-1-

26 2 0
                                    

Sarmaşıklar dolanıyor beynime, duygularıma, ben değilim tüm bunları yapan. Bu pervasızca, yolda yürüyen, yalınayak kız ben değilim. Buradayım ben, yatağımda, kitaplarımın arasında, uyuyorum ben. O, kalbindeki ve beynindeki birer yabancı, birer yalancı.. Yetmiyor bildiklerim, kahkaha atmak istiyorum, haykırmak istiyorum adını. Rahatsız etmek istiyorum seni amaçsızca.. Gün ayıyor. Gecenin aksine gülümseyerek uyanıyorum. Bugün güzel bir gün olacak diyorum ve yatağımdan tembel adımlara sarkıtıyorum ayaklarımı.. Kesinlikle suya ihtiyacım var, öncelik tabiki mutfakta; sövülecek onca şey için dilime ihtiyacım olacak.. Ve tabii ki şimdi üzerimdeki yüklerden kurtulmam gerek. Sanki, sanki yeniden canlanıyorum. Beynim nefes alıyor. Sanırım elimde suyun altından çıkmamak gibi bir şansım olsaydı, denerdim . Tembel adımlarla çıkıyorum banyodan bugün bir değişiklik yapacağım ve kurutmayacagım saçlarımı. Bugün geç kalacağım sanırım. Pantolonumu ve gömleğimi geçiriyorum üstüme. Siyah,içimi karartan pantolonu.. Converslerimi de ayağıma geçirdim mi koşabilirim artık. Tek hamlede çantamı da alıp hızlıca çıkıyorum dışarıya. Evet kesinlikle çok geç kaldım. İşte özgürlük; koşma zamanı. Koşuyorum... İşte yüzüme vuran bu tatlı, mayhoş tadı seviyorum, saçlarımın kokusunun burnuma dalgalanmasını seviyorum. İşte kesinlikle bu benim. Hafif bir at kuyruğu yapıp bahçeye atıyorum adımımı herkes derste, muhtemelen o da. Beni şiddetle görmeyi red eden o da. Ama ben yine de mutluyum, hayatın getirileri bu da. Sabahki tembel halimin aksine üçer beşer adımlarla çıkıyorum merdivenleri. Hızlı çıkışımın aksine de girmek istemiyorum derse. Biraz daha uyumaya ihtiyacım var, bir parça eksik hala.

Kantin boş. Atıyorum kendimi en köşeye kafamı masaya koyuyorum koymasına da uyuyamıyorum. Bir parça çekingenlik var üzerimde olamaması gereken çekingenlik. Ona böyle yakalanmak istemiyorum sanırım. Bir süre sonra oturduğum yerden kalkıp sınıfa doğru yürüyorum. İnsanlar koşuşturuyor . Galiba onların özgürlüğü de aşkı da bu saniyelerini saydıkları bu zil. Nihayet kendi sıramda oturduğumda köşede oturan çifte kumrulardan başka kimse de kalmıyor sınıfta. Artık korkusuzca uyuyabilirim.

Demiştim, evet demiştim. Cebimde çalan ısrarlı telefonu duymazdan gelmek imkansız.
Arayan...
Hayır şimdi olamaz...

ON DOKUZ -- ON | SURATSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin