0.2

25 1 0
                                    

EVLENİYORSUN
EVLENİYORSUN
EVLENİYORSUN

Kafamın içindeki tek cümle tek kelime tek düşünce buydu evleniyorsun,hayır babam şaka yapıyordu ben evlenmiyordum. Babam bu kadar ileri gitmişmiydi beni evlendiricekmiydi tamam beni sevmiyor benden  nefret ediyordu, ama bumu yapmış olamazdı değilmi.?

"EVLENMİYORUM BEN HAYIR HAYIR HAYIR EVLENMİYORUM EVLENEMEM SEN SEN ŞAKA YAPIYORSUN HAYIR BEN EVLENMEM BABA"

Ellerimi kafama koymuş deli gibi etrafta dönüyor bağırıyor heryeri döküp kırıyordum, beni durduran babamın bana attığı sert tokat olmuştu elim yanağımda yere düşmüş yere bakıyordum babam sertçe çenemden tutup kendine çevirmişti."EVLENİYORSUN LAN EVLENDİRİYORUM SENİ" babmın elini itip hayır evlenmiyorum diye bağırdım."Evleniyorsun seninle uğraşıp daha fazla kahrını çekemem yarın akşam istemeye geliyorlar." Koşarak salondan ayrılan babamın bacağına yapışıp ağlayarak yalvarmaya başladım." Baba lütfen evlenemem ben her istediğini yaparım baba söz veriyorum uslu bir kız olucam bir daha kütüphaneye de gitmicem sana asla karşı gelmicem lütfen baba evlen- " kütüphane demişken SENİN KÜTÜPHANEDE NE İŞİN VARDI LAN SANA KÜTÜPHANEYE GİDİLMİCEK DEMEDİM Mİ HA." Babamın yanağıma attığı sert tokat ve karnıma aldığım darbelerle bilincimi kaybetmiştim. Uyandığımda soğuk fayansın üstünde yatıyordum, karnıma aldığım darbelerden dolayı kalkmam çok zor olmuştu.

Evlenemezdim hızlıca odama gidip yatağın altındaki küçük çantayı çıkardım ve elime ne geliyorsa çantaya doldurdum son olarak yatağımın altına yaptığım gizli bölmedeki, para sandığımı çıkardım.O kadar ağırdıki elim koptu sanmıştım biran 10 yaşımdan belli, elime geçen her fırsatta buraya para atmıştım.Demekki bugün için atıyormuşum, oyalanmayı bırakıp üstüme montumu geçirdim tarçını ve çantamı alıp yavaş ve sessiz adımlarla, botlarımı giyip hızlıca evden çıktım ilk bulduğum taksiye en yakın hava limanını tarif ettim, hayatım şimdi başlıyordu işte.Taksiciye parayı verip hemen İzmire bir bilet aldım yarım saat vardı uçağın kalkması için, koltuklardan birine oturup beklemeye başladım. O sırada yanıma 5,6 yaşlarında olan sarı kıvırcık saçlı pembe elbiseli bir kız geldi.Kucağında bembeyaz bir kedi vardı

" merhaba abla ben Sinem senin adın ne "Özge bende " dudağına noldu "hiç düştüm dudağımın patladığını yeni fark ediyordum babam tokat atınca olmuş olmalıydı.Sinemin bana uzattığı peçeteyi alarak dudağıma bastırdım" teşekkür ederim sinemcim "rica ederim özge abla dikkatli ol olurmu babam bana hep dikkatli olmamı söyler,saçlarım nasıl olmuş özge abla ben yaptım "ç çok güzel olmuş."Benim babam saçlarımı toplamak yerine çeker yolardı bana dikkatli ol demez daha beter ol derdi benim babam neden beni sevmemişti ki napmıştım ben ona annem hep hakediyorsun derdi neyi haketmiştim ki sadece bende sevilmek istemiştim.Düşüncelerimi bölen sinemin neşeli sesi olmuştu."Teşekkür ederim adıne kedinin benimkinin adı lily " tarçın" ayy çok tatlı aynı rengi gibi adıda" evet " benim gitmem gerek özge abla tanıştığıma memnun oldum "bende memnun oldum sinemcim. Sinem gidince uçağımın anonsu yapıldı.Çantamı alıp uçağıma doğru ilerledim ve koltuğuma oturdum, arkamdan gelen sesle başımı oraya çevirdim."Özge abla" Sinem "sende mi İzmire gidiyorsun "evet"yanına oturabilir miyim "tabii "yol boyu sinemle konuşmuş hatta film izlemiştik onun saçını bile örmüştüm en son sinem omzumda uyuya kalmış onun uyumasıyla bende uyumuştum.

