Tao's Maid Café/Tartali (One-Shot?)

maid zhongli and his puppy snezhnayan rascal

selam.umarım yaşıyorsunuzdur ve iyisinizdir.ben pek iyi değilim ama yaşıyorum.ve öyle aniden zhongli fantezilerimden birini yazmak için geri dönesim geldi işte.

iyi okumalar!!!!

Childe,kaşlarını çatarak elinde tutmuş olduğu küçük kağıt parçasında yazan adrese son bir kez daha bakıp yavaşça başını kaldırdı.

Kırmızı ve ışıklı yazılarla süslü 'Tao's Maid Café' tabelası ile karşılaşan on birinci haberci çok da büyük olmayan kafede gözlerini gezdirirken homurdandı.

"Tch..o kaltaktan da tam olarak bu beklenirdi zaten!"

Signora ya da Childe'ın kendisinden tamamen nefret ettiği ama iş arkadaşı olduğu için ona katlanmak zorunda kaldığı sarışın yelloz,son zamanlarda onu çok fazla stresli gördüğünü ve bu derdine deva olacak harika bir fikirle geldiğini söylediğinde onu bir maid kafeye göndereceğini elbette ki düşünmemişti ancak işte şimdi tam burada ve onun sadece birkaç metre önünde duruyordu.Hayatında daha önce hiç maid kafeye gitmemiş olan Childe,buna rağmen bu tarz yerlerde dönen olaylara az buçuk hakimdi. Yine de sanki burası normal bir maid kafeye göre oldukça geleneksel bir tarz ile yapılmış gibiydi.Bu durum nedense habercinin oldukça ilgisini çekti normalde çekip gitmek yerine sabah zorla taktığı ve boynunu sıkan siyah kravatını genişletirken altan altta sırıttı.

"E ama o kadar geldik şimdi... girmemek olmaz değil mi?!"

Hemen ardından yüzündeki o sinsi ifadeyi silmeden elindeki kağıdı buruşturup yakındaki bir çöp kutusuna fırlattı.Merakla içeri girerken kapının üstündeki küçük kahverengi zilin çalmasına neden oldu.İçeriye girdiğinde elbette ki ilk fark ettiği şey etrafta çeşitli renklerde hizmetçi kıyafeti giyerek gezen bir sürü garson kadın ve erkek idi. Kendilerini özel olarak kiralayan (yani Childe'ın düşündüğüne göre) müşterilerinin yanlarında ellerinde menüler ile onların siparişlerini alıyorlardı.İçerisi de aynı dışarıdan göründüğü kadar geleneksel bir hava ile dekore edilmişti.Fenerler başta olmak üzere Liyue kültürünü temsil eden çeşitli antik süs eşyaları ve malzemeler kafenin her yerini dolduruyordu.

Usulca boş bir masaya oturmak için hareket etti.Maid kafelerin genelde en kalabalık olduğu akşam saatinde gelmesine rağmen oturabilecek boş masa olmasına şaşırdı.Dik bir şekilde oturarak bacak bacak üstüne attı ve kıstığı safir mavisi gözleri ile diğer masalara bakınmaya başladı.Tıpkı onun gibi diğer müşterilerin de bi hayli varlıklı olduğunu rahatlıkla anlayabiliyordu.Ayrıca çoğu aynı onun gibi şehire yabancı duruyordu.
Boğazının oldukça kuruduğunu hisseden haberci,tam kafasını maidlerin belirli aralıklar ile sürekli gelip gittiği bar kısmına doğru çevirerek kendi masasına birini çağırmak üzereydi ki bir anda Childe'ın kafasını tıpkı avını takip eden bir baykuş misali yüz seksen derece birden döndüren ve yirmi beş yıllık hayatında görmüş olduğu tüm erkek ve kadınlardan daha güzel olan bir adam,aslında bir maid,elinde küçük yuvarlak bir tepsi ile onun yanından öylece geçiverdi.Childe'ın adamın yarattığı etki ile adeta nefesi kesilmiş baştan aşağı tüm ilgisi tamamen ona kaymıştı.

Siktir...bu baş döndürücü tanrısal güzellik de kimdi böyle?!

Childe'ın beyni işlevini çoktan kaybetmiş olacak ki onun bu akıl almaz derecede olan güzelliğini en iyi şekilde tanımlayacak insanüstü sıfatları bulmakta zorlanıyordu, bildiği tek şey böyle bir sanat eserini içeriye adımını atar atmaz nasıl fark etmediği idi.

Ensesinin biraz üstünde dağınık bir şekilde toplamış olduğu uzun ve muhtemelen bir ipek kadar yumuşak kahverengi saçları,hayatında gördüğü en derin bakışlarla birlikte içlerinde kaybolmak isteyeceği kadar çekici bir kehribar tonuna sahip olan kırmızı eyeliner ile süslü hafif çekik gözleri, kusursuz fiziğine tıpkı bir anahtarın kilide oturması gibi oturan ve iddialı göğüs dekoltesi ile Childe'ın zihnine kalıcı olarak yerleşmeye başlayan kirli düşüncelerin her saniye daha da artmasına neden olan maid kıyafeti, fırfırlı eteğinin üstünden bile ne kadar dolgun olduğunu anlayabildiği sulu kalçaları, hemen onun altında ise siyah dize kadar çorapların sıktığı bembeyaz pürüzsüz bacakları...