavga ederlerdi, hiç anlaşamazlardı. Diğerleri hep onların arasında kalsalarda zamanla bu duruma alışmışlardı. Arada kavgalarına Genya'da katılırdı. Genya'da İnosuke'den hiç haz etmezdi, İnosuke ile hep didişip dururlardı.
"Hey! Seni pislik neden önüme geçiyorsun?" Zenitsu tam bowling topunu atacakken İnosuke onu sweatshirt'ünün şapkasından tuttu.
"Hey, bırak beni aptal!" Zenitsu çırpınırken İnosuke onu hafifçe kenara itti ve bir bowling topu aldı.
Zenitsu, İnosuke onu ittiği için karşılığını vermek istedi ve onu ittirdi.Tanjiro hemen onların yanına gitti ve ayırdı. "Buraya eğlenmek için geldik, kavga etmeyi kesin."
Sonra Zenitsu'yu alıp başka bir bowling kulvarına götürdü.
Bowling oynarken zaman çok hızlı geçmiş ve saat akşam 5 olmuştu. Hepsi çok eğlenmiş ve yorulmuşlardı.
Bowling salonundan çıkarken Zenitsu birden öne atıldı.
"Hey! Şu karşıdaki kafeye gidelim mi? Canım çikolatalı pasta çekti."
"Sen ısmarlıyorsan gelirim." Genya ağrıyan belini esnetirken konuştu.
Zenitsu diğerlerine baktı, hiç kimse gitmek istemiyormuş gibi gözüküyordu.
Zenitsu iç çekti. "Ben ısmarlarsam gelecek misiniz?" diye sorduğunda İnosuke, Genya ve Nezuko kafeye doğru koşmaya başladılar.
Arkada kalanlar onlara gülerken Zenitsu şaşkınlıkla onlara baktı."Hadi ama! Bu kadar belesçi olmayın."
Zenitsu söylene söylene kafeye girdi. Arkadaşları sipariş veriyordu. Kendisi pastalara bakmak için kasanın yanına gitti. O kadar çok çeşit vardı ki hepsini yemek istiyordu. Canı çikolatalı pasta çekiyordu ama meyveli pastalar da fena gözükmüyordu.
Zenitsu pastalara bakarken o kadar dalmıştı ki yanına gelen çalışanı farketmemişti.
"Kararsız mı kaldın?" Çalışan
gülümseyerek ona bakıyordu. Zenitsu, çalışan birde konuşunca ürkmüştü. Daha sonra çalışana baktı ve gülümsedi."Ah, şey... Evet, canım çikolatalı pasta çekiyor ama meyveli pasta da yemek istiyorum."
Çalışan ve Zenitsu pastalara bakmaya devam ettiler.
"İstersen sana iki tane pasta vereyim, meyveli benden olsun."
Zenitsu düşündü, aslında olabilirdi ama iki pastanın fazla geleceğini düşünüyordu.
"Şey, olabilir ama iki pastanın fazla geleceğini düşünüyorum. Artarsa boşa gider."
Çalışan onun düşünceli haline gülümsedi. "O zaman küçük porsiyon yaparım, sen pastalarını seç."
Zenitsu pastalara bakıp yemek istediği pastaları gösterdi ve teşekkür edip arkadaşlarının yanına oturdu. Diğerlerinin siparişi çoktan gelmişti.
İnosuke, Genya ve Nezuko hızlı hızlı tatlılarını yerken diğerleri hem sohbet ediyor hemde tatlılarını yiyorlardı."Sonunda gelebildin! O çalışanı tanıyor musun?" diye sordu Muichiro.
Zenitsu kafasını hayır anlamında sağa sola salladı. "Hangi pastayı seçeceğime karar veremedim çalışan da bana yardım etti sadece."
Kanao ona imalı bakışlar atıp konuşmaya başladı. "Yakışıklı çocuk, kaçırma bence." dediğinde İnosuke'nin boğazına içtiği soda kaçmıştı. Nezuko, İnosuke'nin sırtına vurup sodayı nefes borusundan püskürtmesini sağladı.
"Yavaş ye hayvan!" Zenitsu, İnosuke'nin kafasına vurdu.
Çalışan sonunda Zenitsu'nun pastasını getirmişti.
Çalışan çekinerek Zenitsu'ya baktı.
"Şey... Biliyorum birbirimizi tanımıyoruz ama bana numaranı verir misin? Tanışırız diye yani kötü bir amacım yok!" Çalışan iyice gerilmişti. Zenitsu gülümseyip çalışanın elindeki telefonu aldı ve numarasını yazdı."Al bakalım."
Çalışan sevinçle telefonunu aldı ve saygıyla eğildi. "Teşekkür ederim!"
Zenitsu önüne dönüp tatlısını yemeye başladı. İnosuke arkasına yaslanmış öfkeyle ona bakıyordu.
"Sen her önüne gelene böyle numaranı veriyor musun?" İnosuke'nin sorduğu soru ile şaşkınlıkla ona baktı Zenitsu.
"Ne demek istiyorsun? Nazikçe numaramı istedi tanışmak için bende verdim." Zenitsu kaşlarını çatıp cevapladı İnosuke'yi.
"Belki kötü niyetli biri, daha onu tanımıyorsun bile. Senin iyiliğin için söylüyorum ben ama gerçi banane ki."
"Ne zamandan beri benim iyiliğimi düşünür oldun? İnsanları tanımadan yargılayamazsın İnosuke."
Ortam iyice gerilmişti. Tanjiro hemen araya girip onları susturdu. "Hey! Tamam sakin olun, herkes bize bakıyor. Hadi tatlılarınızı yiyin."
Zenitsu pastasını yemeye devam ederken İnosuke ayağa kalktı.
"Ben gidiyorum, evde işlerim var."
Daha sonra diğerlerinin ne dediğini umursamadan kafeden ayrıldı.
"Ne oluyor bu salağa ya? Nezuko, İnosuke'nin arkasından hayretle bakarken konuştu.
"Dengesiz işte." Genya umursamazca arkasına yaşlandı.
Herkes tatlılarını bitirdikten sonra Zenitsu hesabı ödedi ve kafeden çıktılar. Sohbet ederek yürürken evlerine vardılar ve ayrılıp evlerine girdiler.
...
Çok sıcak yaniyomm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate and Love || İnoZen
FanfictionAynı arkadaş grubunda birbirinden nefret eden iki genç... Modern AU texting+düz yazı