1. Bölüm: Midas'ın Eli

794 196 130
                                    

"Bütün hikaye bir elma ile başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Bütün hikaye bir elma ile başladı..."

🎼 The Black Keys - The Baddest Man Alive



***



Jimin, bir pazartesi günü sabahın erken saatlerinde menajerinin ofisindeki rahat koltuklara yayılmış günün üçüncü sigarasını içerken tüm vurdumduymazlığı ile kucağına koyduğu tabletten kendisi hakkında yazılan makalelerden birini okuyordu. Geçen ay epey keyifli zaman geçirdiği gazetecilerden biri onu yere göğe sığdıramayan, sesini ve sahne performansını öven oldukça uzun bir yazı yazmıştı. Jimin de birazdan bu odada yapılacak olan önemli toplantıyı zerre kadar umursamayarak ayakkabılarını çıkardıktan sonra çıplak ayaklarını kalçasının altında toplamış, rahat rahat aylaklık edebilmek için de tüm dikkatini bu yazıya vermişti. Menajerinin söylediği şeyler umrunda değildi. Ne kadar endişeli ve korkmuş olduğu, odanın içinde volta atarken papağan gibi tekrarlayıp durduğu hiçbir şey ama hiçbir şey umrumda değildi.

Hem neden bu kadar büyütüklerini de anlayamıyordu. Meslek hayatı boyunca aldığı ilk ölüm tehditi değildi neticede ve son olmayacağı da ayan beyan ortadaydı. Park Jimin çıkış yaptığı günden bu yana pek çok kişi tarafından sevilip pek çokları tarafından da sayılan bir idol olsa da nefretini kazandığı çok sayıda insan olduğunu da biliyordu. Bunu kabullenmiş ve yoluna bu farkındalık ile devam etmişti her daim. En iyisi olmanın bir bedeli vardı. Jimin yalnızca Güney Kore'nin değil tüm dünyanın gözdesi, gözbebeğiydi.

Sigaranın izmaritini koltuğun kenarına koyduğu kül tablasına bastırarak söndürdükten sonra yenisini yakmak için paketine uzanmıştı ki menajeri eline vurarak "Yeter artık." dedi aksi aksi. "Boğuldum." Jimin'e sigara içmenin ses tellerine vereceği zararı anlatmaktan uzun zaman önce vazgeçmişti.

"Gerginim." dedi Jimin de. "Rahatlamama yardımcı oluyor."

"Söylediğim hiçbir şeyi iplememenden belli ne kadar gergin olduğun." Hoseok, ters ters baktı ona. "Ciddiyim, Jimin, birazdan Min Yoongi burada olacak. Bu işi ciddiye al olur mu? Hayatın söz konusu."

"İlk kez tehdit edilmiyorum ya, abartıyorsun."

"İlk kez tehdit edilmiyorsun ama biri ilk kez evine girecek kadar ileri gidiyor. Neler olabileceğinin farkında mısın? Biri sen uyurken evine, odana girdi ve yatağına kadar geldi. Üstelik bu kişi her kimse kamera kayıtlarında bile yok. Hiç mi korkutmuyor bu durum seni?"

"Hayır." dedi Jimin derhal. "Korkutmuyor." Ne kadar korktuğunu, ne kadar üzüldüğünü ya da ne kadar yaralı olduğunu hiç kimseye söylememesi gerektiğini uzun zaman önce öğrenmişti. "Saplantılı fanlarımdan biri, önemsiz bir olay."

Hoseok, hayret içindeydi. Nasıl bu kadar rahat olduğuna anlam veremiyordu. Biri Jimin'in odasına girmiş, belli ki yatağına oturmuş, onu izlerken keyifle sigarasını içmiş, şarabını yudumlamış ve sonra da dağınıklığını geride bırakmaktan bile çekinmeden öylece elini kolunu sallaya sallaya çıkıp gitmişti. Bütün bunlar olup biterken de Jimin mışıl mışıl uyumuştu. Bir kadeh şampanya ile yuvarladığı uyku ilaçlarının etkisiyle sabaha kadar hiç uyanmamıştı.

the hand of midas : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin