0.1

31 1 1
                                    

Ben Özge Demirel yine odamda oturmuş anne babamın, herzamanki rutin haline getirdiği kavgalardan birinin daha son bulmasını bekliyordum. Odamın sertçe açılan kapısıyla, irkilerek yerimden sıçradım."Özge bana bir bira al." Baba bu saatte açık bakkalı nereden bulucamki ben."LAFIMI İKİLETME LAN BANA BİR BİRA AL DEDİM."

Korkuyla yerimden sıçrayıp babamın yere attığı parayı, almış açık bakkal arıyordum.Ama nafile ne bakkal ne market,heryer kapalıydı. Son anda bakkalını kapatmak üzere olan, amcanın yanına doğru, koştum." Amca lütfen bana bir bira verirmisin?" Kapatıyorum kızım görmüyormusun?" Lütfen amca."Beni dinlemeden bakkalını kapatıp giden, bakkal sahibinin arkasından öylece bakakaldım. Korkuyla eve adımladım, eve geldiğimde şansıma babam uyumuştu yoksa, öldüresiye döver tüm hıncını benden çıkarırdı. Ayakkabılarımı çıkarıp, sessiz ve yavaş olmaya özen göstererek , odama girip montumu çıkarma gereği duymadan kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Sabah tarçının yüzümü yalamasıyla uyandım. "Annecim mamanmı bitti yine miyav." Tarçını kucağımdan indirip, mutfağın yolunu tuttum tarçının mamasını koyduktan sonra odama girip hızlıca üstümü değiştirip, saçımı baştan savma hızlı bir atkuyruğu yaptım bugün okul olmadığından, her haftasonu yaptığım gibi kütüphaneye gidecektim. Evden uzaklaşıp azda olsa huzur bulduğum tek yer orasıydı. Botlarımı ve montumu giyip evden çıktım ve otobüs durağının yolunu tuttum, durağa gelince bekleme banklarından birine oturup çantamdan kulaklığımı çıkarıp, rastgele bir şarkı açtım ve otobüsü beklemeye başladım. En sevdiğim mevsimdi sonbar herşeyin ortasıydı sonbaharda yapmayı en çok istediğim şey, yaprakların üstüne atlamaktı. Küçükken bunu yapan çocukları gördüğümde çok özenirdim,düşüncelerimi bölen gelen otobüsümdü. Paramı verip en arka cam kenarı olan, koltuklardan birine oturup yolu seyre daldım.

Uyandığımda gelmeme az kalmıştı kulaklığımı çıkarıp çantama koydum. "Abi müsait bir yerde lütfen." Sırt çantamı alıp duran otobüsten indim,hızlı adımlarla kütüphaneye girdim. Dışarıdaki soğuk havanın aksine burası sıcaktı güvenlik görevlisi cemil abiye selam verip, en üst kata çıktım kütüphanenin sessizliğine ve beni benden alan kokusuna bayılıyordum. Benim evim kesinlikle burasıydı, bende bir kütüphane açmak istiyordum yavaş yavaş, raflardaki kitaplara bakındım hoşuma giden bir kitabı alıp sandalyelerden birine oturup okumaya başladım. Çantamdan telefonu çıkardığımda saatt 17:30 geliyordu annemden 4 cevapsız çağrı ve bir mesaj vardı. "Çabuk eve gel babanın seninle konuşucakları var" kimbilir gene nolmuştu ne istiyorlardı. Kitabı onaylatıp çantama koydum ve kütüphaneden çıktım, yüzüme doğru esen soğuk havayla adeta titremiştim yavaş adımlarla otobüs durağının yolunu tuttum ve otobüs beklemeye başladım. Otobüsüm geldiğinde parayı verip koltuklardan birine oturdum. Daldığım düşüncelerden dolmuşçunun geldik sesiyle ayrıldım hızlı adamlarla otobüsten inip, eve doğru yol aldım. Eve gelince kapıyı direk annem açtı.

"Baban salonda seni bekliyor çabuk geç içeri."Tamam anne ittirme geçiyorum."Özge neredeydin sen bu saatte kadar" kütüphanedeydim baba " sana bir daha o kütüphaneye gidilmicek demedim mi ha" sonlara doğru hafif yükselen sesiyle korkmuştum. " Neyse daha önemli konular var sonra gelicez o konuya."

"Evleniyorsun." Ne"

Merhaba arkadaşlarlar ilk kitabım olduğundan yanlışlarım olabilir umarım beğenirsiniz bir sonraki bölümde, görüşmek üzere :))

GÜNLÜĞÜM |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin