Ya yaşadığımız şeyler tesadüf değilse, hayatımıza girip her şeyi değiştirmesi gerekiyorsa.
Pazartesi sabahıydı.Abim hışımla içeri girdi.Ben bir tepki veremeden kafama yastığı fırlattı. Abim "Uyan artiık zilliii" diye bağırdı.
Ben de gözlerimi devirirken yastığı tekrar büyük bedenine attım ve yüksek sesle konuştum. "Uyandım zaten Allah'ın cezasıı"
Annem aşşağıdan seslendi. "Zeynep ,Yaren kapının önünde seni bekliyor."
Üstümü giyindim ve koşarak aşağı indim.Annemin hazırladığı sandviçimi aldım ve annemin yanağına baskılı bir öpücük bıraktım ve evden çıktım.
Yaren telefonda Mert ile konuşuyordu.Bende düşüncelere dalarak yürümeye devam ettim.Ve grubumuzun diğer üyeleride yol üzerinde bize katılmaya başladılar-Kendimden bahsetme zamanı-
Ben Zeynep bana genelde Zeyno derler, Zeze denmesinden hiç hoşlanmam.Abim ve annemle yaşıyoruz.Babamı ise çalıştığı tekstil fabrikasında acı bir kaza sonucu kaybettik.O zamanlar sekiz yaşındaydım çoğu şeyi idrak edememiştim ama şimdi her şeyi daha iyi anlıyordum hatta babamın ölümü bana hala çok şüpheli geliyordu.Abim ve çoçukluk arkadaşlarım en büyük destekcilerimdi, babamı kaybettiğim o günlerde ve aramızda daha güçlü bağlar oluştu.Okul yolunda beş kişi yürüyorduk her zaman olduğu gibi.Bu arada magnolya tek aşkımdı :' En sevdiğim tatlıydı, defalarca yapmıştım ama değer verdiğim insanlardan başka kimseye yapmazdım.Aslında birine değer verdiğimin göstergesi ona magnolya yapmamdı.
"Gençler ben markete gidiyorum bir kaç şey alıcam.Siz ne isterseniz?" dedim gruba konuşarak.
Herkes istediklerini söyler.Vera, "Bugün sendeniz yani haha"
"Bi doktor olayım o zaman sana burs bile bağlarım" dedim ve gülüşme sesleri oluştu.
Herkes okula geçerken ben markete gidiyordum.Ta ki karşıdan karşıya geçerken bir anlık dalgınlıkla dikkat etmedim ve siyah son model bir arabanın son anda fren yapmasıyla canımı son anda kurtardım.Fakat o hızla arabanın tamponu bacağımı derin olmayan ama keskin bir şekilde kesti ve kendimi yerde buldum.Ve olayı sindirmeye çalışırken arabadan benim yaşlarımda genç bir erkek çıktı.
Ne kadar hızından ötürü sinirli olsam da karizmasını yok sayamazdım ve de yakışıklı olduğunu.
Bir anda yüzüme tüm siniriyle bağırmaya başladı, hem suçlu hem güçlüydü.
"Bu hızda gelen bir arabayı fark etmeyecek kadar kör müsün?!" dedi hala ismini bilmediğim genç adam.Söyledikleriyle afallarken,
"Böyle bir yerde bu hızı yapmayacağını bilmen lazımdı fakat şımarık birisi olduğun çok belli." dedim.
Bana sinirle baktı ve tam bir şey söyleyecekken,
"Yere düşen bir kadını kaldırmayacak kadar odun olduğun için daha fazla konuşmayacağım, okula gitmem gerek." diyerek ayağa kalktım ve yanından uzaklaşarak okulun bahçesine doğru ağır adımlarla yürümeye başladım, eteği yavaşça düzellittim ve yaralı gizledim.-Onurungözünden- Onurun, kızın bacağındaki kesik izini fark etse de yardım etme şansı olmamıştı çünkü bir hışımla kız yanından uzaklaşıyordu.Sabah babası ile yaşadığı gergin olaydan sonra böyle olmuştu ve bir daha bu kadar etkilenmemesi gerektiğini kendine tembih etti.Ve babası yüzünden arkadaşlarının ve populeritesinin tavanda olduğu okulundan ayrılmıştı ve embesil tiplerin bulunduğu o devlet okuluna gitmek zorundaydı, her şey kocaman bir şaka olmalıydı.Düşüncelerimden sıyrılıp arabaya bindim ve aracı okulun garaj kısmına park ettim, okuldaki tüm gözlerin üzerimde olduğunu bilerek tabii ki de..
Zeynep bir hışımla okula geldiği sıra revire gitmek üzere okulun büyük bahçesindeki park alanının yanından ilerliyordu fakat araçtan çıkan yüzü gördüğünde şok ile birlikte sertçe arkasını dönerek okula ilerlemeye başladı.Onun burada ne işi vardı? Arkasından gelen ondan haberi olmadan revire girdi.
^Bölüm Sonu^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAGNOLYA
Teen FictionZeynep, annesi ve abisiyle yaşana lise son sınıf öğrencisiydi.Çoçukluk arkadaşları ve ailesi ile hayatını sürdüren bir kızdı.Ta ki sıradan hayatına Onur girdiğinde, gerçekler bir bir ortaya dökülecekti. Onları neler bekliyordu?