That Feeling When • 3

34 6 149
                                    

Bu bölüm biraz uzun olmuş o yüzden sonlara doğru kısalttım, çok absürt kaçarsa kusura bakmayın. Bi'de bölüm başlarına yazmayı pek sevmiyorum estetiği bozulur diye ama neyse. İdare edeceğiz.
Keyifli okumalar <3

Keyifli okumalar <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

☆.⋆。🤟🏻 ࣪𖦹°‧★

Bir ay boyunca birbirini rahat bırakmayan ikili yine kahverengi banka oturmuş, komik şeyler hakkında sohbet ediyorlardı. Öyle ki bankın boyası aşınmış olabilirdi.

Jungwon'un işaret dili bu süreçte gelişmiş ve hızlanmıştı. Her ne kadar arkadaşı kadar hızlı olmasa da, haliyle, iyi bir iş çıkarıyor gibiydi. Hevesli ve azimliydi. İyileşmesi kaçınılmazdı.

Üstelik bir süre önce yanında kalem ve deri kapaklı ufak bir defter taşımaya başlamıştı. Arada bu defterden yardım alarak konuşuyorlardı. Bugün olduğu gibi.

Jongseong yenilerde kedi almıştı ve minik kedisi hastalandığı için biraz dert yanıyordu. Kedi ile ilgili terimleri bilmediği için bir yandan yazıyor bir yandan da işaret diliyle ifade ediyordu Jungwon'a. Böylece yeni şeyler öğrenecekti. Gerçi tekar etmezse kaçınılmazdı unutması.

Yine de öğrenmesinin sevincini görmeye değerdi.

Yeni bir sayfaya geçmişti ki gözünün köşesinden yakaladı arabanın varlığını. Kalemini oynatmaya devam ederken siyah arabanın camına doğru bakışlarıyla beraber başını kalırdı. Şoförün birkaç işaretini izledi ve tekrar kağıda dönüp kelimesinin son karakterini yazdı. Jungwon'a uzattı deri kapağın bükülmemesine özen gösterirken.

Jungwon başını salladı. "Umarım iyileşir"

Kenarda duran çelik şişeyi eşyalarını toplayan oğlana uzattı. Yüzündeki minik tebessüme bakarak almıştı genç. Çantasını kapatıp ayağa kalkmış ve her gün tekrar ettikleri vedalaşmayı yapmışlardı.

Jongseong kapıyı açmışti fakat aklına gelen fikirle durdu. Hala kendisine bakan bedene döndü.

Çekindi ama yine de ellerini hareketlendirdi.

"Gelmek ister misin?"

Jungwon irileşen gözleriyle şaşkınlığını ele vermişti ve anın verdiği saçma hisle "Evine mi?" demişti.

Jongseong anlamıştı dudaklarından kaçan kısa kelimeyi ve başını iki yana sallamıştı şapşalca gülümserken. Hemen ardından elleri konuştu.

"Hayır, seni evine bırakabiliriz." Şoförünü kastetmişti.

Jungwon anında ellerini önünde iki yana sallayıp reddetti ve yürümeyi sevdiğini ifade etti. Israr etmedi Jongseong. Son kez elini sallayıp arabasına bindi.

Bir müddet öylece bakakalsa da arkasında kalan banka oturdu geri. Sırtını yaslayıp yola, yayalara baktı. Bir dakika bile geçmeden dikkatini önünden çantasına çevirmişti ve içinden minik defterini çıkarmıştı.

Enhypen • Oneshots (ships)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin