6

183 22 25
                                    

merhaba sayın seyirciler

temmuz biraz burayı saldı ama özür diliyorum artık 1 gün arayla yb atacağım siz de yorum yapın olur mu?

iyi okumalar 😔

🍋

"günaydın jeon bey." dedi

elinde dün yapmış olduğumuz dosyaları tutarken, tenefüs yeni bitmişti ve taehyung okula yeni geliyordu çünkü ilk dersi yoktu. bir yandan bana yandan bakış atıyor bir yandan da yanına doğru gelen öğrencilere bakıyordu. zeki adamdı, keskin bakışlıydı aynı bir kurt gibi...

ve bu beni ona daha çok çekiyordu, etkilenmiyor değildim.

"günaydın size de kim bey, çok resmiyiz bakıyorum da." demiştim, ağzımdan bir anda çıkıyordu engel olamıyordum.

"samimi olmamız ve resmi olmamamız için ilk önce yakın arkadaş olmamız gerekir, biz sadece öğretmen arkadaşlarıyız. ayrıca okulda olduğumuzu da unutmamak gerekir değil mi?" demiş göz kırparak okul merdiveninden yukarıya doğru çıkmıştı.

işte böyle söylüyordu ama yaptığı ve dediği şeyler arasında dağlar vardı. kim arkadaş olmadığı birine göz kırpardı ki?

ben mi çok düşünüyordum yoksa haklı mıydım? bence kafamda kuruyordum, ondan hoşlandığım için...

merdivenlere doğru adım atarken öğrencilerimin etrafıma topladığını gördüm. "hocam! hocam! bu sorular sınav da çıkıcak mı?" diye bağırışmalar ve konuşmalar dolmuştu etrafım.

"sınıflarınıza geçin! derste size çıkıcak konuları söyleyeceğim, ayrıca beraber bir kez daha konu tekrarı yapıp çalışırız." dememle herkes önümden sınıfına doğru koşmaya başlamıştı. ben de mi lisedeyken böyleydim?

öğretmenler odasına doğru geldiğim de bizimkilerin de burada olduğunu gördüm. ama sınav olacağı için o kadar yoğunlardı ki kafalarını kaldırıp bana bakmamışlardı bile. yoongi hyung bile doluydu gerisini siz düşünün.

"sen ne yapıyorsun yoongi hyung?" demiştim onun olduğu yere doğru ilerlerken. elimi omzuna koymuş yanına doğru eğilmiştim. sınav kağıtları için basket topları koyuyordu.

"sen bizi küçümsüyor musun? spor yapmaya bilirim evet ama çocuklara öğretmem gereken şeyler var." deyince gülerek omzuna vurmuştum. gözlerinin ucuyla bana ölüm bakışı atıp önüne geri dönmüştü.

herkes bu kadar meşgulken aralarında en çok taehyung benim dikkatimi çekiyordu. siyah kemik gözlüklerini takmış, krem bir gömlek giymişti, gömleğinin düğmelerinin 2 tanesi açıktı. ve bir de deniz kabuklu gold bir kolye takmıştı. kolunda da kahverengi tonunda bir saat vardı. iyice incelerken onun da bakışları beni bulmuştu.

hadi ama kalbim bu bakışa da hızlanmamalıydı öyle değil mi?

ayağa kalktı ve yanıma doğru geldi, biraz daha yaklaştıktan sonra kulağıma "bir daha bu kadar incelersen bana aşık olduğunu düşüneceğim" deyip kare güzel gülümsemesini bana sunmuştu.

aşık değildim, ama hoşlanıyordum da, hareketleri hoştu, ve cidden çok yakışıklıydı. bence onu gören herkes ondan oldukça hoşlanırdı, benim kadar olmasa da...

...

"defterlerinizi açın, tahtaya yazdığım ingilizce kelimeleri yazın, ve onları mümkün mertebe ezberlemeye çalışın, sınav da çıkma ihtimalleri çok yüksek." demişti taehyung bir yandan tahtaya yazıyor diğer yandan da arada kitabı'na bakıyordu.

"hocam, bu kadar yakışıklı olmayı nasıl beceriyorsunuz?" diye atıldı bir çocuk arka sıradan, biraz gevezelerdi çünkü onlar liseliydi.

"neden, ne yapıcaksın?" diye sormuştu. taehyung gelecek cevaptan bir o kadar emin olduğu halde.

"bizim sınıftaki kızlar size çok düşüyor, eğer sizin gibi olursam bana da aşık olurlar diye düşündüm." demesiyle tüm sınıf kahkahaya boğulmuştu.

"tek yapman gereken ders çalışman yeonjun." demesiyle sınıf yine koro halinde gülmüş ardından öğretmenlerinin uyarısı üzerine geri susmuş derslerine dönmüşlerdi.

taehyung tahtayı yazdıktan sonra geri yerine oturmuştu. bir anda kapı tıklamış tüm sınıfın gözü de kapıya yönelmişti.

"gir!" emrini alınca içeriye bir öğrenci gitmişti. bu 12/C'den soobin'di.

"evet, soobin?" demişti taehyung, soobin'e bakarken. "jeongguk hocamız rehber defterini imzalamayı unutmuş da, imzalamak için alabilir miyim?" diye sormuştu bir yandan da kafasını eğmiş bekliyordu. okulun en disiplinli öğrencisiydi ve jeon'un öğrencisiydi...

"tabii alabilirsin ama iki dakika bekleteceğim." deyip eline not kağıdı aldı ve içine bir şeyler karalayıp bugünün ders programının içine koydu.

"hocana selam söyle." demiş defteri soobin'e vermişti. soobin kafasını saygı anlamında eğmiş ve dışarıya çıkmıştı.

"15 dakika sonra zil çalıcak, ona göre yazın sonra diğer dersinize gireceksiniz hocanız silebilir." demişti ve bacak bacağa atmış oturmaya devam etmişti.

..

"hocam gelebilir miyim?" demişti soobin sınıfına girerken. ders defterini de jeongguk'a vermişti.

"hangi hocan vardı derste bakalım?" deyince taehyung cevabı çok beklenmedik gelmişti, halbuki aynı okuldaydı ve çok normaldi ama jeongguk ondan önce derse girdiğini bilmiyordu. şimdi ise öğrenmiş oldu.

defteri açtığında gördüğü not onu oldukça şaşırtmıştı, ya biri görseydi belki de soobin çoktan okumuştu evet ama bu hal taehyung'un çok da umrunda olmamış gibiydi.

"bir dahakine defteri unuttuğun da kendin gel, hem dersteyken seni de, bambi gözlerini de görmüş olurum."

hadi ama buna da arkadaş değiliz diyemez değil mi? çünkü hangi arkadaş arkadaşının gözlerinin hangi tür olduğunu bilecek kadar bakar ki?





physicistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin