Bölümde geçen çiçekleri en sona koydum. İyi okumalar 🫶🏻
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Elinde bir çiçek, ışıl ışıl gülümsüyorsun bana. Lanet ortadan kalktığına göre artık seninim."
˚˖𓍢ִ໋ · ⚘ . ˚.༘⋆ Zifiri, uçsuz bucaksız karanlığın ortasında toz tanesi kadar kalacak ateşin etrafında toplanmıştık.
Birkaçımız yere birkaçımız ise ağaç kütüklerinin üstüne oturmuş, Jay'in gitar çalışını ve Jungwon'un ona şarkı söyleyerek eşlik edişini dinliyorduk keyifle.
Jungwon'un tek başına söylemesine izin vermişti birkaç şarkı kadar, sonra ona katılmıştı Heeseung. Arada durup yanında bağdaş kuran Jake'e bakıyor, ona gülümseyerek söylüyordu melodik cümlelerini.
Hâlâ neden çıkmadıkları hepimizin soru işaretiydi. Gerçi benim bunu sorgulamaya hakkım yoktu.
Jungwon yerden kalkıp Jay'in gitarına çarpmamaya özen göstererek yanına, kütüğün üstüne oturdu. Gözleri ateşten, dudakları şarkıdan ayrılmıyordu. Sesi hakkında özgüvensiz hissettiğini bildiğimizden hiçbir şey söylemiyor, sevdiğimizi ve dinlemeyi istediğimizi belli ediyorduk sadece mimiklerimizle.
Heeseung kendisine eşlik edince gülümsüyor ve bir metre kadar uzağındaki arkadaşına, ona, bakıp gözleriyle şarkıya katılmasını işaret ediyordu.
Daveti kabul eden gülümsemesini seyrettim.
Sesini duymaya başladığım anda kulaklarım kutsandı.
Üçü birlikte yavaş ve duygusal bir şarkıya başladıklarında yanımdaki beden, Sunghoon, başını gökyüzüne kaldırıp gözlerini kapadı. Yüzünden kayıp boynuna yansımaya başlamıştı ateşin kızılı.
Sarı-gri saçlarımı geri atıp bakışlarımı tekrar önüme onun hareketlenen dudaklarına, kısılan gözlerine, yüzünde dalganan ateşe çevirdim. Gülümsemesi sirayet etti bana da.
Hareketli bir şarkıya geçtiler. Jungwon ayağa kalkıp Sunoo'yu kolundan kavradı ve ateşe dikkat ederek onu kaldırdı. Ellerini kavrayıp sağa solla sallayarak ortamı şenlendirmişlerdi.
Geceye karışıp duran ve algımı bozan saçlarını sağa sola savuruyor, kahkahaları yüzünden şarkıya eşlik edemiyordu. O kadar tatlı ve güzeldi ki ayağa kalkıp kocaman sarılmak, yanaklarını sıkıp defalarca kez öpücükler sıralamak istiyordum yüzüne.
Sonunda Jay sahte bir şekilde isyan etmiş böylece ikili sakinleşip oturmuşlardı. Jungwon, Jay'in nasırlı parmaklarını kavrayıp yavaşça okşamıştı. Nasır canını yakmıyordu, biliyordum fakat o, bu gerçeği sevgilisine söylemiyordu.