Uyandığımda yanımda Sinem yoktu ve, hostes bir kadın omzuma dokunuyordu"hanımefendi geldik" çantamı ve tarçını almış uçaktan inmiştim.Şimdi nerde kalacak napıcaktım, biranda karnıma giren ağrıyla elimdeki çantayı yere düşürdüm gözleriminde kararmasıyla son gördüğüm başıma üşüşen kalabalık olmuştu.

Uyandığımda beyaz bir tavanla karşılaşmıştım sağ tarafımda serumumu yenileyen bir kadın vardı."Özge hanım nasıl hissediyorsunuz kendinizi" ağrılı ve uyuşmuş "gayet normal karnınıza baya sert darbeler almışsınız kanamanız vardı ondan dolayı ilaç verdik sizi bir süre daha misafir edicez tekrar geçmiş olsun"teşşekkürler."Şimdi napıcaktım nereye gidecektim büyük ihtimal annemler kafayı yemiş olmamalılardı özellikle de babam,olmazsa otelde kalır ve kendime bir iş bulurdum sonrada kirayla bir eve çıkabilir okuluma devam edebilirdim.Evet evet burdan çıkınca ilk işim bir otel ve iş bulmak olucaktı.

1 HAFTA SONRA

Taburcu olmuş bir elimde çantam ve kucağımda tarçınla, beraber İzmirin hiç bilmediğim sokaklarında dolaşıyordum bulduğum bank gibi bir yere oturup biraz soluklandım. Hastaneden çıktığımdan belli nereye gittiğimi bilmeden öylece dolaşıyordum, oysa doktor bol bol dinlen demişti aman ne dinlenme ben ve dinlenme dünyanın en uzak iki kelimesi olabilirdi.En azından fazla hareket etmemeye çalışırdım dikişlerimin patlamasıyla uğraşamazdım bu kadar derdimin içinde. Kucağımda bir boşluk hissedince tarçının olmadığını fark ettim korkuyla tarçın diye bağırıp tarçını aramaya başladım."Tarçın annecim nerdesin" marketin oradaki diğer kedilerle oynayan tarçını görünce çok rahatlamıştım. Çantamı sırtıma takıp tarçının yanına gidip başını okşadım bebeğimi uzun zamandır beslememiştim hemen markete girip tarçın ve diğer kediler için biraz mama ve su aldım, ücreti ödedikten sonra marketten çıkıp kedilerin yanına gittim yerdeki kaba mama ve su koydum keşke diğer kedileride alabilseydim ama ben daha bu halde kendime bile bakamıyorken onları yanımda ordan oraya sürüklemek istemedim. Tarçın olmayan kız kardeşim sırdaşım ailem herşeyimdi.

Babamdan ilk dayağımı yediğim zaman 5 yaşındaydım çok korkmuş ve o yağmurda evden kaçmıştım kaldırım taşına oturup ağlarken tarçı gelmiş bacağıma sürtünüyordu, onu o yağmurda orda bırakamazdım henüz çok küçüktü.Anne babam öğrenirse beni öldürürlerdi ama ben yinede alıp onu eve götürmüştüm.Beraber büyümüş beraber yaralarımızı sarmıştık ailemden görmediğm sevgiyi ondan görmüştüm babam beni her döndüğünde tarçına sarılır uyuya kalırdım annem tarçını ögrendiğinde hemen babama söylemişti babam beni o gün bayıltana kadar dövmüş bodrum katına kilitlemişti işte o zaman karanlıktan korkmaya başlamıştım.Ailem nolduysa tarçını atmamıştı evden beni düşüncelerimden uyandıran tarçının miyavlama sesiydi." Tarçın hadi arkadaşlarınla vedalaş gidiyoruz." Tarçını da almış gidiyordum başım dönmeye başlamıştı, banka oturmuştum.Doktor baş dönmelerin kendini çok yorarsan olur demişti tam çantamdan su alacaktımki bir adamın çantamı almış koştuğunu görmüştüm"DUR LÜTFEN BİRİ YARDIM ETSİN ÇANTAM HIRSIZ"hızlı adımlarla adamın peşinden koşmuş ama ağrım yüzünden nefesim kesilmiş yürüyememiş olduğum yere diz çökmüş ağlamaya başlamıştım ben şimdi napıcaktım
tüm param gitmişti.

Sizce hikaye nasıl gidiyor?

Sinem nasıl biri?

Tarçın nasıl biri?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum öpüldünüzzzz 😘

GÜNLÜĞÜM |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin