2 hafta sonra
"Vera iyiliğini istediğimiz için getirdik seni bizi kırma lütfen" Gözde yengem ile koridor da oturuyorduk. Hastane koridorun da. Psikolog'un kapısının önünde.
Gözde yengem ve İrfan abim iyi hissetmem için elinden geleni yapıyorlar. Ve gerçekten işe yarıyor. Yanlarında kendimi gerçekten seviliyor gibi hissediyorum.
Aile ortamında gibi. Gerçek sıcak bir aile. Ama benim için psikolog ayarlamalarını istemiyorum.
Çünkü ben aptalım. Kendimi insanlara açıklıyamıyorum.Duygularımı içimde tutuyorum. İstediklerine Hayır dersem kalpleri kırılacak diye korkuyorum. Ama günün sonunda yine üzülen ben oluyorum.
Beni sevmeleri için elimden ne geldiyse yaptım. Ama işlerini hallettikten sonra ardlarında bırakılan bir kız oldum.
Bu yüzden insanlara karşı çok temkinliyim. Çünkü biliyorum ki bir insan daha kalbimi kırarsa bu sefer ne insanlara,ne de kendime acıyacağım bir kalbim olmayacak.Okuyup çok etkilendiğim bi söz vardı.
"Ekin biçebilmek için elverişli bir tarla, güvenmek için kırılmamış bir kalp gerekir"
Ne yazık ki benim kalbim çok sefer, başta annem olmak üzere tanıdığım çoğu insan tarafından kırılmıştı.
"Biliyorum" Dedim güven vererek. "Siz beni düşünüyorsunuz ve bende sizi düşünerek iyi olmaya çalışacağım" Gözde ablam gülümsedi.Sonra ona sarıldım.
"İyi ki benim yengemsin Gözde abla sen olmasan ne yapardım bilmiyorum" O da bana sarıldı. "Hayatta ne olursa olsun dik dur. Kendini bırakma..."
" ...En sevdiğine bir şey olsa bile"
__________________________________________
"Veracığım hoşgeldin.Nasılsın?" Dedi psikolog doktor. Tatlı, Hemen hemen Vera ile aynı yaşta, güler yüzlü bir hanımefendiydi. Gülümsedim. "Hoşbuldum"hem gülerek hem şaşırarak bana baktı. " Böyle cana yakın olmana sevindim. Çoğu insan ilk sefer de onları anlamadığımızı söyleyip durur "
Saçmalık Psikologlar bu işin aslını öğrenip atanan. Ve dünya da milyonlarca çaresiz insana yardım edenlerdir. Hatta belki bu dünyada psikologlar tek yargılamadan, aşağılamadan dert dinleyen insanlardır bana göre.
(Benim gelecekte ki mesleği savunuş)
"İlk önce tanışalım istersen. Ben seni tanıyorum''derken lafını kestim " Çokta emin olmayın"bana gülümsedi. "Tamam tanışıcaz diyelim o zaman. Ben Eylül. Eylül Karayel"(yani ben)
" Sana dürüst olucam. Bana gelen hiçkimseyi hastam gibi görmem. Gördüğüm kişiler daha çok geçmişteki hataları ya da yaşantıları dolayısıyla herkesten kendini uzaklaştırmanın bir çözüm olacağını düşünen insanlardır onlar benim için "
Doğrusu içim rahatlamıştı. Beni bir hasta gibi görmeyecekti en azından. "Başlayalım mı Vera? "Eninde sonunda yapmamız gereken seans bu. Başlaması gerekiyor. " Olur başlayalım.
"Biraz zor olacak ama bana hatırlayarak geçmişini anlatır mısın? " Dedikleri ile gözlerim dolmuştu. Geçmişi hatırlamak her zaman hoş bir şey değil. Yine de kendimi zorlayarak aklıma gelen bazı anıları anlatmalıydım. İlk önce amcası Ozan beyin ona anlatacaklarını
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Yazar anlatımıyla (merhabalar efendim)
"Getirin dedim oğlumu! Yeni doğdu o!Bir anne evlatsız ne yapar" Esra Kahveci bağıra bağıra ağlamaya başlamıştı artık. "Çok üzgünüm ama başınız sağolsun" Hemşire Filiz ameliyathaneye döndü üzgün üzgün. 'Öldü oğlun' dediklerinde dünyası başına yıkılmıştı. Ahmet Kahveci de çok üzülmüştüler.
YOU ARE READING
Kahramanım/Ferdi Erenay Kadıoğlu
FanfictionHayatı baştan aşağı kolpa olan bir prenses'in Kahraman'ı ile tanışması